Avrupa'nın Kayıp Ülkeleri ? 2

Avrupa'nın Kayıp Ülkeleri ? 2

     ► FRİZYA

     Merkezî Avrupa ve İskandinavya bölgelerinde bulunan Frizya, üç ülke arasında, Hollanda, Almanya ve Danimarka arasında bölüşülmüş bir coğrafyadır. Almanca ve Flamanca (Felemengce)'da "Friesland", Danca'da "Frisland", Batı Lauwers Frizcesi'nde "Fryslân", Kuzey Frizce'de "Fraschlönj" veya "Friislon", Doğu Frizce'de "Fräislound" veya "Freesland" ve Groningen Frizcesi'nde "Fraislaand"olarak isimlendirilir.


     Üç devlet arasında parçalanmış olan bu ülkenin Hollanda'ya ait topraklarına "Batı Frizya", Almanya'ya ait topraklarına "Doğu Frizya" ve yine Almanya ile birlikte Danimarka'ya ait topraklarına ise "Kuzey Frizya" denir. Batı Frizya (Friz. West Fryslân), Hollanda'nın Kuzey Hollanda (Flm. Noord ? Holland), Frizya (Flm.Friesland), Flevo Ülkesi (Flm. Flevoland), Gelderland'ın kuzey bölümü, İjssel Toprakları (Flm. Overijssel), Drenthe ve Groningen vilayetlerini; Doğu Frizya (Friz. East Fryslân), Almanya'nın Aşağı Saksonya (Alm. Niedersachsen) eyaletinin kuzey bölümü ile Bremen eyaletini; Kuzey Frizya (Friz. Noard Fryslân) ise Almanya'nın Hamburg eyaleti ve Schleswig ? Holstein eyaletinin batı bölümü ile Danimarka'nın Syddanmark, Midtjylland ve Nordjylland vilayetlerinin batı topraklarını kapsar.


     Kuzey Denizi şeridi boyunca uzanan ve dümdüz olan, bir tane bile dağ veya yükseklik bulunmayan Frizya, sürekli yağmur alan yemyeşil bir coğrafyadır. Ana karanın karşısında deniz üzerinde boylu boyunca uzanan Friz Adaları, her yıl milyonlarca turistin akın ettiği oldukça şirin takımadalardır. Bu adalar batıdan doğuya (kavisli dizildiği için, aynı zamanda güneyden kuzeye) uzanır. Hollanda'ya ait olan adalara "Batı Friz Adaları", Almanya'ya ait olan adalara "Doğu Friz Adaları" ve Almanya ile Danimarka'ya ait olan adalara da "Kuzey Friz Adaları" denir.


     Boncuk tanesi gibi yanyana dizilmiş ve Hollanda ? Almanya ? Danimarkasahillerini, daha doğrusu Frizya anakarasını takip ederek yay biçiminde uzanan Frizya Adaları (Friz. Frysk Eilannen; Flm. Frisian Eilanden; Alm. Friesische Inseln; Dan.Frisisk Øer), güneybatıdan kuzeydoğuya doğru sırasıyla şunlardır:


     Batı Friz Adaları (Hollanda): Noorderhaaks (Friz. Noarderheaks), Texel (Friz.Tessel), Vlieland (Friz. Flylân), Richel (Friz. De Richel), Griend (Friz. It Gryn),Terschelling (Friz. Skylge), Ameland (Friz. It Amelân), Schiermonnikoog (Friz.Skiermûntseach), Simonszand (Friz. Simenssân), Piotr CichonRottumerplaat,Rottumeroog (Friz. Rottumereach) ve Zuiderstrand.

     Doğu Friz Adaları (Almanya): Borkum (Friz. Boarkum), Lütje Hörn,Kachelotplate (Friz. Kachelotplaat), MemmertJuist (Friz. Júst), Norderney (Friz.Nordeneach), BaltrumLangeoog (Friz. Langereach), Spiekeroog (Friz.Spikereach), Wangerooge (Friz. Wangereach), Minsener Oog (Friz. Minsener Each), MellumNeuwerkNigehörnScharhörnHelgoland (Friz. Deät Lun) veDüne (Friz. Dune).

     Kuzey Friz Adaları (Almanya ve Danimarka): TrischenSüderoog (Friz. Saruug),Südfall (Friz. Súdfal), Nordstrandischmoor (Friz. Lätj Möör), Pellworm (Friz.Pälweerm), Hallig NorderoogHooge (Friz. Hege), Nordmarsch ? Langeneß (Friz.Nees), Gröde (Friz. Di Grööe), Oland (Friz. Ualöön), Föhr (Friz. Feer), Amrum (Friz.Öömrang), Sylt (Friz. Söl), Rømø (Friz. Rem), Mandø (Friz. Mandeach) ve Fanø(Friz. Faaneach).


     Yüzyıllar boyunca farklı devletlerin ve kavimlerin saldırısına uğrayan, çeşitli katliâmlara ve aklı almaz zûlümlere maruz kalan ve fakat hepsine karşı da direnmesini bilen Frizler, takvimler 600 yılını gösterdiğinde, tarihleri boyuncaki en büyük imparatorluklarını, en güçlü devletlerini kurarlar: Magna FrisiaBüyük Friz İmparatorluğu.


     600 ? 734 yılları arasında varlığını sürdüren Friz İmparatorluğu (Friz. Fryske Ryk; Lat. Magna Frisia)'nun sınırları, güneyde bugünkü Belçika'nın Brügge şehri yakınlarındaki Zwin Millî Parkı'na, batı sınırları bu noktadan başlayarak bütün Kuzey Denizi (o zamanki ismi Frizya Denizi) kıyıları boyunca bugünkü Hollanda'nın Zelanda ili, Lahey (Den Haag) ve Den Helder şehirlerine, doğu sınırları bugünkü Almanya'nın Bremerhaven şehrine kadar uzanıyordu. Kuzey sınırları ise baştan başa Kuzey Denizi (Frizya Denizi) sularıydı.


