KAWA HEYKELİNİN YIKILMASI ÜZERİNE
KAWA HEYKELİNİN YIKILMASI ÜZERİNE
Afrin merkezinde ÖSO elemanlarınca Kawa heykeli yıkılınca bu açıklamayı yapma ihtiyacını duydum. Üstelik bu yazım Newroz Bayramına da denk geliyor. Kawa Kürtlerin bayramı olan Newrozun en önemli figürüdür. O bir mitolojik kahramandır. Gerçekte vardır ya da yoktur ama Kürtlerin inandığı bir milli kahramandır.
Bu nedenle her halkın kültür ve ulusal değerlerine gösterilmesi gereken saygı gereği bu konuda da öyle davranılması gerekir düşüncesindeyim. Newroz ve Kawa hakkında biraz bilgi vermek isterim. Newroz, Demirci Kawa Efsanesine dayanır. (Farsça: Kave Ahenger, Kürtçe: Kawayê Hesinker.) İran ve Kürt mitolojisinde acımasız yabancı hükümdar Zahhaka (Dehak) isyan eden mitolojik kahramanın öyküsüdür. Hikâye, Fars şair Firdevsinin en önemli eseri olan Şehnamede yer alır.
Hikâyenin diğer ana karakteri olan Zahhak veya Azhi Dahaka, Zerdüştlüğün kutsal kitabı olan Avestada ve antik dönem Fars mitolojisinde yarı şeytan bir Babil kralı olarak yer almıştır. Firdevsi, hikâyeyi yeniden yorumlayarak bu karakteri şeytani ve tiran bir Arap kral olarak betimlemiştir. Hikâye, Kürt mitolojisinde de yer alır. İşte Kawanın en önemli kaynağı Firdevsinin Şehnamesidir.
NEWROZ
(Kürtçede Newroz, Türkçede Nevruz, Azericede Novruz )Farslar, Kürtler, Azeriler, Anadolu Türkleri, Afganlar, Arnavutlar, Gürcüler, Türkmenler, Tacikler, Özbekler, Kırgızlar, Karakalpaklar, Kazaklar tarafından kutlanan geleneksel yeni yıl ya da doğanın uyanışı ve bahar bayramıdır.
Yazılı olarak ilk kez 2. yüzyılda Pers kaynaklarında adı geçen Newroz, İran ve Bahai takvimlerine göre yılın ilk gününü temsil eder. Günümüz İranında, her ne kadar İslami bir kökeni olmasa da bir şenlik olarak kutlanır. Bazı topluluklar bu bayramı 21 Martta kutlarken, diğerleri Kuzey yarım kürede ilkbaharın başlamasını temsilen, 22 veya 23 Martta kutlarlar. Aynı zamanda, Zerdüştlük, hem de Bahailer için de kutsal bir gündür ve tatil olarak kutlanır. Kürtlerde Newrozun, Kürt mitolojisindeki Demirci Kawa Efsanesine dayandığına inanılır. Anadolu ve Orta Asya Türk halklarında da Göktürklerin Ergenekondan çıkışı anlamıyla ve baharın gelişi olarak kutlanır.
2010da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 3000 yıldan beri kutlanmakta olan bu şenliği, Dünya Nevruz (Newroz) Bayramı ilan etmiştir. 28 Eylül-2 Ekim 2009 arasında Abu Dhabide hükümetler arası toplanan Birleşmiş Milletler Manevi Kültür Mirası Koruma Kurulu, Nevruzu Dünya Manevi Kültür Mirası Listesine dahil etmiştir. 2010dan başlayarak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 21 Martı Dünya Nevruz Bayramı olarak kabul etmektedir. Kürtçede Nevruzun karşılığı Newrozdur.
Kürtlerde Nevroz Bayramının dayandığına inandıkları Demirci Kawa Efsanesinin birkaç farklı uyarlaması vardır. Bunlardan biri şöyledir:
Bundan çok eski zamanlar öncesinde, daha yeryüzünde kimsenin olmadığı dönemlerde Zervan isimli tanrının iki oğlu olmuştur. Birinin adı Hürmüzdür, bereket ve ışık saçan anlamına gelmektedir. Diğerininki ise Ehrimandır, kötülük ve kıtlık saçan anlamındadır. Ahura Mazdanın kutsadığı topraklarda Hürmüz hep iyinin ve uygarlığın temsilcisi, Ehriman da onun karşıtı olmuştur.
Hürmüz, dünyada kendisini temsil etmesi için Zerdüştü gönderir ve yüreğini sevgi ile doldurur. Zerdüşt ise buna karşılık oğullarını ve kızlarını Hürmüze hediye eder. Ehriman bu durumu kıskanır ve yüzyıllar boyunca sürecek olan iyilerle savaşına başlar. Tüm iyilere, Zerdüştün soyuna ve iyiliklere Medya (Kuzeybatı İran) coğrafyasındaki yaşamı çekilmez bir duruma getirir. Ehriman bazen gökten ateşler yağdırır, bazen fırtınalar koparır ve iyiliğe ve iyilere hep zulüm eder. En sonunda da içindeki nefreti ve kötülük zehrini zalim Kral Dehakın beynine akıtır ve onu bir bela olarak İran ve Medya halkının üzerine salar. Dehakın bildiği tek şey kötülük etmektir. Zalim Dehak halkının kanını emerken beynindeki zehir bir ura dönüşür ve onu ölümcül bir hastalığın pençesine düşürür. Dehak acılar içinde kıvranarak yataklara düşer ve hastalığına bir türlü çare bulanamaz. Dönemin doktorları acılarının dinmesi ve yarasının kapanması ve hastalığının iyileşmesi için yaraya genç ve çocukların beyinlerinin sürülmesini önerirler. Böylece İran coğrafyasında aylarca hatta yıllarca süren bir katliam başlar; her gün zorla anne babalarından alınan iki gencin kafası kesilip beyinleri merhem olarak Dehakın yarasına sürülür. Halk çaresiz ve güçsüz düşmüştür.
