Kürdistan'ın Yiğit Evladı Şeyh Said'i Tanıyalım

Bugün zulme boyun eğmeyen Şeyh Said ve dava arkadaşlarının şehadet yıldönümü. Bundan 95 yıl önce 2 Mart 1925'te Şeyh Said ve dava arkadaşları Diyarbakır'da idam edildi.

Şeyh Said, tarihe adını altın harflerle yazdırmış Kürt liderdir. Bir İslam alimi ve milli lider olan Şeyh Said, özelde Kürtlerin, genelde tüm Müslüman ve farklı inançta olan kesimlerin özgürlüğünü savunmuş aydın, dünya ülkelerini gezmiş, kendini geliştirmiş bir şahsiyetti. Özgürlük için başlatılan mücadelenin liderliğini yapmıştır.

Bu mücadele yanlış bir şekilde Şeyh Said İsyanı olarak isimlendirilir. Biz buna Şeyh Said Özgürlük ve Adalet Mücadelesi diyeceğiz.

2 Mart 1925te yani 95 yıl önce bugün, Şeyh Said (Şêx Seîdê Pîranî) liderliğini yaptığı, Kürdistan Bağımsızlık Komitesine bağlı askeri güçler Diyarbakırın etrafını sardı. İdam için ilmik Şeyh Saidin boynuna geçirildikten sonra, Kürtçe söylediği son söz şudur: Şu anda fani hayata veda etmek üzereyim. Halkım için feda olduğuma pişman değilim. Yeter ki torunlarım düşmanlarıma karşı beni mahcup etmesinler.

Şeyh Said Nakşibendi Tarikâtı Silsilesi / Silsile-i Nakşibendi Hâlidi Palevi
Şeyh Said Efendi'den devam eden Nakşibendi Tarikatı Silsile-i Sâdât'ı şu şekildedir:

Muhammed bin Abdullah
Ebu Bekri’s-Sıddiyk
Selman-ı Farisî
Kâsım bin Muhammed
Cafer-i Sadık
Bayezid-î Bistamî
Hâce Ebû’l Hasan Kharakânî
Şeyh Ebû Aliyyini'l Fârmedî
Hace Yûsuf Hemedânî
Hace Abdülhâlık-ı Gucdüvânî
Hace Ârif-i Rivgerî
Hace Mahmûd İncir-i Fağnevî
Hace Ali-i Râmitenî
Hace Muhammed Baba es-Semmâsî
Hace Şeyh Emir Külâl
Şâh-ı Nakşibend Muhammed Behâeddîn-i Buhârî
Şeyh Alâeddîn Attâr
Şeyh Yâkûb-u Çerhî
Hace Ubeydullah-ı Ahrâr
Şeyh Muhammed Zâhid
Şeyh Derviş Muhammed es-Semerkandi
Şeyh Hâce Muhammed Emkenekî
Şeyh Muhammed Bâki Billah
İmâm-ı Rabbânî Şeyh Ahmed Fâruk Serhendî
Şeyh Muhammed Ma’sûm Serhendî
Şeyh Muhammed Seyfüddîn-i Farukî
Şeyh Nur Muhammed Bedvânî
Şemseddin Cân-ı Cânân Mazhâr
Şeyh Abdullah ed-Dehlevî
Mevlânâ Hàlid-î Bağdâdî
Şeyh-ul Meşayih Seyyidina Ali Es-Sebdi Palevi Diyarbekiri
Şeyh Mahmud Fevzi Efendi Palevi
Şeyh Muhammed Said Efendi Palevi
Şeyh Ali Rıza Efendi Palevi
Şeyh Muhammed Emin Efendi Palevi
Palevi kolunun ana silsilesidir. Şeyh Ali Septi'den itibaren halifelerin kendi silsileleri mevcuttur.
Şeyh Said Efendi'nin Şeyh Ali Rıza Efendi haricinde icazet verdiği diğer halifeleri mevcuttur.