     Tarım ve hayvancılıkla, artı balıkçılıkla uğraşan Frizler, güçlü bir ekonomiye sahipti. Ayrıca ticaret yollarının kavşak noktası olmalarından dolayı da Frizya kentleri büyük bir avantaja sahipti. Friz İmparatorluğu, para basan bir devletti ve "para birimi" vardı. Magna Frisia'nın para birimi, "Skeatta" idi. 600 ? 734 tarihleri arasında varlık gösteren ve tam 134 yıl tarih sahnesinde kalan Friz İmparatorluğu, kuruluşundan yıkılışına kadar toplam 4 kral gördü.


     Tıpkı imparatorluğun kuruluşundan önce olduğu gibi, devletlerini kurduktan sonra Frizler sürekli komşu devletlerin ve kavimlerin saldırılarına uğradılar. Ülkenin batısı ve kuzeyi suydu, güvendeydi, ama güneyden ve doğudan sürekli taciz ediliyorlardı.Sebep ise dînseldir: Frizler Hristiyan değildir ve olmaya da niyetli değildir. Komşu devletler ve kavimler ise onları "Hristiyanlaştırmaya" çalışıyorlardı.


     Alman ve Flaman kaynaklarında, Hristiyanlık'tan önce Frizler'in putperest olduğu yazılmaktadır. Hatta Almanya ve Hollanda'daki okullarda bile böyle öğretilmektedir. Pagan olduklarını ileri süren araştırmacılar da var. Ancak bunlar gerçeği yansıtmaktan uzak olup, daha çok "siyasî" nedenlerle ortaya atılmış görüşlerdir.


     Alman ve Flaman kaynaklarında Frizler'in Hristiyanlık'tan önce putperest veya pagan olarak resmedilmesinin sebepleri şunlar olabilir:

     1 ? Hristiyanlık'tan önce putperest ve pagan olduklarını ileri sürerek, Frizler'in Hristiyanlık'ı seçmekle ne kadar "müspet" bir iş yaptıklarını kanıtlamak (!). Nitekim Frizler, zorla ve baskıyla, soykırım uygulanarak Hristiyanlaştırılmış bir kavimdir ve Batı Avrupa'nın en son Hristiyanlaştırılmış halkıdır. Onların Hristiyanlık'tan önce putperest ve pagan olduklarının ileri sürülmesi, Hristiyan yapmak için gerçekleştirilen zûlüm ve katliâmları aklama ve meşrû gösterme çabası olarak okunabilir.


     2 ? Semavî dînlere mensup olanların, semavî dînlere mensup olmayan herkese "putperest" gözüyle bakma eğilimi. Bu eğilim, hem Hristiyanlar'da hem de Yahudîler'de ve Müslümanlar'da mevcut.


     Nitekim 1492'den başlayarak Kızılderili Kıt'âsı'nı işgal eden Hristiyan Beyaz Adam, topraklarını işgal ettiği ve soykırıma uğrattığı Kızılderililer'e de aynı gözle bakıyordu. Ancak Kızılderililer'in hiç de Beyaz Adam'ın iddiâ ettiği gibi "putperest" olmadıklarını, bugün bütün dünya bilmektedir. Hatta Kızılderililer'in dînî inançları ve Yaratıcı'ya duydukları doğal sevgi, dünya genelindeki Müslümanlar'ın, Hristiyanlar'ın ve Yahudîler'in dahi hayranlığını kazanmıştır.


     Frizler'in Hristiyanlık'tan önce putperest ve pagan olmadıklarının en önemli kanıtı, Hristiyanlık'tan önce pagan olan Romalılar'ın dînlerinden dolayı sürekli Frizler'e saldırmaları, dînî inançlarını değiştirmeleri için Frizler'e her türlü zûlmü ve hatta soykırım uygulamasıdır. Daha Hz. İsa (as) doğmamışken, Romalılar Frizler'i dînlerini değiştirmeleri için katlediyor, kadınlarını ve çocuklarını köle yapıp köle pazarlarında satıyordu. Aynı dîne inanmadıkları için pagan ve putperest olan Romalılar'dan bütün bu zûlümleri gören Frizler, demek ki pagan veya putperest değildiler.


     Frizler Yaratıcı'ya inanıyorlardı ama dînsizdiler. Yani putperest olmadıkları gibi, ateist de değildiler. Frizler o dönem kendilerini itikadî anlamda nasıl tanımlıyorlardı, bunu bilmiyoruz, ancak Frizler'in o dönemki itikadî yapısına günümüz terminolojisinde"Deizm" deniyor.

     Frizler Allah'a (Tek Tanrı'ya, Yaratıcı'ya) inanıyorlar, fakat herhangi bir dîne inanmıyorlardı. Dînsiz bir topluluk idiler ama Yaratıcı'ya imân ediyorlardı.Günümüz terminolojisiyle nitelemek gerekirse, "Deist" bir kavim idiler. Böyle olduğu için, hem Hristiyanlık'tan önce Romalılar tarafından, hem de Hristiyanlık'tan sonra Keltler ve Franklar (günümüzdeki Fransızlar'ın, Flamanlar'ın ve Almanlar'ın ataları) tarafından korkunç zûlümlere ve baskılara maruz kaldılar, akıl almaz işkenceler gördüler.


     Ne için yaptılar bütün bu akılalmaz zûlümleri? Bunca acıyı, zûlmü, köleleştirilmeyi, soykırıma tabi tutulmayı mazlum Friz halkı neden yaşadı? Bir tek "suçları" (!) vardı: Avrupa devletlerinin resmî dîni olan Hristiyanlık'ı benimsemediler, inanmak istemediler.

     Frizler ateist değildiler, Yaratıcı'ya inanıyorlardı. Hatta dûâ da ediyorlar, kendilerince Yaratıcı'ya ibadetlerini de yapıyorlardı. Ancak Yaratıcı'ya inanmak yetmiyordu, soykırım ve tecavüzden kurtulmak için. İnsanoğlunun Yaratıcı'nın adını kullanarak kurduğu "Dîn"e de inanması gerekiyordu. Yaratıcı'nın çocuk doğurduğuna, bir oğlunun olduğuna ve onu insanlara "elçi" olarak yolladığına, gökten kitaplar gönderdiğine, yarattıklarının bir kısmına yine kendisinin yarattığı diğer toplulukları kılıçtan geçirmeyi emrettiğine, kadınlarını ve çocuklarını da köle yapmalarını istediğine, bunu yapmazlarsa sonsuza dek ateşte yakmakla tehdit ettiğine inanmaları gerekiyordu.