Gençler katledilirken sıra, daha önce bu şekilde 17 oğlunu kaybetmiş olan Kawa adındaki demircinin en küçük oğluna gelmiştir.
Her gün gençler Dehakın askerleri tarafından başları kesilmek üzere götürülürken Kawanın aklına başkaldırı fikri gelir ve bu konuyu etrafında güvendiği birkaç kişiye açıklar. Demirci dükkânında demirden savaş malzemeleri olarak Gürz-ü Kember, Kêr gibi araçlar yapar ve bir taraftan da başkaldırı için etrafındakileri eğitir. Bu hareket yavaş yavaş yayılmaya başlar. Milattan önce 612 yılı Mart ayının 20sini 21ine bağlayan gece zalim Dehaka karşı direniş başlar. O gece kralın sarayı direnişçiler tarafından ele geçirilir. Aynı zamanda bu direniş Dehakın egemenliğindeki bütün topraklarda devam eder. Direnişçiler kendi aralarında dağlarda ateş yakarak haberleşirler.
Direniş bittiğinde Kawanın halk hareketi Dehakı ve yönetimini devirir. Sevinçle dağlara koşan halk bu ateşlerin etrafında oynamaya başlar.
Bir diğer söylentiye göre de Kawa, 20 Martı 21 Marta bağlayan gece sabaha kadar demir ocağının başında sabahlar ve oğlunu zalim Dehakın katlinden kurtarmak için çareler düşünürken imdadına göğün yedinci katındaki iyiliğin temsilcisi Hürmüz yetişir. Ninowalı Kawanın yüreğini sevgi ve umutla doldurur ve bileğine güç, aklına ışık verir. Ona Zalim Dehaktan kurtuluşun yolunu öğretir. 21 Mart sabahı, gün doğduğunda, Kawa oğlunu kendi eliyle Dehaka teslim etmek ister ve zulmün ve kötülüğün kalesi olan Dehakın sarayına girer. Oğlunu Dehakın huzuruna çıkarırken yanında getirdiği çekicini Dehakın kafasına vurur. Dehakın ölü bedeni Demirci Kawanın önüne düştüğü anda kötülüğün alevi söner. Kısa sürede bütün Ninowa ve bölge halkı isyan eder ve ateşler yakarak saraya yürürler.
Zulme karşı isyanı başlatan Kawa, demir ocağında çalışırken giydiği deri parçalarından rengârenk önlüğünü isyanın bayrağı, ocağındaki ateşi ise özgürlük meşalesi yapar. Ninowa cayır cayır yanarken meşaleler elden ele dolaşır, dağ başlarında ateşler yakılır ve kurtuluş coşkusu günlerce devam eder. Dehaktan kurtulan halklar 21 Martı özgürlüğün, kurtuluşun ve halkların bayramı olarak kutlar. Demirci Kawa; başkaldırı kahramanı, Newroz (Nevruz) ise; direniş ve başkaldırı günü olarak tarihe geçer.
Bu nedenle Kawa ve Newrozu sadece siyasi simge olarak görmek yanlıştır. Kawa ve Newroz hikâyesi bir dinsel inanış ta değildir.
Kürtlerin inanışına göre milattan önce 612 yılı 21 Mart günü Kürtlerin Asur kralı zalim Dehakın zulmüne son verdikleri gündür. Kürtlerin inanışı böyledir. Her milletin dinin kültür, inanç ve değerleri farklı ya da benzer olabilir ama kendi iç bünyelerinde adeta kutsiyet taşır. Bu nedenle uluslar, kavimlere, dinlere, dillere, kültürlere, inançlara saygı ile yaklaşmak gerekir. Onlara inanları kırmak, hor görmek kin ve nefret duygularını uyandırabilir. ÖSO elemanlarının cihatçı anlayışıyla put zannedip yıktıkları bahanesine sığınıp Kawa heykelinin yıkılmasını olumlamak doğru olmadığı kanaatindeyim. Her milleti olduğu gibi Kürtleri de sadece bazı örgütler, dernekler ya da kurumlar üzerinden bir görme bakış açısı doğru sonuçlar doğurmaz. Örgütler, siyasi partiler, dernekler bugün var, yarın olmayabilirler.
Esas olan insandır. Halkları barış ve kardeşlik bağları içinde tutmanın yolları en doğru yoldur. İnanırız ya da inanmayız bazı efsane, mesel ve inanışlara inanan insanların olduğunu unutmamalıyız. İnsanların inandığı inançları reddetmenin yerine içinde bulunan insanlığa yararlı içerikleri bulmayı başarmalıyız. Bu dünya bütün insanların barış ve kardeşlik duyguları içinde birlikte yaşamayı sağlayacak kadar büyüktür.