Elmalı davasında flaş gelişme! Türkiye'nin nefret duyduğu çift ilk kez konuştu

Son dakika... Türkiye'nin gündemine 'Elmalı davası' olarak giren cinsel istismar suçlamalarının yer aldığı olayda anne Merve Akman ile üvey baba Rahmi Akman, ilk kez konuştu. Özellikle iki gündür yaşananlara isyan ettiğini söyleyen Merve Akman, Psikolo...

Antalya'da kız çocuğu G.E.G. (7) ile ağabeyi İ.E.G.'nin (10), cinsel istismara uğramasına ilişkin yürütülen davada tutuklu anne Merve Akman ile üvey baba Rahmi Akman’ın 6 ay önce tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasının yankıları sürüyor.

Kamuoyunda 'Elmalı davası' olarak dün tekrar gündeme gelen olayla ilgili Türkiye’nin konuştuğu çift Merve-Rahmi Akman, ilk kez Demirören Haber Ajansı’na () açıklama yaptı.

Akman çifti, suçsuz olduklarını, mahkemenin kendilerini doktor, psikolog raporlarına göre tahliye ettiğini öne sürerek, çocuklarının, babaanneleri tarafından yönlendirildiğini, bunun da psikolog raporları ile kanıtlandığını savundu.

'EVLENMEDEN ÖNCE BİR OLAYA KARIŞTIM, TUTUKLANDIM'

Anne Merve Akman, iki gündür yaşananlara isyan ettiğini söyledi. Rahmi Akman’la 8 Kasım 2018 tarihinde evlendiğini anlatan Merve Akman, şunları söyledi:

* Evlenmeden önce bir olaya karıştım. Bu nedenle tutuklandım. 3 yıl 8 ay ceza aldım. Afyon Açık Cezaevi’nde bir yıl tutuklu kaldım. Sonra çıkan af yasası ile tahliye edildim. 2019 yılının kasım ayında çocuklarımın babaannesi Günay S., Afyon Açık Cezaevi’nde ziyaretime geldi. Çocukları 1 aylığına Edremit’e tatile götüreceğini, kendisinin babaanne olduğunu, onlarla bir süre birlikte olmak isteğini söyledi. Ben de izin verdim. Kızım G.E.G. ve oğlum İ.E.G.'yi alarak götürdü.

OLAYI ORTAYA ÇIKARAN BABAANNEYİ SUÇLADI

Açık cezaevinde olduğu için çocuklarını bu sürede her gün aradığını aktaran Merve Akman, "Bir süre sonra çocuklarım 'Anne biz burada kalmak istemiyoruz. Gel bizi al, ne zaman geleceksin' demeye başladı. Ben çocuklarıma cezaevinde olduğumu söylememiştim. Bir otelde çalıştığımı, üç ayda bir hafta iznim olduğunu söylemiştim. Çünkü açık cezaevinde üç ayda bir hafta evci iznimiz vardı. Bu sürede çocuklarımı ve eşimi görmeye geliyordum. Önce eşimle bir iki gün otelde kalıp, annemin yanındaki çocuklarıma öyle gidiyordum" dedi.

Merve Akman açıklamalarını şöyle sürdürdü:

* Bir süre sonra çocuklarımı babaannesi, 'Çocuklar seninle görüşmek istemiyor' diyerek görüştürmemeye başladı. 'Çocuklarınla görüşmek istiyorsan yeni kocandan boşan, oğluma dön' dedi. Ben de bunu reddettim. Kendisine, 'Benim mutlu bir evliğim var. Kocam çocuklarıma iyi bakıyor. Senin oğlun bana sürekli işkence yaptı. İşkence gördüm. Şimdi mutlu bir evliliğim var. Senin oğluna asla dönmem. Bana çile çektirdi' dedim. 'Bundan sonra olacaklardan kork. Sen ve eşin çocuklara işkence yapmışsın, cinsel istismar yapmışsın' diye beni tehdit etti.

 

'RAMAZAN BAYRAMI AREFESİNDE GÖZALTINA ALINDIK'

2020 yılının Ramazan Bayramı’nın arife gününde yaşadıkları yerde jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındılarını söyleyen Merve Akman, "Telefonlarımız elimizden alındı. Ancak Cumhuriyet Savcılığı emriyle serbest bırakıldık. Telefonlarımız incelendi. Ancak 2020 yılının kasım ayında tekrar gözaltına alındık. 14 Kasım 2020 tarihinde 14 saat süren bir duruşma sonunda tutuklandık. 5 Ocak 2021 tarihinde delil yetersizliğinden serbest bırakıldık" dedi.