     Frizler bunlara inanmadığı için, erkekleri katliamdan geçiriliyor, kadınları ve çocukları köle yapılıyor, büyükbaş hayvanları boğazlanıyor, köy ve şehirleri yakılıp yıkılıyordu.

     Friz halkı, Merkezî Avrupa bölgesinin en son Hristiyanlaştırılmış halkıdır.Frizler'in Hristiyanlaştırılması Frankonya İmparatorluğu döneminde, 688 tarihinde başlar ve 800 yılında tamamlanır. Almanlar'ın, Hollandalılar'ın ve Danimarkalılar'ın zorla Hristiyanlaştırmak için defalarca saldırdığı ve baskı altına aldığı Frizler,Hristiyanlaşmamak için yüzyıllarca savaşırlar. Ancak sayıca ve silahça güçsüz olan Friz halkı bu savaşların neticesinde yenilgiye uğrar. Hristiyanlık'tan önce Frizler'in herhangi bir dînî inançları yoktu, dînsizdiler.


     Frizya coğrafyasında yaşayan Frizler, kılıçtan ve katliâmdan geçirilerek zorla Hristiyan yapılmış bir halktır ve Avrupa kıt'âsında Hristiyanlık dînine EN SON girmiş olan millettir. Avrupa kıt'asının en son Hristiyanlar'ıdırlar. Fakat gönüllü olarak bu dîni benimsememişler, Hristiyan olmamak için Hollandalılar'a, Almanlar'a ve Danimarkalılar'a karşı yüzyıllarca direnmişlerdir. Bu direnişlerinin sonucu olarak da katliâmdan hatta soykırımdan geçirilmiş, sonra da asimilasyon politikasıyla asimile edilmişler, anadilleri olan Frizce bile yasaklanmıştır.


     7. yy'ın sonlarında başlayıp bütün 8. yy. boyunca devam eden ve Avrupa tarihinin en karanlık ve kirli sayfalarından biri olup Avrupalılar tarafından özenle gizlenmeye çalışılan Friz ? Haçlı Savaşları (688 ? 800), korkunç kıyımların ve zûlümlerin işlendiği uzun bir süreç olmasının yanında, günümüz terminolojisiyle adlandırmak gerekirse, ilginçliklerle dolu Deizm ? Teizm (Dîncilik) Savaşları'dır.


     733 yılında Karl Martell komutasındaki Franklar, 17 yıl önceki ağır yenilginin intikamını almak için Frizya İmparatorluğu'na karşı büyük bir saldırı başlatırlar. Beklenmedik bu saldırı neticesinde Friz ordusu tâ Kuzey Denizi kıyısındaki Eastargoa'ya (bugünkü Oostergo) çekilmek zorunda kalmıştır. Bu büyük saldırıyla Frizya ? bugünkü Hollanda'nın neredeyse güney yarısına tekabül eden ? büyük bir coğrafyayı elinden çıkarmak zorunda kalmıştır.

     Bu saldırıdan sadece bir yıl sonra, 734 yılında Frizya İmparatorluğu'nun yıkılışına sebep olan Boarn Savaşı vuk'u bulur. Friz Kralı Poppo komutasındaki Friz İmparatorluğu savaşı kaybeder. Frizya'nın son kralı olan Poppo da bu savaşta kılıçtan geçirilerek öldürülür.

     600 yılında kurulan ve tam 134 yıl tarih sahnesinde kalan Friz İmparatorluğu (Friz.Fryske Ryk), böylece 734 yılında yıkılmış ve tarih sahnesinden silinmişti. Frizler, yeniden komşu devletlerin işgali ve başka kavimlerin egemenliği altına girmişti.


     Ancak değişim, yalnızca "siyasî statüleri" ile sınırlı kalmamıştı; "dînî statüleri" de büsbütün değişmişti. Tamamı Hristiyan olan komşu devletlerin ve kavimlerin yüzyıllarca kılıç ve baskı yoluyla Hristiyanlaştırmaya çalıştığı ama Hristiyanlık'a karşı yüzyıllarca ölümüne direnen Frizler'in, kurdukları imparatorluk yıkıldıktan ve başka ulusların egemenliği altına girdikten sonra "Hristiyanlaşma" süreçleri de büsbütün tamamlanmıştı. 734 yılında Frizya İmparatorluğu yıkıldı ve Frizler bağımsızlığını yitirdiler. 800 yılına gelindiğine ise, tamamı Hristiyanlaştırılmış bir Friz milleti vardı artık.


     Günümüzde topraklarına hükmeden devletler tarafından tamamen asimile edilmiş olan Frizler'in konuştuğu Frizce de bugün yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Friz edebiyat, kültür ve sanatını inceleyen bir bilim dalı (Frisistik) her ne kadar bugün var ise de, Friz dil ve kültürünün yok oluşunu durdurabilecek gibi görünmüyor.

     Frizler, Almanya ve Hollanda'da resmî olarak "ulusal azınlık" kabul edilir ve bu statüdedirler. Ancak azınlığa ait olma, kişilerin kendi beyanıyla gerçekleştiğinden, Frizler'in kesin sayısı bilinmemektedir. Devletler insanların etnik kökenlerini sormadığı ve Frizler de yaşadıkları ülkenin toplumuna entegre oldukları için Friz halkının toplam nüfûsu hakkında elimizde herhangi bir rakam yok. Bilinen tek şey, Hollanda'da 400 bin, Almanya'nın Schleswig ? Holstein eyaletinde 10 bin ve Aşağı Saksonya (Alm.Niedersachsen) eyaletinde ise 2 bin kişinin "anadil" olarak Frizce konuştuğudur. Ancak bu, gerçek Friz nüfûsunun sadece küçük bir bölümüdür. Zira yüzyıllarca süren inkâr ve asimilasyon politikalarının sonucu olarak Frizler'in büyük bir çoğunluğunun kendi anadillerini konuşamadıkları da yakından biliniyor.


