Engellerini aşıp BİLSEM'e girmeye hak kazandılar

Milli Eğitim Vakfı (MEV) Gökkuşağı Özel Eğitim İlkokulunda ikinci sınıfa giden omurilik felçli Nurullah Salih ile dördüncü sınıf öğrencisi SMA hastası Bekir Balkan, çalışma azimleri ve ailelerinin desteğiyle engellerini aşarak örnek bir başarıya imza attı.

Minik öğrenciler, okullarında ve değerlendirme sürecinde gösterdikleri başarıyla genel zihinsel yetenek alanında Bilim ve Sanat Eğitim Merkezlerine (BİLSEM) girmeye hak kazandı.

5 yaşında geçirdiği trafik kazası sonucu omurilik felci olan Nurullah Salih Coş, hayatına tekerlekli sandalyeyle devam etmek zorunda kaldı.

Boş zamanlarında kitap okumak, belgesel izlemek ve bilgi veren videolar hazırlamaktan hoşlandığını söyleyen Nurullah, "Bilime meraklı olduğum için 'Nuro ile sınırsız bilgi' adında bir YouTube kanalı açtım. Buradan çeşitli bilgiler veren ve gittiğim yerleri anlattığım videolar paylaşıyorum. Videolarımı paylaşmadan önce vereceğim bilgiler hakkında çalışmalar yapıyorum ve daha sonra videolarımı hazırlıyorum" dedi.

Nurullah, tekerlekli sandalye kullandığı için sokakta zaman zaman zorluklar yaşadığını anlatarak, "Okulumda hiç zorlanmadan her yere gidebiliyorum. Çünkü okulumun her yerinde engelli öğrenciler için rampalar var. Bu yüzden çok mutluyum. Okulumda yeni bilgiler öğrenmeyi çok seviyorum" ifadelerini kullandı.

"Engellilerin hayatını kolaylaştıracak tasarımlar yapmak istiyorum"

BİLSEM'e girmeye hak kazandığı için çok mutlu olduğunu belirten Nurullah, "Her ay düzenli olarak kitap okuyorum. BİLSEM için sınavlara hazırlanırken de bol bol kitap okudum. Gelecekte hem bilgisayar hem de tasarım mühendisliği okumak istiyorum. Büyüyünce de tasarım mühendisi olmak istiyorum. Engelli çocukların hayatını kolaylaştıracak tasarımlar yapmak istiyorum" diye konuştu.

"Mucit olmak istiyorum"

SMA hastası Bekir Balkan Albay da boş zamanlarında kitap okumayı ve dışarıda arkadaşlarıyla oyun oynamayı sevdiğini, derslerini düzenli tekrar ederek ve günü gününe çalışarak BİLSEM'e girdiğini dile getirdi.

İleride yeni buluşlar ortaya koyan bir mucit olmak istediği anlatan Bekir Balkan, şöyle konuştu:

"Okulumuzda bizler için çok uygun bir ortam var. Her yerde asansör ve rampa var. Bu yüzden çok güzel bir okul. Arkadaşlarımı ve öğretmenimi çok seviyorum. Yeni buluşlar yapmayı çok seviyorum. Bu yüzden gelecekte mucit olmak istiyorum."

Bekir, kendisi gibi engelli öğrencilere azimle çalışmalarını tavsiye ederek, "Engelli öğrenciler de isterlerse her şeyi başarabilirler. Başarıya ulaşmak için bol bol kitap okusunlar ve çalışsınlar" dedi.

"Engelli ailelerine iş hayatında kolaylık tanınmalı"

Çocuk gelişimi uzmanı olan Nurullah'ın annesi Aliye Coş ise, 20 yıl öğretmenlik yaptığını, oğlunun trafik kazası geçirmesi ve hayatına tekerlekli sandalyeyle devam etmek zorunda kalmasının ardından emekli olduğunu vurguladı.

Coş, hem öğretmenlik yapıp hem de Nurullah'a bakma imkanı olmadığı için mesleğini bırakmak zorunda kaldığını aktararak, "Çalışan engelli anneleri olarak hem işimize devam edip hem de çocuğumuza bakabilme imkanımız olsun istiyoruz. Çünkü çocuklarımızın bize ihtiyacı var. Bizim de onların ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çalışmamız gerekiyor. Bu yüzden iş hayatında bizlere bazı kolaylıklar sağlanmasını istiyoruz" dedi.

Nurullah'ın bilime çok meraklı bir çocuk olduğunu belirten Aliye Coş, şöyle konuştu:

"Nurullah bilimi, kitap okumayı ve belgesel seyretmeyi çok seven bir çocuk. Nurullah okula başlayacağı zaman tekerlekli sandalyeyle zorlanmadan eğitim alabileceği bir okul bulmak bizim için çok önemliydi. Tersine kaynaştırmanın yapıldığı bu okul Nurullah'ın eğitimine büyük katkı sağladı. Bu okula adrese dayalı olmadan Ankara'nın her tarafından hem engelli hem de normal gelişim gösteren öğrenciler kayıt yaptırabiliyor. Bu da çocuklar için çok verimli oluyor."

Coş, oğlunun BİLSEM'e girmeye hak kazanmasından dolayı çok gurur duyduğunu söyleyerek, "Engelli öğrenciler eve kapanmasınlar, dışarı çıksınlar. Elbette engelli çocuklar birçok yerde zorluk çekiyor. Rampa olmayan, asansör olmayan yerlerde zorluk yaşadığımız oluyor ama buna rağmen yılmamak çok önemli" ifadesini kullandı.

Engelli çocuğu olan anne ve babalara büyük görevler düştüğünü belirten Coş, "Çocuğumuzu hiçbir zaman hayattan soyutlamadık. Eve kapatmadık. Onu istediği her yere götürdük. Gezilere, müzelere götürdük. Çünkü engelli olması hiçbir çocuğu hayattan, sokaktan, arkadaşlarından ayırmamalı" dedi.

"Bekir, fiziki engelin başarıya engel olmadığının farkında"

SMA hastası Bekir'in babası Ümit Albay da oğlunun BİLSEM'e yerleştiğini öğrendiğinde çok mutlu olduğuna dikkat çekerek, "Oğlumuzun engelini öğrendiğimizde, eğitimi ikinci, sağlığı birinci planda tutmaya karar vermiştik. Eşimle, 'Çocuğumuzu huzurlu, mutlu ve özgüvenli yetiştirelim' demiştik. Çocuğumuzu bu şekilde yetiştirmemiz eğitiminde de fayda sağladı" diye konuştu.

Albay, oğullarının her zaman kendisiyle barışık bir çocuk olduğunu, engelinin hiçbir zaman kısıtlayıcı faktör olmadığını vurguladı.

Okul, hastane ve sokakların bir kısmının engellilere uygun olmadığını anlatan Albay, "Okulumuzun fiziki şartları engelli öğrencilere uygun olduğu ve kaynaştırma okulu olduğu için çocuğum rahatlıkla eğitim alabiliyor. Biz bu fiziki şartların ülkemizdeki tüm kurumlarda, hastanelerde, tiyatro, sinema gibi yerlerin tümünde olmasını bekliyoruz" ifadelerini kullandı.