AKLIMIZA MUKAYYET OL YA RAB!

"Sakın zulmedenlere meyletmeyin, sempati duymayın. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka dostunuz yoktur; sonra yardım da göremezsiniz." (Hud 113)

Bu  ayet sadece zulmedenleri değil, zulme alet olanı, taraftar olanı hatta az bir meyil gösterenleri bile içine almaktadır. Çünkü "küfre razı olmak küfür olduğu gibi, zulme razı olmak da zulümdür." Dalalete, yalana, günaha, harama taraftar olmak dalalettir, yalandır, günahtır, haramdır.  Burada "zulmedenlere meyletmeyin, sempati duymayın" dan maksat, bir anlamda onların zulmüne meyletmeyin, demektir.


Önümüzde böylesine açık ve net bir hüküm bulunmasına rağmen, Müslümanlar olarak yeteri kadar bilinçli ve uyanık davranmadığımızı düşünüyorum.


Bazen öyle akla ziyan işlerde bulunuyoruz ki; "Ya Rabbi aklımıza mukayyet ol!" demekten kendimizi alamıyoruz.


Suriye de, Sarin Gazından etkilenen; çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 100'ü aşkın insan mazlumca hayatını kaybetti. Gerek şimdiye kadar yaşananlar, gerekse bu son yaşanan olay, kalbinde insanlık namına en ufak bir kırıntı olan bir kişi bile, bu olayı kınamalı ve en üst perdeden lanetlemelidir. Hal böyle olunca bir de feraset anlayışından zerre kadar nasiplenmemiş bazı kesimler, ABD'nin:  "Suriye de yaşanan olaylara müdahale edebiliriz." Beyanına dört elle sarıldıklarını ve desteklediklerini görüyoruz.


ABD'nin, Suriye de yaşanan olaylara müdahale etmesini istemek, en hafif tabirle deliliktir. Akıl ve iz'andan yoksunluktur. Şimdi birileri şunu sorabilirler: "Zalim Esad bunları hak etmiyor mu?" Evet. Hem de bundan âlâsını hak ediyor. Esad zalim. Hatta babası da zalimdi. Bu sebeple kendisi "Zalim oğlu Zalim oluyor." Ve ben bundan şüphe etmiyorum.


Ancak ABD'nin müdahalede bulunduğu hiçbir ülke muvaffak olmamıştır. Girmiş olduğu hiçbir ülkenin vatandaşı rahat yüzü görmemiştir. Tam aksine her şeyi daha bir çıkmaza sokmuş ve her şeyi daha kötü hale getirmiştir.


Bu Amerika, daha dün Irak, Yemen ve Suriye de binlerce sivili, ondan önce de on binlerce hatta yüz binlerce insanı katleden, yerinden yurdundan eden, sakat bırakan, oradaki mazlum ve mustaz'af insanları evsiz ve barksız bırakan Amerika değil mi?


Bu Amerika, 15 Temmuz darbesini incirlikten yöneten, ABD destekli darbe olduğu en üst yetkili ağızlardan dillendirilen, darbenin elebaşını vermeye yanaşmayan buna rağmen göstere göstere devlet bankasının müdür yardımcısını gözaltına alan Amerika değil mi?


Şu Trump, daha dün, "Eğer şüphesi olan varsa, herkes bilsin diye söylüyorum. Sisi'nin gayet arkasındayız." Diyen Trump, ABD başkanı değil mi?


Şu Trump, daha dün ilk icraat olarak, Amerikalı Müslüman vatandaşlara ve diğer başka Müslüman ülke vatandaşlarına karşı, ırkçı ve faşist söylemlerde bulunan herif, ABD başkanı değil mi?


Yani bunların tamamını biliyorken, Amerika'nın dünyadaki en büyük emperyalist ve zorba güç olduğunu biliyorken nasıl olur da bizler Amerika'nın Suriye'ye müdahalesini destekleriniz? inanın aklım almıyor.

Ya da şöyle sorayım. "Amerika ile birlikte hareket edip, emperyalist blokta yeryüzü zalimleri ile beraber hareket etmeyi, ne kadar da iyi bir şey olarak görüyoruz.


Gerçekten yazık bu halimize. Yazık ki, ne yazık.

Feraseti, kendine kılavuz kılanlardan olma dileği ile..