Şeyh Said İsyanı

Birinci Meclisin Bitlis milletvekili Yusuf Ziya tarafından aşiretler arasındaki tanınmışlığı ve sözünün geçmesi nedeniyle gizli Kürt İstiklal Komitesine ("Azadi" örgütü) üye yapıldı. 1924 yılında Yusuf Ziya tutuklandı. Örgütlenmeyi itiraf eden Yusuf Ziya Bey, Cibranlı Halit, Hasananlı Halit, Hacı Musa ile birlikte Şeyh Said'in de adını verdi. Doğu illerindeki aşiretleri dolaşan Şeyh Said, Cumhuriyet ve Mustafa Kemal'in dinsizliğinden, çıkarılan yasalar ile İslamiyetin, nikâh, ırz ve namusun, Kuran'ın ortadan kalkacağından, ağaların ve hocaların idam edileceğini veya sürüleceğinden bahseden propagandalar yaptı. Kayınbiraderi Albay Cibranlı Halit'in adamları Cemiyet-i Akvam'a haber vereceklerini, bölgede devletin askeri güçlerinin bulunmadığını ve kolayca bölgeyi ele geçirebileceklerini söyledi.

Cumhuriyete ve devrimlere karşı bir ayaklanma fetvası hazırlayarak devrimlere destek verenlerin canları ve mallarının helal olduğunu yazdı. Fetvayı aşiretlerin ileri gelenlerine gönderdi. Varto'daki Hormek aşireti devlet yanlısı olduğu için ayaklanmaya uymayacaklarını açıkladı. Şeyh Said ifade vermek için Bitlis Harp Divanı'na davet edildiğinde yaşlı ve hasta olduğu için ifade vermeye gitmeyince ifadesi Hınıs'ta alındı. Diyarbakır, Çapakçur, Ergani ve Genç illerinde bir ay kadar dolaştıktan sonra 13 Şubat 1925 tarihinde Piran'daki kardeşinin evine yerleşti. Piran'da jandarmanın 5 suçluyu tutuklama girişimi üzerine çıkan çatışma sebebiyle ayaklanma hareketi planlanandan önce başladı.1924 Ekim ayından yakalanacakları güne kadar hükûmetle haberleşmekte olan bacanağı Kasım Bey (Kasım Ataç) tarafından ihbar edilmiştir.Genç Hâdisesinin (Şeyh Said İsyanı) bastırılmasından sonra "Şark İstiklal Mahkemesi"nde yargılanıp idama mahkûm edildi.

Şeyh Said’in, Kürt Teali Cemiyeti üyesi olduğuna dair bugüne kadar hiçbir belge ortaya konulamamıştır. Kürdistan Teali Cemiyetinin tespit edilebilen üyelerinin listesi bilinmektedir ve bu listede Şeyh Said’in ismi yoktur. Ayrıca, Şeyh Said'de, Şark İstiklal Mahkemesi'nde 'Kürdistan Teali Cemiyeti' ile ilişkisinin olmadığını kendisi açıklamıştır. Ayaklanmayı organize ettiği iddia edilen 'Azadi Örgütü' üyelerinin isimlerini içeren listede de Şeyh Said'in ismine rastlanmamıştır. Mevcut belgeler, Azadi Örgütü’nün, ayaklanmanın hiçbir safhasında, hiçbir rolünün olmadığını da kanıtlamaktadır. Naci Kutlay'ın, Fehmi Efendi’nin anılarından alındığını kaydetdiği bilgilere göre "Şeyh Said’in isyan haberini duyan Diyarbakır'daki 'Azadi üyeleri' şaşkına dönerler. Hiç kimsenin bundan haberi yok. Azadi üyesi Dr. Fuat, Liceli Fehmi Efendi'den Şeyh Said'i isyandan vazgeçirmesini, kabul etmediği takdirde onu öldürmesini ister. Ancak isyan durdurulamayınca, Azadi örgütü harekete ulusal bir renk vermek için Kürtler ve Kürdistan adına bildiriler bastırılıp dağıtırlar."

Şeyh Said’in mezarı
29 Haziran 1925’te Şark İstiklal Mahkemesi tarafından Diyarbakır Dağkapı Meydanında idam edilen Şeyh Said, idam sehpasında iken son isteği sorulduğunda, kâğıt kalem ister ve kâğıda Arapça olarak, "Benim bu değersiz dallarda asılmama pervam yoktur. Muhakkak ki mücadelem Allah ve dini içindir," yazar ve kelime-i şehadet getirerek idam edilir.