Adli tıp raporlarıyla çocukların istismara uğradığının kesinleşmesine rağmen psikolog raporlarıyla her şeyin ortada olduğunu öne süren Merve Akman, "Çocuklarımı babaanneleri uydurma yalanlarla kandırmaya çalışıyor" iddiasında bulundu.

'ANNE BENİ BİR DAHA BABAMA GÖNDERME'

Kızının velayetinin hâlâ kendisinde olduğunu kaydeden Merve Akman, şöyle devam etti:

"Eski eşim benden sonra dört kez evlendi. Bana 'Oğlumu eşim istemiyor' diyerek kendisi gönderdi. Babama oğlumun noterde velayetini vererek teslim etti. Gelince kucağıma atladı, ağladı. 'Anne beni bir daha babama gönderme' dedi. Ben oğlumu Finike’de okula yazdırdım. 'Ben otelde çalışıyorum, bir süre gelmeyeceğim' diyerek, çocuklarıma yalan söyledim. Sırf onların psikolojisi bozulmasın istedim. Bu süreçte kızım bir sağlık sorunu yaşadı. Hastanede yattı. Kızımın başında eşim kaldı. Babam kaza geçirdi. Oğlumu bu süreçte Finike’de bir paketleme tesisinde çalışan kız kardeşlerim fabrikada baktı. Oğlum fabrikada teyzesinin telefonuna kendisi bir video çekiyor. Herkesi arıyor. 'Annem beni okula göndermiyor' diyor. Benim tek suçum kötü ve yanlış bir adamla evlilik yapmak."

'ÇOCUKLARI İSTİSMAR ETMEDİK'

Rahmi Akman ise "Biz iki gündür eşimle Türkiye’nin baskısı altındayız. Sosyal medyadan bize ağır küfürler geliyor. Annemi, babamı, kardeşimi, eşimi, dostumu, arkadaşlarımı ağır şekilde tehdit ediyorlar. Bizim can güvenliğimiz yok. Biz çocukları istismar etmedik kesinlikle. Doktor raporlarımız, adli tıp raporlarımız vardır. Kesinlikle adli tıp raporlarında istismara dayanak hiçbir şey yoktur" şeklinde konuştu.

Rahmi Akman, sözlerine şöyle devam etti: "Ben o çocuklara babasının yapmadığı babalığı yaptım, babasının vermediği sevgiyi verdim, babasının yapmadığı güzellikleri yaptım. Ben o çocuklara annesiyle beraber sahip çıktım. Benim sahip çıkmam suçsa siz yargıda karar verin."

'OĞLUM, GELİNİMİN ÇOCUKLARINA BABALIK YAPTI'

Rahmi Akman’ın annesi Hatice Akman da oğlu ve gelininin arkasında olduğunu söyleyerek, "Ben bir anneyim, oğluma helal süt emdirmiş bir anneyim. Oğlum, gelinimin çocuklarına babalık yaptı, kendi çocukları gibi. Benim oğlumu, gelinimi linç etmeyin" diye konuştu.



'İFADELER ÇOCUKLARA EZBERLETİLDİ'

Merve Akman ayrıca sosyal medya hesabından da açıklama yaptı. Psikolog raporuna göre ifadelerin çocuklara ezberletildiğini, özellikle resimler çizdirildiğini öne sürerek, şöyle dedi:

* Çocuklarım davanın başından beri Balıkesir Ayvalık Sosyal Hizmet Merkezi’nde psikologla görüşmektedir. Balıkesir Valiliği tarafından dosyaya gönderilen 30 Nisan 2021 tarihli evrakta, her ne kadar 23 Ekim 2020 tarihinde mahkemeye görüş bildirilse de yapılan mesleki çalışma sonucu 'Çocuklar hakkındaki kanaatlerinin değiştiği' bildirilmiş, bu yazının ekinde de çocuklarımla görüşen uzman psikoloğun altı sayfalık raporu gönderilmiştir.