     Bütüncül bir bakış açısıyla ele alındığında, Batı Frizya'da (Hollanda) 400 bin, Doğu Frizya'da (Almanya) 40 bin ve Kuzey Frizya'da (Almanya ve Danimarka) 165 binkişinin kendini Friz olarak tanımladığı veya Friz kökenli olduğuna inandığı söylenebilir. Yüzyıllarca süren soykırım ve asimilasyon politikalarından bugün geriye kalanlardır, bu insanlar.

     Frizler, Sorplar, Romalar ve Sintiler, Almanya'nın 4 azınlık grubunu oluştururlar, ancak devlet tarafından tanınmazlar. Almanya'nın Schleswig ? Holstein eyaletinde yaşayan Danimarka kökenli azınlığın kurduğu ve kısa adı SSW olan Güney Schleswig Seçmen Birliği (Alm. Südschleswigsche Wählerverband; Dan.Sydslesvigsk Vælgerforening; Friz. Söödschlaswiksche Wäälerferbånd) Frizler'in hakları için de mücadele verir ancak yasadışı bir siyasî partidir. Partinin kuruluş tarihi, tâ 30 Haziran 1948'dir.


     Millîyetçi Friz hareketi, Almanya'nın kuzeyindeki Schleswig ? Holstein eyaletinin Kuzey Frizya (Nordfriesland) kesiminde ve Hollanda'nın Frizya (Friesland) bölgesinde yoğunlaşan Friz etnik grubunu Alman ve Flaman halklarından ayrı, henüz uluslaşmamış olsa da, kendi dilleri ve kültürleriyle farklı bir halk olarak gören bir siyasî akımdır.

     Özellikle Friz diliyle ilgili çalışmalar yürütülmektedir. Ancak Almanya ya da Hollanda'dan "bağımsız devlet" talebi sözkonusu değildir. Etnik kimliği muhafazâ edecek uygulamalara izin verilmesi, talepleri arasındadır. Almanya'da bu akım kapsamında Friz Birliği (Friz. Friisk Foriining), Hollanda'da ise kısa adı FNP olanFrizya Ulusal Parti (Friz. Fryske Nasjonale Partij) faaliyet göstermektedir. FNP,Friesland Bölge Parlamentosu (Friz. Provinsje Fryslân)'nda temsil edilmektedir.


     Hollanda'da ise toplum arasında kökleşmiş olan Frizya Ulusal Parti (FNP), onyıllardır Friz halkı için millî mücadele verir. Bununla birlikte 2006 yılında Frizler(DeFriezen) adıyla yeni bir parti daha kuruldu. Ancak yasal değildir ve kuruluş ilanından sonra da bugüne kadar bir kez daha ismini duyan olmadı.

     Frizlerarası Konsey (Friz. Ynterfryske Rie; Flm. Interfriese Raad; Alm.Interfriesische Rat; Dan. Interfrisisk Råd), Frizler'in bugün millî hakları için kurmuş oldukları en üst çatı durumundadır. Yukarıda adlarını zikrettiğimiz ve haklarında bilgiler aktardığımız tüm Friz hareketleri, "lokal" idiler; yani Frizya'nın her bir parçasında(Hollanda parçası, Almanya parçası, Danimarka parçası) ayrı ayrı teşekkül etmiş oluşumlardır. Fakat Frizlerarası Konsey, tüm parçalardaki bütün Frizler'in katılımıyla kurulan ve Hollanda ? Almanya ? Danimarka ayrımı gütmeden bütün Frizler'i temsil eden bir konseydir.


     Frizlerarası Konsey, her 3 yılda bir Frizya Kongresi (Friz. Frysk Kongres) düzenlemektedir. Her kongreden bir yıl sonra da, Frizya Adaları'nın "denizaşırı" (anakaradan uzak) tek adası olan ve Almanya'ya ait Helgoland (Friz. Deät Lun)Adası üzerinde bir "Friz kültür festivali" düzenlemektedir. "Friezendroapen" (Frizler Buluşması) adlı bu kültür festivalini ortalama 500 kişi ziyaret etmektedir. "Frizler Buluşması" (Friz. Friezendroapen; Alm. Friesentreffen) adlı bu kültür festivali nedeniyle çiftçi, balıkçı, ev hânımı, öğrenci, öğretmen, gazeteci, yazar, akademisyen, sporcu, sanatçı, siyasetçi gibi çeşitli meslek ve sosyal sınıflardan yüzlerce Friz insanı Helgoland Adası'nda toplanmaktadır.

     Frizler'in konuştuğu dil olan Frizce, Hint ? Avrupa Dil Ailesi'ne mensup bir dil olup Cermen Dilleri koluna aittir. Friz dili ve edebiyatını inceleyen bilim dalına ise "Frisistik"denir.


     Frizler, Avrupa Birliği (AB) tarafından da "millî azınlık" olarak kabul edilmiştir. 5 Kasım 1992 tarihinde imzalanan ve Avrupa Konseyi'nde kabul edilen Avrupa Bölgesel Diller ve Azınlık Dillerini Koruma Antlaşması'nın 1., 2. ve 3. bölümlerinde Frizce'ye bu statü verilmiştir.

     Frizya coğrafyası, yalnızca tarihi, kültürü ve insanlarıyla değil, hayvanlarıyla da çok ilginç ve cazibelidir. Frizya'nın dünyaca meşhur iki hayvanı vardır: Siyah ? beyaz Frizya inekleri ve simsiyah Frizya atları.

     Frizya coğrafyası ile ilgili çok geniş, ayrıntılı ve doyurucu bilgiyi, "Sediyani Seyahatnamesi"nin "Erdem ve Bilgelik Arıyorsan Nehirlerin Akıntısını Takip Et"başlığıyla kaleme alınan 9. cildinde 5 bölüm halinde sunulan "Frizya Dosyası" içinde bulabilirsiniz. Linklerini paylaşıyorum:


     ► BATI LÜKSEMBURG

     Benelüks bölgesinde, Belçika'nın bir vilayeti durumundadır. Bağımsız olan Lüksemburg'un bağımsız olmayan "öteki yarısıdır". Doğuda Lüksemburg'a, güneyde Fransa'ya sınırı vardır. Lëtzebuerg dilindeki adı "Lëtzebuerg", Fransızca adı"Luxembourg", Walonca adı "Lussimbork"tur.