 Şeyh Said, idamından önce başsavcı Ahmet Süreyya Örgeevren’i vasi tayin ettiği ve vasiyetnamesini hazırladığını yazmış: "Nitekim; Şeyh Said Efendi idamından biraz önce tevkifhanede yazdığı bir vasiyetname ile beni bu vasiyetin icrası için vasi nasb ve tayin etmiş bu vasiyetnamesi asılmasından sonra bana verilmişti. Bu vasiyet; üzerinde bulunan ve maliye veznesine verilmiş olan parasından veresesinden kimlere verilmesine ve kendisi için mezar yaptırılmasına dairdi... Mahkemenin müddeiumumîsi bulunduğum için, şeyhin vasisi sıfatıyla bu vesayeti kabul ve icra edemezdim. Onun için resmî ve itimat edilir bir el ile vasiyetinin yerine getirilmesi için vasiyetnameyi Ankara’da İçişleri Bakanlığına göndermiştim." Şark İstiklal Mahkemesi tarafından Şeyh Said’in mezarının yaptırılması kabul edilmesine rağmen hâlen mezar yerinin nerede olduğu tam olarak bilinmemektedir

GELİN ŞEYH SAİD VE MÜCADELESİNİ TANIYALIM. 

1- Şeyh olarak hiç kimseye elini öptürmez, kendisi karşısında insanların eğilmesine, diz çökmesine izin vermezdi. Aydın, bilgin ve adil bir şahsiyetti. Çok zengin olması, çok dil bilmesi, çok iyi eğitim almış olması, ülke ülke dolaşması ve karizması ile ön plana çıkıyordu. Güzel yüzlü, derin gözlü, tatlı bakışlı, kuvvetli bir yapıya ve heybetli bir edaya sahip, yaşı 60, fakat görünüşü genç bir insan, Beyaz ve uzun bir sakalı, sünnete tam uygun kırkık bıyıkları var Gözleri sürmeli ve sarığı sağ kenarından püskülvâri sarkık

2- Şeyh Said İsyanı veya Şeyh Said Hareketi tanımlamaları doğru değildir. Çünkü Şeyh Said'in başını çektiği mücadelenin temel adı "Kürdistan İstiklal Hareketi" idi. Bu hareket zaman zaman kendisi için "Kürdistan Bağımsızlık Komitesi" adını kullanıyordu. Bu hareketin ulusal ve milli yönlerini örtbas etmek için yeni rejim Şeyh Said İsyanı şeklindeki tanımlamalar yaydı. Söz konusu mücadeleyi Kürdistan İstiklal Komitesi hazırlayıp başlattı. Bu komite bu temelde Kürtlerin ilk partisi Kürdistan Azadi Hareketi'ni kurmuş mücadeleyi örgütlemişti. Bu hareketin yönetiminde çok iyi eğitim almış aydın, profesyonel askeri komutanlar ve zamanın önde gelen dini liderler vardı.

3- Bu Kürdistani hareketin merkezi Erzurum'du. Ancak Azadi Hareketi kısa sürede bütün Kürt kentlerinde yüksek bir alaka gördü. Azadi Harketi'nin kurucuları özellikle İstanbul'da en iyi okul ve askeri akademilerde okumuş, aydın, bilgin, tecrübeli Kürt şahsiyetleriydi.

4- Söz konusu hareketin fikir babaları ve asıl başlatıcıları Dr. Fuat, Ekrem Cemilpaşa, Hacı Musa, Husen Paşayê Kor , Heyderani, İhsan Nuri Paşa, Şeyh TAhir, Seyid Abdulkadir, Hacı Axdi (Bavê Tûjo), Haci Musa Beg, Yusuf Ziya, Halid Cibri, Halit Hesenan'dır.

5- Şeyh Said'in dini ve sosyal nüfuzu, güçlü karizması dolayısı ile güçlü bir sosyal erişimi olduğu için yanına giderek kurdukları Kürdistan İstiklal Komitesi'ne katılmaya davet ederler. Şeyh Said de bunu kabul eder. Halit Bey ile Yusuf Ziya Bey Bitlis'te tutuklanır. Tutuklanma zinciri devam eder. Böylece bütün yük ve dahi liderlik Şeyh Said hazretlerine kalır.

6- Yeni rejim Türkiye devleti kurulmadan önce Kürtler ile ittifak yapmışlardı. Bu ittifaka göre Osmanlı istiladan kurtulduktan sonra yeni kurulacak ülkeden Kürtlerin ulusal hakları da verilecekti. Şeyh Said Osmanlı-Rus savaşında Osmanlılar'dan yana savaşmıştı. Türkiye'nin ilk meclisindeki Kürt milletvekillerine resmi olarak Kürdistan Milletvekiller deniliyordu. Ancak daha sonra Kemalist rejim tarihte ilk kez Kürtçeyi yasakalayan bir sisteme geçti. Kürtlere zulüm ve katliamlar yapmaya başladı. Kürt diye bir şeyin olmadığını savundu. Sokakta bile Kürtçe konuşanlara konuştukları kelime kadar para cezası veriliyordu. Yüksek vergi oranları, baskı Kürtlerin yanı sıra Kürt illerindeki diğer milletlere de yapılıyordu. Türkler de bu mazlumlar silsilesine dahildi.

