'Hollanda'daki seçim sonuçları endişe verici'
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Hollanda'daki seçim sonuçlarına ilişkin, Her ne kadar Rutte'nin başında olduğu parti 33 milletvekili almışsa da İslam düşmanı, açıkça Türkiye düşmanlığı yapan Wilders’in, 20 milletvekili almış, oylarını yükseltmiş, milletvekili sayısını artırmış olması, Hollanda için de endişe verici bir durumdur. dedi.
Kurtulmuş, Elazığ'daki programları kapsamında geldiği Valilik önünde vatandaşların ilgisiyle karşılandı. Valiliğin önündeki caddeyi dolduran vatandaşlarla selamlaşan Kurtulmuş, duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Vali Murat Zorluoğlu'ndan çalışmalarına ilişkin bilgi alan Kurtulmuş, ziyaretinde, bir gazetecinin Hollanda'daki seçim sonuçlarına ilişkin sorusu üzerine değerlendirmede bulundu.
Hollanda'da, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'ya yapılan çirkin uygulamalara dikkati çekerek, bu davranışların ciddi bir gerilime ve krize neden olduğunu anımsatan Kurtulmuş, bu konuda da Bakanlar Kurulu toplantısında siyasi tedbirler alınmasının kararlaştırıldığını ve bunun da dünya kamuoyuyla paylaşıldığını dile getirdi.
Ümit ederiz ki Hollanda, dünkü seçimden sonraki süreçte makul bir hükümet kurma imkanına kavuşur. Gerçekten Türkiye-Hollanda ilişkilerinde, onlar tarafından çıkarılan bu krizi telafi edici adımlar atmaları mümkün olur ve en kısa zamanda da bu adımları onlardan beklediğimizi ifade etmek isterim. diyen Kurtulmuş, Hollanda'daki seçimlerin, Türkiye'nin endişelerinin ne kadar haklı olduğunu ortaya koyduğunu vurguladı.
Biz tedbirlerimizi alırız
Avrupa'da artan aşırı sağ, yükselen milliyetçi damarın bulunduğunu ve bunun da ırkçılık şeklinde, neofaşizm, yabancı düşmanlığı, göçmen düşmanlığı, İslam düşmanlığı ve özellikle de Türkiye düşmanlığı şeklinde ortaya çıktığına dikkati çeken Kurtulmuş, şöyle devam etti:
Biz tedbirlerimizi alırız. Bize bir şey olmaz. Avrupa'daki aşırı sağcı dalgalar bize bir zarar vermez, Türkiye olarak, biz kendimizi koruruz. Ama Avrupa siyasetçilerini, bundan sonraki süreçte zor bir süreç beklediği, Hollanda seçimleriyle bir kere daha ortaya çıkmıştır. Eğer Avrupa'nın mutedil, demokrat, gerçekten liberal siyasetçileri ciddi bir şekilde tedbir almazlar ve artan bu aşırı ırkçı, yabancı düşmanı dalganın tesiri altında kalırlarsa bir gün bu dalga yükselir ve onları da boğar. Dolayısıyla bu aşırı ırkçı formdaki siyasi hareketlere karşı Avrupa'nın son derece hassas olması, liberal, meşru, makul siyasetin de güçlenmesi lazım. Hollanda seçimleri maalesef bu endişelerimizi teyit ediyor. Evet, her ne kadar Rutte'nin başında olduğu parti 33 milletvekili almışsa da İslam düşmanı, açıkça Türkiye düşmanlığı yapan Wilders'in, 20 milletvekili almış, oylarını yükseltmiş, milletvekili sayısını artırmış olması, Hollanda için de endişe verici bir durumdur.
Önümüzdeki dönemde Hollanda siyaseti bakımından son derece dalgalı bir tablo ortadadır
Kurtulmuş, Hollanda'daki partilerin kazandığı milletvekili sayısına ilişkin bilgi vererek, Burada zor bir koalisyon tablosu ortaya çıkıyor. Biz, cumhurbaşkanlığı hükümet modelini teklif ederken de tam da bu tür endişelerden hareketlerle ortaya çıktık. Yani, artık seçimler, belirsiz birtakım koalisyonlar dönemi değil, seçim akşamında kim cumhurbaşkanı seçildiyse ülkeyi yönetebileceği bir atmosferi ortaya çıkarmalıdır ve hükümet, hemen seçimin ertesi günü kurulabilecek noktada olmalıdır. ifadelerini kullandı.
Hollanda'da nasıl bir hükümetin çıkacağını onların bileceğini söyleyen Kurtulmuş, Öyle görünüyor ki önümüzdeki dönemde de Hollanda siyaseti bakımından son derece dalgalı bir tablo ortadadır. Ümit ederiz ki yabancı düşmanlığını, göçmen düşmanlığını, İslam düşmanlığını, Türkiye düşmanlığını öne çıkaran siyasetçiler bundan sonra Hollanda'nın siyasi gelişmesinde söz sahibi olmasınlar, bunlar etkili olmasınlar diye ümit ederiz. Biz, Türkiye olarak da hem Hollanda ile hem genel olarak AB ile ilişkilerimizde de hem milli onurumuzu, haysiyetimizi koruyacak kararlılık içerisinde davranırız. şeklinde konuştu.
Bu, Türkiye-Almanya ilişkilerinin geleceği bakımından doğru olan yoldur
Almanya Hükümet Sözcüsü, Türklerin oy kullanmalarına izin verdiklerini ancak kendi şartları çerçevesinde bunun gerçekleşeceğini söyledi. Bu konuda değerlendirmeniz ne olur? sorusu üzerine de Numan Kurtulmuş, Türklerin, yurt dışında ilk kez oy kullanmadığını belirtti.
Önceki cumhurbaşkanlığı seçiminde Avrupa'nın her yerinde Türklerin seçimlere katıldığını, seçim kampanyaların düzenlendiğini anlatan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
Benim anlamadığım taraf şu, ne oldu da bunların hepsinin düğmelerine basılmış gibi hepsi birden bu seçim kampanyasında, halk oylamasında, 'Türkler oy kullanmasın, Türk bakanlar buraya gelmesin, propaganda yapılmasın' diye birtakım hezeyanlar içerisine girdiler. Bunlar kabul edilebilir şeyler değildir. Şimdi burada iki şık var, 'evet' ile 'hayır'. 'Evet' diyen de 'hayır' diyen de olacak. Referandumda eğer bir şey sunuyorsanız bu kampanyaların yapılmasına müsaade etmek de demokrasinin gereğidir. Dolayısıyla topyekun hepsi bu anlamda çok çetin sınavlar veriyorlar.
Tabii ki vatandaşlarımız orada oy kullanacaktır. Bununla ilgili düzenlemeler yapılacaktır. 'Kendi şartları içerisinde' ne demek? Zaten orası Yüksek Seçim Kurulu tarafından da tespit edilmiş seçim çevrelerinden oluşuyor. Bu seçim çevrelerinde, nasıl içeride referandumda oy kullanılıyorsa orada da oy verilecektir. Alman makamlarından, diğer makamlardan beklentimiz, bu oy verme sürecinde bizim oradaki ilgililerimize, görevlilerimize gerekli kolaylıkları göstermeleridir. Bu, Türkiye-Almanya ilişkilerinin geleceği bakımından doğru olan yoldur. Almanya'nın demokrasiye, demokratik standartlara saygısı bakımından da önemlidir.
Kaynak : Trthaber.com.tr