     Belçika'nın aynı zamanda en az nüfûslu ili olan Lüksemburg (Batı Lüksemburg)'un başkenti, 29 bin 584 nüfûslu Arlon (Letz. Arel; Frsz. Arlon; Flm. Aarlen) kentidir.

     4 bin 443 km²'lik alana sahip bölgenin nüfûsu 256 bin 4'tür. Şayet bugünkü bağımsız Lüksemburg devleti ile Belçika'nın bir ili olan Lüksemburg birleşirse, Lüksemburg, "dünyanın en küçük ülkeleri" sınıfından çıkabilir.


     ► MANŞ ADALARI

     Merkezî Avrupa bölgesinde, Fransa sahillerinin hemen yakınlarında fakat Büyük Britanya'ya bağlı takımadalardır. İsmini, üzerinde bulundukları Manş Denizi'nden alır. Adaların toplam yüzölçümü 198 km², nüfûsu ise 164 bin 541'dir. 

     Toplam 14 adadan oluşmakta ve bunlardan yalnızca 5'inde insan yaşamaktadır. Bu adalar; Jersey (Norm. Jèrri), GuernseyAlderneySarkHermJethouBrecqhou,Les DirouillesEcréhousMinquiersPierres de LecqBurhouLihou veCasquets'tir.

     Ortaçağ boyunca Normandiyalılar'a ait olan adalar, 1066 tarihinden bu yana İngiliz işgali altındadır.

     Manş Adaları, II. Dünya Savaşı esnasında Alman ordusu tarafından savaşsız ve hava akınları sonucu işgal edildi. Nazi işgali sadece 2 gün (30 Haziran ? 1 Temmuz 1940) sürmesine rağmen, Naziler tarafından ele geçirilebilmiş tek Britanya toprağı olarak tarih sayfalarına geçti.

     Adalar, buradaki inekleriyle, daha doğrusu ineklerinin sarı renkteki sütüyle meşhurdur.


     ► GALLER

     Adalar Avrupası bölgesinde, Büyük Britanya Krallığı'nın dört ülkesinden biridir. İngilizce adı "Wales", Galce adı ise "Cymru" olan Galler'in başkenti, Galce gerçek adı Caerdydd olan Cardiff'tir. Avrupa'nın en büyük adası olan Büyük Britanya üzerinde bulunan Galler ülkesinin doğusunda İngiltere, kuzeyinde ve batısında İrlanda Denizi, güneyinde ise Kelt Denizi bulunur. 20 bin 735 km² alan üzerindeki coğrafya parçasında 3 milyon 92 bin kişi yaşar.


     Ülkenin İngilizce adı olan "Wales", Cermen kökenli "welsch" kelimesinden doğmuştur ve "yabancı" demektir. Gal halkına bu isim, Hind ? Avrupa dil ailesine ait bir millet olmadıkları, başka bir ifadeyle, İngilizler'in ve Almanlar'ın akraba kavimlerinden olmadıklarından dolayı verilmiştir. (Almanlar, ilginçtir, İsviçre'nin Fransızca konuşulan bölgelerine "Welschland" veya "Welschschweiz" derler. Aynı şekilde İtalya'nın kuzeyinde Almanca konuşulan Güney Tirol bölgesinde yaşayanlar da İtalyanca dilini "Walsch" olarak isimlendirirler.)


     Galler bölgesi, İngiltere ve İskoçya tarafından Hristiyanlaştırıldı. Christisation (Hristiyanlaştırma) ameliyesi bölgede 6. yy'da başladı ve 19. yy'da tamamlandı.

     Galler'de 20. yy'da filizlenmeye başlayan millîyetçi ve ayrılıkçı hareketin öncülüğünü Galler Partisi (Gal. Plaid Cymru; İng. The Party of Wales) adlı siyasî parti yapmaktadır. Plaid Cymru, 1966'da parlamentoda yaptığı oturumda Galler için daha fazla otonomi ve Galce dilinin hayat bulması teklifini karara bağladı.

     Bu coğrafyada Galce konuşmak, bağımsız ve özgür kimliğin kazanılmasının en önemli belirtisi olarak görülür. 1993'ten itibaren bölgedeki tüm kamu kurum ve kuruluşlarında, okul, hastane, mahkeme ve üniversitelerinde İngilizce ile birlikte Galce de kullanılır.


     Birleşik Britanya Krallığı'nın sınırlı olarak tanıdığı hakla, 1999 yılında yapılan halk oylamasıyla kendi meclisini kurma kararı vermiştir. Buna bağlı olarak aynı yıl içindeGaller Ulusal Meclisi kurulmuştur. Bu gelişme üzerine aynı yıl Londra (İng.London)'daki Britanya Krallığı Parlamentosu yetkilerinin bir kısmı Cardiff'teki Galler Ulusal Meclisi (Gal. Cynulliad Cenedlaethol Cymru; İng. National Assembly for Wales)'ne devredilmiştir. Ancak Birleşik Krallık Parlamentosu, Galler üzerinde birinci derecede yasa yapma sorumluluğunu yitirmemiştir. Galler Meclisi belirli çerçeve içinde ikinci derecede yasa yapma kabiliyeti ile yetkilendirilmiştir. Galler Meclisi'nin yasama gücü Galler ülkesini ilgilendiren konuları kapsamaktaydı; hükûmet kurma ve ülke üzerinde hükümran olma hakkına sahip değildir. 2 Mart 2006 tarihinde Cardiff'te yeni bir parlamento binası inşâ edilmiştir. Bu yeni ve modern parlamento binası bizzat Kraliçe II. Elizabeth tarafından yaptırılmıştır.

     Britanya Birleşik Krallığı Parlamentosu alt birimi olan 646 sandalyeli House of Commons'ta Galler 41 sandalye ile temsil edilmektedir.


     ► İSKOÇYA

     Adalar Avrupası bölgesinde, Büyük Britanya Birleşik Krallığı'nın dört ülkesinden biridir. İngilizce ve İskoçça adı "Scotland", Galce adı "Alba" ve Keltçe adı da"Caledonia" olan İskoçya, Avrupa'nın en büyük adası olan Büyük Britanya'nın kuzey yarısı ile Orkney Adaları, Shetland Adaları ve Hebrid Adaları'ndan oluşur. Güneyinde İngiltere ve İrlanda Denizi, batısında ve kuzeyinde Atlas Okyanusu, doğusunda iseKuzey Denizi bulunan ve başkenti Edinburgh (İsk. Eedinburra; Kelt. Dùn Èideann) olan İskoçya'nın nüfûsu 5 milyon 404 bin 700 kişi ve genişliği 77 bin 910 km²'dir.