7- Şeyh Said, tüm ulusalara ve insanlara karşı son derece saygılıydı. Onların adilane, insani haklarının verilmesinden yanaydı. Örneğin Türkiye'nin gerçekleştirdiği Ermeni Soykırımı için "Ermenilerin katledilmesi vicdani ve insani değildir. İnsalık karşıtlığıdır, İslam karşıtlığıdır." demişti.

8- Kürdistan İstiklal Komitesi 13 Şubat 1925 yılında bağımsızlık mücadelesini başlattı. Bir çok köy, il ve ilçe alındırken 2 Mart'ta Diyarbakır'ın etrafı sarıldı. Amed aylarca abluka altına alındı. Avrupa ülkelerinin Kemalist rejime destek vermesi ile abluka kırıldı, Şeyh Said güçleri gerilemeye başladı.

9- Şeyh Said ve 49 yoldaşı Güney Kürdistan'a geçmek istemişti. Amaç burada üsler kurup gerilla savaşına devam etmekti. Şeyh Said'in bacanağı Serdar Qaso ihanet ederek, Şeyh Said ve yoldaşlarının esir alınmalarını sağlar.

10- 10 Mayıs 1925'te Diyarbakır İstiklal Mahkemesi'nde yargılanırlar. 5 gün süren Mahkeme sonucunda 28 Haziran 1925'te Şeyh Said ve yoldaşları için idam kararı verilir. 2 kişi ise bir kaç yıllık hapis cezası aldı. Bunların 28'i aynı gün idam edilirken, Şeyh Said ve yoldaşları 29 Haziran 1925'te Diyarbakır'ın Deriyê Çiyê (Dağkapı) mahallesinde arkadaşları ile idam edilir. Ondan sonra çok geniş kapsamlı Kürt katliamları başlatılır.

11- Şeyh Said hazretleri Kürtçe'nin Kurmanci ve Zazakî lehçelerini çok iyi biliyordu. Çok iyi derecede Türkçe, Ermenice, Farsça ve Arapça biliyordu. Ekonomik olarak çok zengin bir ailedendi. Çok iyi eğitim almış, ülke ülke dolaşmış, farklı kültürler tanımıştı. Şeyh Said (r.a) 3 defa evlendi. Eşi öldükten sonra evleniyordu. Şeyh Said dindar bir müslümandı. Verdiği mücadele Kürdistani ve milli idi. Zaten yönettiği mücadeleyi çok iyi eğitim almış Kürt aydın, askeri komutan ve zamanın meşhur dini liderleri başlatmıştı. Şeyh Said'i de harekete katılmaya davet etmişlerdi.

Şeyh Said hazretlerinin idam edilen yoldaşlarının isimleri:

1. Şeyh Said Piran
2. Melekanlı Şeyh Abdullah,
3. Kamil Beg,
4. Baba Beg,
5. Şeyh Şerif,
6. Fakih Hasan Fehmi,
7. Hacı Sadık,
8. Şeyh Ibrahim,
9. Şeyh Ali,
10. Şeyh Celal,
11. Şeyh Hasan,
12. Mehmet Beg,
13. Mustafa Beg,
14. Salih Beg,
15. Şeyh Abdullah,
16. Şeyh Ömer,
17. Şeyh Adem,
18. Kadri Beg,
19. Molla Mahmud,
20. Şeyh Şemseddin,
21. Şeyh Ismail,
22. Şeyh Abdüllatif,
23. Molla Emin,
24. Ali Arab Abdi Beg,
25. Mehmet Beg,
26. Süleyman Beg,
27. Molla Cemil,
28. Süleyman Beg,
29. Süleyman Beg,
30. Tahir Beg,
31. Mahmut Beg,
32. Şeyh Ali,
33. Hacı Halid,
34. Timur Ağa,
35. Abdüllatif Beg,
36. Mehmet Beg,
37. Süleyman Beg,
38. Bahri Beg,
39. Şeyh Cemil,
40. Yusuf Beg,
41. Ali Badan Beg,
42. Halid Beg,
43. Halid Beg,
44. Tahir Beg,
45. Tayip Ali Beg,
46. Çerkes,
47. Jandarma Hamid,
48. Hüseyin Hilmi Bey,
49. Hasan (Hanili Salih Beg'in oğlu, 11 yaşında)