'Ilımlı İslam diyorsunuz böyle bir anlayış olmaz'

Cumhurbaşkanı Erdoğan İslam İşbirliği Teşkilatı Kadın Danışma Konseyi Genç Kadınlar Liderlik ve Girişimcilik Programı Sertifika Töreninde konuştu.

Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle; 

-Umutları olan toplumların aşamayacağı engel yoktur. 

-Ülkemiz ve İslam dünyası için önemli olan bu dönemi verimli geçirmeye çalışıyoruz. Müslümanların sorunları üzerine, içten içe büyüyen meseleleri gündeme taşımaya çalışıyoruz. Bunu bir öz eleştiri olarak söylemeliyiz. Başarılı değiliz. İslam dünyası aynı hedefe aynı şekilde kitlenemiyor. İşte Myanmar örneği önümüzde. 

-Yüzbinler ölüyor, Müslüman kardeşlerimiz ölüyor, ne yaptınız onu söyleyin bir elin nesi var iki elin sesi var. Kimse gelmese de biz sonuna kadar Türkiye olarak gücümüz ölçüsünde bunu yapmak zorundayız. Biz zengin değiliz,petrol kuyularımız yok. Ama baktığımızda ikinci sırada Türkiye. Çünkü biz veren el alan elden üstündür ilkesi ile bakıyoruz. 

-Tüm müslümanların kendi meselelerinin üstüne cesaretle gitmesi şarttır. Kadınlarımızın durumu unutulmuş bir alan. İslam insanı özgürleştiren zincirlerinden kurtaran bir dindir. Bunun üzerinde ısrarla durmalıyız. Müslümanlar olarak ihmal ettiğimiz alanların başında kadınlarımız geliyor. 

-Ilımlı İslam ifadesi çıkarttılar bunun patenti batıya aittir. İslamın ılımlısı ılımsızı olmaz İslam tektir.Kimse dinimize tanım yapmasın. Kimse İslamı çeşitlendirme yoluyla İslamı zayıflatmaya çalışmasın. İslamı zaafa düşürmek istiyorlar mesele bu. Batının yabancıların yakıştırmalarıyla dinimizi öğrenmedik. 

-Kadınların önündeki engelleri kaldırmak için çok büyük adım attık. Kadınlarımıza haklarını teslim etmeye devam ediyoruz. Kıyafeti nedeniyle adeta 4 duvar arasına mahkum eden sistemi astık. Ilımlı İslam diyorsun ama kadınlara araba kullanma izni bile vermiyorsun. Böyle bir anlayış olamaz. Bugün Türkiye'de kimse ötekileştirilmiyor. Hanım kardeşlerimiz iş yerlerinde çalışabiliyor. Bunun acısını çekmiş bir babayım 15 yıl önce böyle değildi.Başı açık veya kapalı tüm kardeşlerimiz hayatın içinde yer alabiliyor. 

-Tüm çabamıza rağmen İTT içinde kadınların rolü açısından halen ciddi eksikler var. Malesef bir dirençle karşılaşıyoruz. İnşallah ortak çabamızla bunu aşacağız. Unutmayın siz hakkınızı aramazsanız kimse size bunu lütuf olarak vermeyecek. İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar ve başarılara koşar. Kimsenin hayallerinizi çalmasına izin vermeyiniz. 

-Batılı ülkelerde İslam karşıtlığı giderek yayılıyor. Dili, dini, ten rengi farklı olanın hayat alanı daralıyor. Avrupa giderek açık hapisanesine dönüşüyor. Saldırılar artık oralarda haber değeri bile taşımıyor. Irkçı partiler merkezlere oturdu. Aynı şeyler bizde olmadı mı bizde de oldu. 15 yıldır Türkiye'yi yönetiyoruz, inşallah kararlıkla devam edeceğiz. Başörtüsü yasakları Avrupa'da giderek artıyor. Çoğu ülkede müslüman kadınların eğitim ve iş imkanları sınırlandı. Bize insan hakları dersleri verenler kendi ülkelerinde bu hakların çiğnenmesine alkış tutmaktadır. 

-Küresel ölçekte mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır bu böyle bilinecek. Dünya beşten büyüktür diyoruz. 196 ülke 5 ülkenin iki dudağının arasına mahkum mu böyle şey olur mu? 5 ülkeden biri herhangi bir konuya hayır derse örneğin Arakan ile ilgili Çin hayır dedi ve Arakan'a yaptırım konusunda konseyden karar çıkmadı. Bakın sadece Çin. Nerede adalet? Herkeste bir korkaklık var, doğru söylüyorsun diyorlar bana yahu senin hiç hakkın yok mu? Çünkü bu beşlinin içinde bir tane müslüman yok. Niçin? Onların da işine gelmiyor. 

-Dönerli sistem kurulsun tüm ülkeler BM Daimi üyesi olsun. Her inanç grubunun yer aldığı bir konsey kuralım. Dünya kendini bu konseyde görsün böyle bir yapı adil olamaz. Mülkün temeli adalettir, Ama burada adalet yok. Çifte standardın hüküm sürdüğü bir dünyada barış olamaz. Türkiye'nin mücadelesi bu can bu tende oldukça sürecek. 

-Türkiye konumu nedeniyle bu zorlu dönemin ortasında duruyor. Komşuda ateş yanarken bu duman gelmesin demek olur mu? Birkaç tropik ada dışında krizin olmadığı ülke yok. Kimse kimseyi aldatmasın son insan kalıncaya dek bu kavgalar devam edecek. Barış diyenler katil ve acımasızlar öyle diye diye öldürüyorlar. Hem barış diyorlar hem silah satıyorlar. Madem krizden kaçamıyoruz öyleyse çözecek adımları atmalıyız. 

-Suriyelilerin bir kısmını da vatandaş yapmaya başladık. Niye artık geleceğini de görsün, Türkiye milli gelirini daha da tırmandırmaya başlayacak. Yatırımımız 30 milyar dolar bu insanlar için, AB ne verdi? 800 milyon avro. Bunlar dürüst değil. Bunlarda takiye de var her numara var. 


Kaynak : Trthaber.com.tr