     M. Ö. 10 bin yıllarından beri yerleşimin olduğu İskoçya'nın ilk sakinleri mezolitik avcılar ve balıkçılardır. M. Ö. 4500 yıllarından itibaren neolitik çiftçiler bölgeye yerleştiler. M. S. 503 yılından başlayarak İskoçlar, Keltler ve İrlandalılar bu coğrafyaya ayak bastılar.


     1707 tarihine kadar bağımsız bir krallık olan İskoçya, bu tarihte Birleşik Krallık'a bağlandı. Bu birleşmeden sonra devlet "Birleşik Britanya" olarak adlandırılmıştır.

     İskoçlar bu birleşmeden sonra tacı ele geçirmek üzere en önemlileri 1715 ve 1745 tarihlerinde olmak üzere birkaç kez ayaklansalar da başarılı olamadılar. 1800 yılında çıkarılan yeni bir "Birleşme Yasası" ile Kuzey İrlanda Parlamentosu da dağıtıldı ve parlamentoya Birleşik Krallık Parlamentosu'nda temsil hakkı verildi. Bu gelişme ile oluşan yeni ülkenin adı ise "Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı"oldu.

     İskoçya'yı bağımsızlık referandumuna taşıyan ilk somut adım, 1978 yılında İskoçya ve Galler için ayrı ayrı çıkarılan ve "yetki devri" (devolution) öngören yasalar çerçevesinde 1 Mart 1979 tarihinde yapılan referandum oldu. Bahse konu referandumda sözkonusu yasa hükümlerinin uygulamaya geçirilmesinin istenip istenmediği soruldu. Galler halkının  % 79, 7'sinin HAYIR oyu kullandığı referandumda, İskoçlar % 51, 6'lık oran ile yetki devri öngören yasanın uygulamaya geçirilmesini desteklediler. Ancak ilgili yasaya eklenmiş olan "EVET oylarının toplam seçmen sayısının % 45'ini aşması zorunluluğu" nedeniyle referandum sonuçlarına rağmen yetki devri gerçekleşemedi.


     Bağımsızlık referandumu yolundaki ikinci önemli adım 1997 yılında gerçekleştirilen referandum ile atıldı. İskoçya ile birlikte Galler'e de yetki devrine yönelik olarak bu referandumda Galler halkına sadece kendi parlamentolarını isteyip istemedikleri sorulurken, İskoç halkına bu soru ile birlikte, İskoç Parlamentosu'nun vergileri değiştirme yetkisine sahip olmasını isteyip istemedikleri yönündeki soru da yöneltildi. İskoç halkının % 60, 4'ü referandumda oy kullandı ve katılanların % 74, 3'ü İskoçya'nın kendi parlamentosuna sahip olması fikrini destekledi. Parlamentolarının vergileri değiştirme yetkisine sahip olmasını savunanların oranı ise % 63, 5 oldu. 1997 referandumu sonuçları çerçevesinde 1999 yılında 129 üyeli İskoçya Parlamentosu(İsk. Scots Pairlament; Kelt. Pàrlamaid na h-Alba) kuruldu. Sağlanan yetki devri uyarınca, egemen devletin sahip olduğu yasama ve yürütme yetkilerinin bir bölümü Birleşik Krallık Parlamentosu ve hükûmetinden bu parlamentoya ve parlamentonun seçtiği yürütme organlarına devredildi.

     İskoçya'yı bağımsızlık referandumuna taşıyacak son önemli adım, İskoç ve Birleşik Krallık Hükümetleri arasında yapılan müzakereler sonucunda 15 Ekim 2012 tarihinde İskoçya Birinci Bakanı Alex Salmond ile Birleşik Krallık Başbakanı David Cameron tarafından imzalanan "Edinburgh Antlaşması" ile atıldı. Antlaşmayla referandumun 2014 yılı sonundan önce gerçekleştirilmesi ve referandumda bağımsızlık ile ilgili tek bir sorunun sorulması kararlaştırıldı. 18 Eylül 2014 tarihinde gerçekleştirilen bağımsızlık referandumunda Birleşik Krallık'tan ayrılmama kararı çıktı. Referandumda EVET oyları % 45 çıkarken, HAYIR oyları da % 55 çıktı.


     ► MAN ADASI

     Adalar Avrupası bölgesinde bulunan küçük bir ada olan Man, Büyük Britanya Krallığı'nın işgali altındadır. İrlanda Denizi üzerinde yer alan adanın batı tarafında İrlanda Adası, doğu tarafında da Britanya Adası bulunur. Adanın İskoçya kıyılarına uzaklığı sadece 29 km, İngiltere kıyılarına uzaklığı 48 km, Kuzey İrlanda kıyılarına uzaklığı 52 km, Galler kıyılarına uzaklığı 71 km, İrlanda Cumhuriyeti kıyılarına uzaklığı ise 85 km.

     Adanın Manca orijinal adı "Ellan Vannin" (Van Adası) olup adanın ismi aslında"Van"dır, ancak ada dışında tüm dünyada "Man" ismiyle anılır. Ada, ismini eski tarihli bir inançtan, adayı koruduğuna inanılan Kelt Denizi Tanrısı Manannán mac Lir'den almaktadır. Adanın üzerinde halen bu "Tanrı"nın devâsâ bir heykeli vardır.


     572 km² büyüklüğündeki adanın üzerinde 85 bin insan yaşar. Başkenti, 27 bin 938 nüfûslu Douglas (Manx. Doolish)'tır.