* Rapordan takip edebileceğiniz üzere psikologda şüphe uyanmasına neden olan somut olaylara tek tek yer verilerek, 'Babaanne Günay S'nin istismar davası, velayet davası ve çocukların sağlık kontrolleri hakkında tutarsız ve yalan beyanlarda bulunduğunun gözlemlendiği' belirtilmiştir. Raporun sonuç kısmında çocukların babaanne yanından alınarak, onunla görüşmesinin engellenmesinin, çocukların maruz kaldıkları manipülasyon ve duygusal şiddetten uzaklaştırılarak olayları net biçimde anlatabilmeleri için babaanne ile görüşmelerinin engellenmesinin uygun olacağı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.

'BABAANNE KIZAR DİYE KIZIM MEKTUP YAZMAKTAN VAZGEÇMİŞ'

Raporda kızının psikologla görüşürken kendisine mektup yazmak istediğini söylediği, fakat babaannesi kızar diye psikologdan bu raporu saklamasını istediğinin yazdığını aktaran Merve Akman, "Şimdi sizlere soruyorum, ben öz kızımı istismar etsem sözde babaannenin alıkoyduğu kızım bana mektup yazmak ister mi? Psikoloğa beni özlediğini söyler mi? Kızım neden 'Bu mektubu babaannem görürse bana kızar' demektedir? İyice baskı altına alındığından olabilir mi?" şeklinde konuştu.

"Raporda internette dolaşan resimlerin nasıl çizildiğini okudunuz mu?" diye soran Merve Akman, şöyle devam etti:

"Resim çizme pratiği olmayan oğlumun psikologla görüşmeye geldiğinde doğrudan kendi isteği ile resim çizmek istediğini ve şaşırtıcı şekilde kızımın da de kendi isteği ile resim çizmek istediğini söylediklerini okudunuz mu? Psikoloğun da bu durumdan şüphe ederek rapora 'Her iki çocuğun da ne söylemeleri, ne çizmeleri gerektiği konusunda yönlendirildikleri şüphesi uyanmıştır' şeklinde yazdığını da okudunuz mu?."

İSTİSMAR BULGUSU KESİN DEĞİLMİŞ!

Kızının 7 Mayıs 2020 tarihli adli tıp kurumu raporundan ayrıntılara yer veren Merve Akman, bunların istismar bulgusu olduğundan kesin olarak bahsedilemeyeceği yazıldığını" öne sürdü.

Merve Akman anlatımlarını şu ifadelerle sürdürdü: "Gelelim bu rapordan bir ay sonra alınan yine kızım hakkındaki ikinci adli tıp kurumu raporuna. 10 Haziran 2020’de adli tıp kızımdaki bulgu ile fiili livata arasında illiyet bağı kurulamayacağını söylüyor. Bu şekilde de kızımda hiçbir bulgu olmadığı anlaşılmış oluyor. Oğlumun raporları da benzer şekildedir."

Merve Akman, internette dolaşan ses kaydının kesinlikle kızına ait olmadığını da belirterek, sosyal medya hesabında psikolog ve adli tıp kurumu raporlarını da paylaştı. Akman 61 paylaşım yaparken, 20 belgeye yer verdi. Sanığın kendisini savunduğu paylaşımlar da büyük tepki topladı.

BABAANNE: HÂLÂ KORKUYORLAR

Eski gelini ve kocasının çocukları yönlendirmekle suçladığı babaanne Günay S. ise iddiaların asılsız olduğunu torunlarının hâlâ yaşadıkları travmadan kurtulamadığını söyledi. Bu konunun aileler üzerinde medyada yer almasını istemediğini, torunlarının etkilendiğini ifade eden Günay S., sürecin avukatlar üzerinden sürdürülmesini istedi. Torunlarının psikolog desteği aldığını anlatan Günay S., yaşanan süreci ise şöyle özetledi:

"Çocuklar, 2019 yılında bana geldiler. Şu anda psikolog desteği alıyoruz. Eğitimleri aynı zamanda devam ediyor. Bayağı bir yol kat ettik ama hâlâ sayıklamaları mevcut. Korkuları mevcut. Çocukların sürece katılmasını istemiyorum. Çünkü çocuklar, korku içindeler. Orada gördükleri işkence, tehdit, istismar çocuklar da büyük travma uyandırmış. Bir kişi yan da baksa irkiliyorlar. Gece trafikten ses de gelse, irkiliyorlar. Hâlâ kendilerini korkuda hissediyorlar. Torunlarım ve ben medyada olmak istemiyoruz. Gündemde olmak istemiyoruz görsel olarak. Çocukların bir geleceği var. Yaşadıklarını unutturmaya çalışıyoruz. Onun için de gündemde çocuklarım olmasın. Avukatlarımız ile irtibata geçilsin. Bunu istirham ediyoruz."

