DENGELİ VE DUYARLI (VASAT) MIYIZ
Vasat (orta) ümmet; dengeli, duyarlı ve hayırlı ümmet anlamında, İslam ümmetini vasıflandıran Kur'an-i bir kavramdır.
Vasat, ifrat ve tefritin ortasıdır. Vasat, cimrilik ile savurganlığın ortasıdır. Vasat, zulmün ve mazlumluğun ortasıdır. Vasat, aklın ve kalbin ortasıdır.
Bu kavramın Kur'an-ı Kerimde tek bir kullanımı vardır. O da şu ayet-i kerimedir: "Böylece sizi vasat bir ümmet kıldık ki, insanlara karşı Şahitler olasınız."(Bakara 143)
Bu Kur'ani kavramı, biz Müslümanlar olarak, gereği gibi anlamadığımızı düşünüyorum. Bizler vasat ümmet olmayı; Kendi halinde yaşamayı, kimseyi uyarmamayı, tabiri caizse kimsenin tavuğuna 'kışt' dememek şey olarak anladık. Anladık ama nedense yanlış anlamışız.
Halbuki bizler, Hayatımızın her anını ve her alanını kuşatan ve tanzim eden bir dinin mensuplarıyız.
"Vasat"ı, hayatımızın her anında ve her alanında "dengeli ve duyarlı olmak" olarak algılamalıydık, anlamalıydık.
Vasat ümmet zalimle, mazlum arasında orta bir noktada durmayı gerektirmediğini, iki taraf arasında tarafsızlık değil? Denge politikaları sürdürmek değil? Ne şiş yansın ne de kebap yansın mantığı değil; aksine adaletin icabı ne ise, onu icra etmek ve gerekeni yapmak olduğunu anlamalıydık.
Öyle ki, zalimlere karşı mazlumdan yana olmak, haddi aşanlara karşı dik durmak, adaleti çiğneyenlerin suratına şamar olmak, "vasat" ümmet olmanın gereği olduğunu anlamalıydık.
Rabbimizin, "Vasat" ümmet olma emrini hayatımızın ser levhası yapmış olsaydık, inanıyorum ki; Müslümanlar olarak bu halde olmazdık.
Asırlarca varlıklarıyla, insanları kendilerine hayran bırakan, cesaretleriyle başkasına güven veren ve şecaatleriyle mazlumların hamisi, zalimlerin korkulu rüyası olan Müslümanların hali içler acısı bir durum.
Müslümanlar diri diri ateşe atılırken, minicik yavrularımızın üzerine bombalar yağarken, gencecik bacılarımızın ırzına geçilirken, adı Müslüman olan bizler sıcacık odalarımızda, ekran karşısında bir anlık nıc nıc diyerek geçiştiriyoruz. Aradan bir dakika bile geçmeden, sanki hiçbir şey olmamış gibi hayatımıza devam ediyoruz. Sizce de biz Müslümanlar olarak Rabbimizin ilahi fermanına bu kadar lakayt kaldığımız başka bir zaman oldu mu? Hiç sanmıyorum.
Öyleyse Müslümanlar olarak bir şeyler yapmak durumundayız. Kendi halinde, kabuğuna çekilmiş ve ümidini kaybetmişlerden olmamak için elimizi taşın altına koymalıyız.
Vasat ümmet olmanın gereği olarak; Mazlumlara gereken desteği ve yardımı esirgememek koşuluyla, zalimlere karşı da heybetimizi ve cesaretimizi göstermek durumundayız.
Dengeli ve Duyarlı (vasat) olma duası ile