     Ada ilk kez 8. yy'da bir Viking yerleşkesi olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ondan önce adada insan yaşamıyordu. Burayı ilk kez yerleşime açan ve üzerine köyler ve evler kuran, Vikingler'dir. Ada bu tarihten tâ 13. yy'a kadar, yani 500 yıl boyunca Vikingler'in elinde kaldı. O dönemde ada, bir Norveç Viking devleti olan Man ve Orkney Krallığı (Nrv. Kongedømmet Mann og Øyene)'na bağlı olarak yönetiliyordu. Bu devlet 1079 tarihinde kurulmuş, 1266'da yıkılmıştır. (Eskiden bir Norveç devletini oluşturan bu adalardan, Man Adası bugün Britanya Krallığı'na bağlı özerk bir ada iken, Orkney Adaları da Britanya Krallığı'nın 4 federal devletinden biri olan İskoçya'ya bağlıdır.)


     Norveç devleti yıkıldıktan sonra Man Adası, 2 Temmuz 1266 tarihinde imzalananPerth Antlaşması uyarınca İskoçya'ya bırakıldı. 14. yy'da İngiliz egemenliğine giren ada, 1765 tarihinde Büyük Britanya Krallığı'na bağlandı.

     Ada halen Büyük Britanya Krallığı'na bağlı olup, "özerklik" sahibidir. İçişlerinde serbest, ama dışişlerinde Londra'ya bağlıdır.


     Bu arada, çok çok ilgincinize gidecek bir not: Ada Birleşik Krallık'a bağlı olduğu için, Britanya Kraliçesi II. Elizabeth haliyle Man Adası'nın da kraliçesidir. Böyle olduğu için, Kraliçe II. Elizabeth, Birleşik Krallık'a bağlı her otonom / federal bölgede, o bölgenin kraliçesi olarak anılır. Örneğin İngiltere'de "İngiltere'nin Kraliçesi" şeklinde, İskoçya'da "İskoçya'nın Kraliçesi" şeklinde, Galler'de "Galler'in Kraliçesi" şeklinde. Ancak Man Adası hariç! Bunun tek ististası Man'dır. Kraliçe burada "Man'ın Kraliçesi"olarak değil, "Man'ın Efendisi" olarak anılır. Oldukça şaşırdığınızı tahmin ettiğim bu durumun sebebine gelince, çok ilginçtir: Adanın ismi olan "Man" aynı zamanda İngilizce'de "Erkek" anlamına geldiği için, "Man'ın Kraliçesi" deyimi "Erkeğin Karısı" gibi bir anlam verdiği için, bu sıfat kullanılmamakta, onun yerine "Man'ın Efendisi" sıfatı kullanılmaktadır. Evet; siyaset, coğrafya ve etimoloji içiçe geçtiğinde, ortaya böyle ilginç şeyler de çıkıyor.

     Özerk olan Man Adası'nın yönetimi oradaki bir valinin idaresine bağlıdır. Adada yerel bir parlamento vardır. Şimdi sıkı durun: 979 tarihinde kurulan ve 1000 yıldan fazla bir geçmişi olan Tynwald (Manx. Tinvaal) adlı bu Man Parlamentosu, dünyanın en eski 2. parlamentosudur. (En eski parlamento, 930 tarihinde kurulan İzlanda Parlamentosu Althing'dir.)


     Man Adası'nın parlamentosu olan Tynwald (Tinvaal)'ın iki ayrı bölümü bulunuyor:Anahtarlar Evi (Manx. Yn Chiare as Feed; İng. House of Keys) ve Yasama Konseyi(Manx. Yn Choonceil Slattyssagh; İng. Legislative Council). Anahtarlar Evi, 5 yılda bir yapılan seçimle gelen 24 milletvekili üyeden oluşuyor. Yasama Konseyi ise Tynwald meclis başkanı, başsavcı, Anglikan sodor ve Man başpiskoposu, 3 tayinle seçilmiş kişi ve Anahtarlar Evi tarafından seçilmiş 8 milletvekili üyeden meydana geliyor.

     Man Adası Avrupa Birliği (AB) üyesi değildir ancak AB ile yapılan antlaşmalar uyarınca sınırlı şekilde mal dolaşımına izin verilmekte.

     Ada, kuyruksuz kedileri ile meşhurdur. Kedilerin neden kuyruksuz olduğuyla ilgili adada pekçok efsane bulunmakta.


     ► KUZEY İRLANDA

     Adalar Avrupası bölgesinde bulunan İrlanda Adası'nın kuzey toprakları olan Kuzey İrlanda, Büyük Britanya Krallığı'nın işgali altındadır. Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı'nın dört ülkesinden biridir. Bağımsız olan İrlanda Cumhuriyeti'nin bağımsız olmayan kuzey parçasıdır. İngilizce adı "Northern Ireland", İrce adı ise"Tuaisceart Éireann" olan Kuzey İrlanda, İrlanda Adası'nın Ulster (İrc. Ulaid)vilayetini kapsar. Batısında ve güneyinde İrlanda Cumhuriyeti, doğusunda İrlanda Denizi, kuzeyinde de Atlas Okyanusu bulunuyor.


     13 bin 843 km² alana sahip ve 1 milyon 870 bin 451 kişinin yaşadığı ülkenin başkenti Belfast (İrc. Béal Feirste)'tır.

     İsmi "Yeşilada" anlamına gelen İrlanda Adası, 1541 ? 1801 tarihleri arasında ada üzerinde kurulmuş güçlü bir devlet olan İrlanda Krallığı tarafından yönetiliyordu. 1801 tarihinde İngilizler tarafından ada işgal edilince, aynı yıl kurulan Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı'nın yönetimine girdi.

     1916 yılındaki Anglo ? İrlanda Savaşı'ndan sonra ada ikiye bölündü ve kuzeyi İngiltere tarafından işgal edildi. O tarihten sonra Katolik İrlandalılar bu işgale karşı direniş mücadelesi vermeye başlarken, İngilizler ile aynı mezhebin mensubu olan Protestan İrlandalılar İngiltere'ye bağımlı kalmaktan yana tavır koydular. Kuzey İrlanda'nın % 45, 57'si Protestan, % 40, 26'sı ise Katolik'tir.


     İngiltere'nin "terör örgütü" olarak lanse ettiği ve kısa adı IRA olan İrlanda Cumhuriyet Ordusu (İng, Irish Republican Army, İrc. Óglaigh na hÉireann), İngiliz işgaline karşı silahlı kurtuluş savaşı vermektedir.