ÇOCUKLARI KAÇIRMA GİRİŞİMİNDE BULUNULDU

Günay S.’nin avukatı Yusuf Önder ise süreci başından itibaren adli süreç ve yaşananlar hakkında bilgi verdi. Çocukların kontrol edildiği sağlık kuruluşundan aldıkları fiziksel şiddete maruz kaldıkları yönündeki rapor üzerine adli işlem başlattıklarını belirten Önder, 2020 yılında davanın açıldığını söyledi.

Duruşma gününden iki gün önce anne Merve Akman ve üvey baba Rahmi Akman tarafından çocukların kaçırılmaya çalışıldığını belirten Önder, "İlk celseden 2 gün önce Antalya'dan buraya geliyorlar ve velayeti kendisinde olmayan G.E.G.yi kaçırma teşebbüsünde bulunuyorlar. Çocuk bu sırada bağırıyor, vatandaşlar devreye girerek, çocuğu üvey baba ve annenin elinden alıp, babaanneye teslim ediyor. Duruşmadan iki gün önce bunların yapılması şüphe uyandırır" dedi.

BABAYA İLK BAŞTA BİLGİ VERMEDİK

Çocukların durumuyla ilgili ilk başta babaları Gürhan G.'ye bilgi verilmediğini söyleyen avukat Yusuf Önder, "Babanın bir hata yapmasından çekindik. Durum ayyuka çıktıktan sonra babayla konuştuk. Durumun vahim olduğunu anlattık. Babayı zapt etmekle uğraştık" dedi.

İFŞA EDİLMELERİ HUKUK İHLALİ

Avukat Yusuf Önder sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Gelen haberler üzerine öğreniyoruz ki, çocukların annesi mahkemeye dair evrakları paylaşmış. Bu çocukların örselenmesidir. Çocukların haklarının zedelenmesidir. Çocukların adının açık bir şekilde görünür ve okunur bir şekilde yayınlanması, ifşa edilmesi tamamen bir hukuk ihlalidir. Bu ihlali kabul etmemiz mümkün değil. Birtakım haber kanallarından çocukların fotoğrafları paylaşılmaya ve erişilmeye çalışılıyor. Biz bunu kabul edemeyiz. Biz bu paylaşımlarla ilgili şikâyetçi olacağız. Unutulma hakkı ve çocukların geleceği resmen şu anda çok büyük tehlikeye girmekte. Bu çocukları büyüyecekler. Bu çocuklar Türkiye'nin geleceği."

DAVA SÜRECİNİN AYRINTILARI ŞÖYLE:

Elmalı Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada, Balıkesir'de Edremit Cumhuriyet Başsavcılığına 5 Mayıs 2020'de başvuran çocukların babaannelerinin Antalya'nın Finike ilçesindeki torunlarının anne, üvey baba ve dayıları tarafından 2019'da cinsel istismara uğradıkları iddiasıyla ihbar ve şikayette bulunması üzerine soruşturma başlatıldığı, mağdurların, Çocuk İzlem Merkezi'nde alınan beyanları ile yürütülen soruşturma neticesinde elde edilen bulgular ve çocuklara karşı nitelikli cinsel istismar eylemlerinin gerçekleştirildiği yönünde yeterli şüphe oluştuğu kanaatiyle 24 Temmuz 2020'de düzenlenen iddianame ile sanıkların cezalandırılması istemiyle Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde kamu davası açıldığı kaydedilmişti.

Sanıkların 16 Ekim 2020'de tutuklanmasına karar verildiği vurgulanan açıklamada, yargılama sürecinde ise delillerin toplanmış olması ve alınan beyanlardaki çelişkiler dikkate alınarak sanıkların 5 Ocak 2021'de tutuksuz yargılanmalarına karar verildiği, Elmalı Cumhuriyet Başsavcılığı'nca tutuksuz yargılamaya yapılan itirazın ise Antalya 10. Ağır Ceza Mahkemesince reddedildiği bildirilmişti. 

Yargılama sürecinin devam ettiği vurgulanan açıklamada, duruşmanın 17 Eylül 2021 görüleceği kaydedilmişti.