12 Bin Yıllık İnsanlık Tarihi Dinamitleniyor

Dünyanın en eski medeniyetlerinden Kürdistan toprağının en kadim beldelerinden Hasankeyf'te tarihi onbinlerce yıl öncesine dayanan antik mağaralar dinamitlerle yıkılıyor.


Daha önce Suriye'de, Irak'ta gördüğümüz antik eserlere düşmanlık, tahribat yanıbaşımızda sergileniyor. Onbinlerce yıllık tarihimiz göz göre göre yıkılıyor. Batman'ın ve Türkiye'nin tarihi en eski yerleşimlerinden biri, 12 bin yıllık geçmişi bulunan ve Ilısu Barajı altında bırakılacak olan Hasankeyf'te kayalar dinamitle yıkılıyor.


Ömrü en fazla 50 yıl sürecek olan Ilısu barajına alan açmak gerekçesiyle onbinlerce yıllık tarihin tarumar edilmesi ne derece mantıklı. 

İsterseniz bu konuda medeniyetleri Amerikalı barbarlar tarafından talan edilen Kızılderilelere söz verelim.

"Son ağaç kesildiğinde, son nehir kuruduğunda, son balık öldüğünde. beyaz adam; paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak."

Biz de iş işten geçtikten sonra Hasankeyf'in değerini belki anlayacağız ama o gün her şey için çok geç olacak. 

VAKİT VARKEN SES VER BU YIKIMA DUR DE!



KAYALAR GELİŞİGÜZEL DİNAMİTLENİYOR

Hasankeyf Antik Kentindeki vadilerde bulunan mağaralara "tehlike arz eden kayaların düşürülmesi" adı altında yapılan çalışmalarda, yerinde yapılan inceleme ve gözlemlerde tehlike arz etmeyen ya da düşme ihtimali az olan kayaların da gelişigüzel şekilde dinamit ile yıkıldığı belirlendi. 


Patlamaların diğer kayalarda da titreşimlere neden olduğu ve kalenin doğal yapısını bozduğu aktarılırken, söz konusu patlamalardan dolayı oluşan sesin yerel halkta -özellikle çocuklarda- korkuya neden olduğu ve patlamalarda oluşan toz ve dumanın esnafların da çalışmalarını olumsuz yönde etkilediği öğrenildi. Ayrıca, kayaların düşürüldüğü yerlerde kilise kalıntıları ve eski kayadan yapılmış şaraplıklar bulunduğu, düşen kaya parçalarının kilise kalıntılarına ve şaraplıklara geri dönüşü olmayan zararlar verdiği de tespit edildi.


Hasankeyfi Yaşatma Girişimi tarafından yapılan yazılı açıklamada, projenin binlerce yıllık Hasankeyf tarihini ve yaşanmışlıkları yok edeceğine ve bilimsel olmadığı gibi kültür varlıklarını koruma kanununa da uygun olmadığına dikkat çekilerek şöyle denildi:


"2016 yılının ağustos ayında DSİ ve yüklenici firma arasında "Hasankeyf Antik Kentinin Jeolojik-Jeoteknik Bakımdan Araştırılması ve Güçlendirilmesi Yapımı İşi"nin sözleşmesi imzalandı. Hasankeyf Antik Kentinin Jeolojik ve Jeoteknik Bakımdan Güçlendirilmesi Yapım İşi kapsamında Yukarı Şehre temel teşkil eden kayalık bölge jeoteknik olarak güçlendirilmesi ve antik bir liman örneği inşa edilmesi planlanmıştı. İş kapsamında tehlike arz eden 24 adet kaya düşürülecek, beton duvar imalatları gerçekleştirilecek, Saha ? Dere ? Dicle ve Şaab Vadilerini kapsayan yaklaşık 4.75 milyon m3 dolgu inşaatı yapılacaktır. Ancak yüklenici firmanın iflas etmesi üzerine proje durmuştur.


21 Haziran 2017 tarihinde Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu Hasankeyf ziyaretinde Antik liman iskele inşaat ikmal ihalesinin yapıldığını Hasankeyf'te tehlike arz eden kayaların düşürülmesi, Dicle nehri derivasyon işleri, mağaraların doldurulması, küçük saray güçlendirme işleri, vadilerin dolguları, Dahlika deresi ıslah işleri, izleme ve ölçüm sistemi işleri, antik liman işleri yapılacağı ihalesi yapılan bu işlerin sözleşmesi imza safhasında olduğunu açıklamıştır.


Veysel Eroğlu açıklamalarından bir süre sonra Hasankeyf'te çalışmalar başlamıştır. Şu anda kalenin iki tarafındaki vadilerde bulunan mağaralara dolgu çalışması ile beraber "tehlike arz eden kayalar"ın düşürülmesi çalışmaları devam etmektedir. Resmi yetkililer yaklaşık 210 mağaraya dolgu yapılacağını açıklamışlardır. Dolgu yapılacak mağaralara ek olarak kanyon ve vadilerde çok sayıda mağara da sular altında kalacaktır.


Yapılacak çalışmalarda tehlike arz eden kayaların düşürüleceği söyleniyorsa da yerinde yapılan inceleme ve gözlemlerde tehlike arz etmeyen ya da düşme ihtimali az olan kayaların da düşürülmeye çalışıldığı görülmüştür. Bu kayaların düşürülmesi çalışmalarında dinamit tarzı patlayıcılar kullanılmaktadır. Bu patlamalar diğer kayalarda da titreşimlere neden olmakta, kalenin doğal yapısı bozulmaktadır. Patlamalardan dolayı oluşan ses yerel halkta -özellikle çocuklarda- korkuya neden olmaktadır. Bunun yanında kayaların düşürülmesi çalışmalarında oluşan toz-duman esnafların da çalışmalarını olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca kayaların düşürüldüğü yerlerde kilise kalıntıları ve eski kayadan yapılmış şaraplıklar bulunmaktadır. Düşen kaya parçaları kilise kalıntılarına ve şaraplıklara geri dönüşü olmayan zararlar vermektedir.

Geçmişten beri planlanan bu projelere karşı uzmanların ve halkın görüşlerini dikkate almış ve bu projelere karşı olduğumuzu kamuoyu ile paylaşmıştık. Vadi eko-sistemin üzerine kurulmuş kale mağaraları, kuyuları ve gizli geçitleri olan bir yerdir. Vadinin etrafı çevrilemez. Kale altı ve üstü kireçten oluşan bir yapıdır. Etrafı beton ile çevrilirse bile su sızacaktır. Ayrıca Hasankeyf'in kale yapısı yumuşak olduğu, baraj gölü yükselmekle beraber su ile temas edilmesi halinde aşınmanın ve bunun da büyük ihtimalle yeni yıkımlara neden olacağı bilinmektedir.


Mağaralara ve vadilere dolgu yapılması, perde betonla kalenin izole edilmesi, kayaların zorla düşürülmeye çalışılması 12 bin yıllık Hasankeyf'in doğal tarihine zarar vermektedir. Doğal tarihin betonla izole edilip yapılacak antik liman turizmi canlandırmayacaktır. Bu proje ile binlerce yıllık tarih, yaşanmışlıklar kaybolacaktır. Bu proje bilimsel olmadığı gibi kültür varlıklarını koruma kanununa uygun değildir."