     2005 yılında yapılan bir ankette halkın % 58'inin Kuzey İrlanda'nın Britanya Krallığı ile birlik halinin devamını istediği, % 23'ünün ise İrlanda Cumhuriyeti ile birleşerek birleşik bir İrlanda devletinden yana olduğu sonucunu çıkardı.


     ► FAROE ADALARI

     Adalar Avrupası bölgesinde bulunan Faroe Adaları, Danimarka'nın işgali ve sömürgesi altındadır. Norveç Denizi ile Atlas Okyanusu arasında yer alır. Faro dilindeki adı "Føroyar", Dan dilindeki adı ise "Færøerne" olan adaların bu ismi, "Koyun Adaları" anlamına gelir. Adalar, kendine özgü cins koyunlarıyla meşhurdur.

     Dünyanın her yerinde (Türkiye dahil) ve her dilinde (Türkçe dahil) bu ülkenin ismi"Faroe Adaları" (örneğin Türkçe'de "Faroe Adaları", Almanca'da "Färöer Inseln", İngilizce'de "Faroe Islands" şeklinde vs.) olarak zikredilmektedir ancak aslında bu kullanım yanlıştır. Çünkü ismi "Koyun Adaları" anlamına gelen ismindeki "ø" ifadesi zaten Danimarka dilinde "ada" demek ve "øer" ise kelimenin çoğulu yani Danca'da"adalar" demektir; "far" ise "koyun" anlamına gelir. Yani adanın gerçek ismi aslında"Far Adaları" (Koyun Adaları) şeklinde zikredilmelidir. "Faroe" ya da "Faroer"dediğiniz zaman, "Adaları" ifadesini zaten söylemiş oluyorsunuz, bir daha ekstradan"Adaları" demenize gerek yok. (Danimarka'da konuşulan Danca'da yer isimleri ve ada isimlerinin nasıl verildiğiyle ilgili teferruatlı bilgiyi, "Sediyani Seyahatnamesi"nin halen devam eden 10. cildi olan İskandinavya Seyahatnamesi'nde bulabilirsiniz: Vikingler Selam Durdu Ben Âşık Olunca İskandinavya'ya)


     1399 km²'lik alanı kapsayan ve nüfûsu 50 bin 456 olan Faroe Adaları'nın (biz de öyle kullanacağız mecburen) başkenti, 12 bin 635 nüfûslu Tórshavn (Faro. Havn; Dan. Tórshavn; Vik. Þórshǫfn)'dır.

     Toplam 18 adadan oluşan Faroe'de sadece bir ada, Küçük Dimun (Faro. Lítla Dímun; Dan. Lille Dimon) hariç hepsinde yerleşim vardır. Adalarda konuşulanFaroece, Eski İrlanda kökenli bir dildir ve İzlandaca ile Norveççe'yle akrabadır.Faroeliler kendilerini Danimarkalı olarak değil, Vikingler döneminden kalma ayrı bir kavim olarak kabul ederler. Kendilerini Vikingler'in torunları olarak kabul ederler.


     18 adadan oluşan takımadaların en kuzeyi ile en güneyi arasında 118 km, en doğusu ile en batısı arasında ise 75 km mesafe vardır, sadece. En yüksek noktası olan 882 m'lik Slættaratindur Dağı'ndan bakıldığında bütün adaları komple görmek mümkündür. Ülkenin hiçbir noktası deniz kıyısından 5 km'den daha uzakta değildir.

     50 bin nüfûslu ülkede toplam 17 bin 251 ev vardır. Kendi ülkelerinde bulunan Faroeliler'in sayısının üçte biri (15 bin) kadar Faroeli ise Danimarka'da yaşar.

     Faroe Adaları, Amerika kıt'âsında bulunan ve dünyanın en büyük adası olanGrönland (İnu. Esk. Kalaallit Nunaaat; Dan. Grønland) ile birlikte Danimarka Krallığı'nın iki ayrı "otonom bölgesi"ni oluşturur.


     1948'de otonomi koşulları daha bir genişletilen Faroe Adaları'nın parlamentosu olan Løgting, dünyanın en eski parlamentolarından biridir. Bölgesel parlamento haricinde her seçim döneminde iki milletvekilini, Danimarka parlamentosu olanFolketing'e gönderir.

     Avrupa kıt'âsında bulunduğu ve Danimarka'ya ait olduğu halde Faroe Adaları, Avrupa Birliği'ne dahil değildir ve Gümrük Birliği'nden de muaftır. Faroe Adaları,Grönland ve İzlanda arasında 1 Kasım 2006 tarihinden itibaren "ekonomik birlik"kurulmuştur. Bu birliğin resmî adı Kuzeybatı Konseyi (İzl. Vestnorræna Ráðið; İnu. Esk. Nunat Avannarliit Killiit Siunnersuisoqatigiiffiat; Faro. Útnorðurráðið; Dan.Vestnordisk Råd) olup, oldukça başarılı bir girişimdir ve ? dikkat edin ? kendileriniVikingler'in gerçek torunları olarak kabul eden ve bunun da hakikat payının oldukça yüksek olduğu toplulukların kendi aralarında oluşturdukları bir birliktir.


     Ülkenin yêkane üniversitesi olan ve başkentte bulunan Faroe Üniversitesi (Faro.Fróðskaparsetur Føroya; Dan. Færøernes Universitet)'nde Faroece öğrenimimkânı vardır. Piyasaya çıkan ilk Faroece sözlüğün tarihi ise, 1998.

     Bağımsız bir ülke olmamasına rağmen Faroe Adaları, tıpkı Kuzey İrlanda, Galler ve İskoçya gibi, uluslararası spor müsabakalarında, Avrupa Kupası veya Dünya Kupası gibi organizasyonlarda kendi millî takımıyla boy gösterir.

     Söylemeye gerek var mı bilmiyorum ama, adaların temel geçim kaynağı balıkçılıktır. Fakat burada geleneksel olarak yapılan ve çoğu kez vâhşet boyutuna ulaşan balina avcılığı ve denizi kan gölüne çeviren yunusbalığı katliâmı, bütün dünyanın ve özellikle çevreciler ile hayvanseverlerin şiddetli tepkisine sebep olmaktadır, haklı olarak.

? devam edecek ?

     SEDİYANİ HABER

     8 EKİM 2017