FEDAKARLIĞIN ZİRVE NOKTASI

Şöyle bir düşünün ki; bir iş görüşmesine katıldınız ve iş görüşmesinde işe alacak kişi, size bazı sorular soracak.


 Adam, isterseniz öncelikle iş hakkında biraz bilgi vereyim diyor ve başlıyor anlatmaya;


             Öncelikle bahsettiğimiz iş sıradan bir iş değil! Şüphesiz dünyanın en önemli işi. Bu iş için belirlediğimiz unvan: Bakanlık! Ancak bu unvana göre daha fazla göreviniz olacaktır. Bu pozisyonun görevleri ve sorumluluklar oldukça fazladır.


            Aradığımız ilk özelliklerden biri: Büyük bir fedakarlık!


             Bu pozisyonunuz gereği, çoğunlukla ayakta çalışabilmeniz gereklidir. Sürekli ayakta durmanız ya da eğilmeniz gerekecektir. Bu yüzden her koşulda dayanıklı ve enerjik olmak zorundasınız.


 Sordunuz: Peki kaç saat çalışacağım?


Adam cevap verdi: Aslında bir saat sınırlaması yok. Haftada her gün ya da günün 24 saati diyebiliriz.  Peki izin?


Hiç boş vaktiniz yok, öyle yemeği arası gibi bir imkânınız bile yok!


 Sordunuz: Peki bu yaptığınız şey yasal mı?

Adam cevap verdi: Evet tabi ki de!


             Bahsettiğim pozisyon üstün pazarlık kabiliyeti ve insan ilişkileri gerektiren bir pozisyon. Gerektiğinde eczacılık, doktor, finans konusunda uzman ve mutfak sanatlarında oldukça becerikli olmanız gerekiyor. Birçok şeyi aynı anda yapabilmelisiniz. Birlikte çalıştığınız kişilerinin sürekli ilgi beklediğini düşünün. Bazen iş arkadaşlarınızla bütün gece çalışmak zorunda kalabilirsiniz. Açıkçası hiç resmi tatiliniz olmayacak. Tam aksine resmi tatillerde iş yükünüz artacak.


            Şimdi de ücret konusuna geçelim. Bahsettiğimiz pozisyon için hiçbir ücret ödemesi de yapılmayacaktır.


Denilseydi! ne derdiniz?


             Hemen hemen hepimiz adamı delilikle suçlayıp orayı terk ederdik öyle değil mi? Hatta bir kısmımız sinirlenip adamı, kafayı sıyırmakla suçlardık. Ama size şu an bu pozisyonda çalışan milyonlarca insan var desem!


             Evet bu pozisyon da çalışan milyonlarca insan var ve bunların hiçbiri en ufak bir ücret dahi almıyor ve almadığı gibi bir karşılık bile beklemiyor. 


             Böyle birilerinin bu hayatta yaşamadığını, söylediğinizi duyar gibiyim. Ancak dediğim gibi bu pozisyonda çalışan milyonlarca insan var.


Evet kim mi dediniz ?


             Tabi ki cennetin ayaklarına serildiği en değerli varlık.

            Anneler!


Evet annelerimiz, en kıymetli varlıklarımızdır. Hayatımızın her anının ve her alanının, en tartışılmaz ve en fedakar değerleridirler.


Bu gün 8 Mart dünya kadınlar günü olma hasebiyle böyle bir yazıyı kaleme alma ihtiyacı hissettim. Batı toplumu, kadına verdiği değeri bir güne sığdırmakla işin içinden sıyrıla dursun. Bizler de, Peygamber Efendimizin kadınlara, "hayatta hiçbir beşeri sistemin vermediği" en güzel değeri vermeye devam edelim inşallah.


Selam ve Dua İle