Darbecinin üzerinden 'öldürülsün' notu çıktı
Malatya'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili 197 şüpheli hakkında hazırlanan takipsizlik kararında, 2. Ordu Komutanlığı nizamiyesinde çıkan çatışmada öldürülen Kurmay Binbaşı Fatih Kılıç'ın üzerinde Vali, Emniyet Müdürü gözaltına, gerekirse öldürülsün yazılı not bulunduğu ortaya çıktı.
Cumhuriyet Başsavcısı Ergül Yılmaz ve Başsavcıvekili Mehmet Badem tarafından hazırlanan, darbe girişimi sırasında ölen şüpheli Fatih Kılıç ile 196 asker hakkındaki takipsizlik kararında, darbe girişiminde yaşananlara ilişkin bazı bilgilere de yer verildi.
Kararda, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında ölen şüpheli Fatih Kılıç'ın Malatya 2. Ordu Komutanlığı Harekat Başkanlığında İstihbarat Kurmay Binbaşı olarak görev yaptığı, 15 Temmuz tarihinde şüphelinin de Malatya 2.Ordu Komutanlığında darbeye teşebbüs içerisinde aktif rol aldığı aktarıldı.
Darbe girişiminin ilk saatlerinden itibaren koğuşlarda bulunan askerleri silahlandırıp, nizamiye bölgelerinde mevzi aldırdığı ve nizamiye dışına atış emirleri vererek sivil halka ve emniyet kuvvetlerine ateş ettirdiği aktarılan takipsizlik kararında, şüphelinin ateşli silah kullandığı ve emniyet güçleriyle girdiği çatışma sırasında yaralanarak öldüğü belirtildi.
Kararda, şunlar kaydedildi:
Şüphelinin elbiseleri içerisinde ele geçirilen 'Vali, emniyet müdürü gözaltına, gerekirse öldürülsün' yazılı not bulunduğu, bu yazı üzerinde kriminalistik yapılan incelemede, 'Yazının Fatih Kılıç'ın elinden çıktığının' bildirildiği, şüphelinin darbe teşebbüsü içerisinde aktif rol aldığı, bu suretle şüphelinin 'FETÖ/PDY terör örgütü üyesi olduğu ve cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek', 'Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etme', 'Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme' suçlarını işlediği anlaşılmış ise de şüphelinin alınan nüfus kaydında 15 Temmuz tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında, TCK'nın 64. Maddesinin 'sanığın ölümü halinde kamu davasının düşürülmesine karar verilir, ancak niteliği itibarıyla müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatler hakkında davaya devam olunarak bunların müsaderesine hükmolunabilir' amir hükmü gereğince şüpheli hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Kaynak : Trthaber.com.tr