Kediler böbrek, köpekler kalpten şikayetçi
Sokakta yaşayan veya sahiplenilen küçük evcil hayvanlar da insanlar gibi sağlık sorunlarıyla mücadele ediyor. İlerleyen yaşlarda kediler böbrek, köpekler de kalp sorunları yaşarken, obezite hayvanlar için de bir tehlike olarak öne çıkıyor.
4 Ekim Hayvanları Koruma Günü dolayısıyla, hayvanların yaşadığı sağlık problemlerine ilişkin soruları yanıtlayan İstanbul Üniversitesi (İÜ) Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinem Ülgen Saka, Veteriner Fakültesi Hastanesinde İstanbul dışından da getirilen hayvanlara bakıldığını anlattı.
Görev yaptığı polikliniğinde kentteki konum itibarıyla daha çok pet hayvanlarına, özellikle kedi ve köpeklere hizmet verildiğini, yine at hekimliğinin de olduğunu ifade eden Saka, günlük sonuçların alınabildiği laboratuvarda kan sayımı, biyokimya analizlerinin yapıldığını belirtti.
Saka, Röntgen, radyolojik tomografi çekilebiliyor. Endoskopi ve ultrason muayeneleri yapılabiliyor. Kalp incelemesi için ekokardiyografik muayeneleri, EKG de yapılıyor. Cerrahi bölümünde de çeşitli operasyonlar yapılıyor. Yumuşak doku, kemik ve göz ameliyatları yapılıyor. dedi. Klinikte daha yaygın olarak özellikle yavru köpeklerde bulaşıcı viral hastalıkların görüldüğünü vurgulayan Saka, yeterli aşılamanın yapılmamasının bulaşıcı hastalıkların görünmesini devam ettirdiğini kaydetti.
Viral hastalıklar açısından en sık kanlı ishal ve gençlik hastalığının göründüğünü belirten Saka, şöyle devam etti:
Ölümle seyredebilen bu tarz hastalıklara çok ciddi yaklaşılmalı. Yakın takip gerektirdiği için en ideali hastanede yatarak tedavi edilmesidir. Ya da sahibinin gün içerinde sıklıkla seruma götürmesi gerekir. Evcil hayvanlarda geriatrik hastalıklar da yaygın görülüyor. Dışarıda tam sonuç alınamayan ciddi komplikasyonlarla seyreden vakalar burada tedavi ediliyor. Kedilerde daha çok böbrek yetmezliği vakaları var. Bu kedilerde çok sık görülen yaşlılığa bağlı bir hastalık. Pet hayvanların ömrü günlük bakım ve takip nedeniyle uzamakta, buna bağlı olarak da yaşlılığa bağlı organ yetmezlikleri görünüyor. Özellikle kedilerde 15 yaş üzerini böbrek hastalığı açısından takip etmek istiyoruz. Sıkıntı görününce önce diyet değişikliğiyle başlayıp sonrasında tedavisine devam ediliyor.
Köpeklerde kalp yetmezliği
Doç. Dr. Sinem Ülgen Saka, köpeklerde de daha çok kalp yetmezliğiyle birlikte seyreden hastalıklara müdahale edildiğini ifade ederek, bunun da yaşlılığa bağlı hastalıklar arasında yer aldığını söyledi.
Hasta sahipleri daha çok merdiven çıkmada zorlanma, isteksizlik, yürüyüş sonrası nefes nefese kalma, yatma isteği, boğazına bir şey takılma ve öksürük şikayetiyle hayvanlarını veterinere götürdüğünü, bu belirtilerin arkasındaki sebebin ise kalp sorunları olduğunu vurgulayan Saka, öncelikle röntgen, ekokardiyografig muayene ile elektro incelemelerine bakıldığını aktardı.
Saka, evcil hayvan gurubundaki küçük hayvanların hastalıklarının insanlarla benzer olduğunu ifade ederek, insanlar için kullanılan ilaçlardan hayvanların tedavilerinde faydalanıldığını, ilaçların benzer olduğunu dile getirdi.
Hayvanların da obezite sorunu var
Saka, hayvanlarda obozitenin de oldukça yaygın olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
Bunun altında mutlaka endokriminal bozukluğun aranması lazım. Genetik faktörler de hayvanlarda rol oynuyor. Baz ırklar obeziteye daha yatkın oluyorlar. Çok fazla faydalanabilecek ticari mama var. Özelikle en kaliteli olanlarının tercih edilmesini öneririm. Fakat sahipleri hayvanının tek tür ve lezzetsiz bir gıdayla beslenmesini psikolojik olarak çok kabullenemedikleri için ev yemekleriyle de takviye yapıyorlar. Bu durumda karbonhidrat ve protein dengesi alt üst oluyor. Beslenmenin yanında rutin muayeneden geçmeli, kana bakılmalı ve hormonal bozukluk olup olmadığı araştırılmalı. Sonrasında da düzenli bir diyet programına sokuluyor hayvan. İnsanlarda olduğu gibi hayvanlar için de kilo vermek maalesef güç.
Bulaşıcı hastalıklar
Doç. Dr. Ülgen Saka, hayvanlardan insana geçen hastalık potansiyelinin insandan insana geçen hastalık potansiyeline göre çok daha az olduğunu ifade ederek, hayvanların zoonoz hastalıklar açısından tehdit olarak görünmemesi gerektiğini ifade etti.
Çok fazla hayvan popülasyonuna maruz kalındığı için şehir içinde çok rastlanılmayan ama ölümcül olan kuduz gibi hastalıklardan korunmak amacıyla düzenli aşıların yapıldığını anlatan Saka, kedi ve köpeklerinin ısırıldığını tespit eden hayvan sahiplerinin de hemen bir veterinere gitmesi gerektiği uyarısını yaptı.
Yılda 35 bin hayvan tedavi ediliyor
İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hastanesi, iç hastalıkları, cerrahi, doğum ve jinekoloji ile acil alanında hafta içi mesai saatleri içerisinde, saat 16.30'dan sonra, hafta sonları ve resmi tatillerde sadece acil klinik olmak üzere 7 gün 24 saat ücretli hizmet veriyor.
Dahiliye polikliniğinde günde 60-70 arasında hastaya bakılırken, aşılar, ultrason, EEG, endoskopi, EKG, tomografi ve her türlü kan tahlili yapılıyor. Küçükbaş hayvanların için 6 ameliyathanenin olduğu cerrahi bölümünde ise günde 8 ameliyat yapılıyor. Bu bölümde kırıklar, diz kapağı çıkığı, bilek kırığı, tümör gibi ameliyatlar, ortopedik sorunlar, yumuşak doku ameliyatları, kanatlı hayvan operasyonları gibi daha cerrahi işlemlerin yapılıyor.
Sadece İstanbul değil Türkiye'nin her yerinden getirilen hayvanların bakıldığı Veteriner Fakültesi Hastanesinde yılda 35 bin civarında hayvanın tanı ve tedavisi yapılıyor.
Kaynak : Trthaber.com.tr