Mayıs 2017 İnstagram Paylaşımları

 Kendisine ait kişisel TwitterFacebook ve İnstagram hesaplarında birbirinden ilginç ve güzel fotoğraflar paylaşıp altına düşündüren sözler yazan yazar İbrahim Sediyani'nin bu yılın Mayıs ayında İnstagram'da paylaştığı fotoğrafları sitemiz takipçilerinin ilgisine sunuyoruz.

     İşte Sediyani'nin Mayıs ayı boyunca paylaştığı birbirinden ilginç ve güzel doğa,hayvaninsantoplumçocuk ve kadınailekırsal yaşam ve san'ât fotoğrafları ve onların altına yazdığı düşündüren, anlamlı ve güzel sözler?

     * * *

Benim sütannem tarihtirkırk gün değil, kırk yıl emzirdi benibir memesi Ebla Tabletleribir memesi Şerefnameseveceksen böylece sev beni?Tapınakları ve ibadet eden insanları ilk Sümer'de gördüminsan kurban ediyorlardı, Tanrı'yı memnun etmek içinöyle bir korkmuştum ki, öyle bir korkmuştum kikorkudan kaçıp Ashab-ı Kehf'e katıldımüçyüzdokuz yıl uyuduk bir mağaranın içindeuyandıktan sonra öğrendim ki dünya o dünya değilyeni medeniyetler kurmuş Fenikeliler ve Lidyalılarkomşu iki medeniyet kurulmuş Kenan topraklarındagidip yerleşeyim dedim ben de, yeni bir hayat kurmak istedimbir kolumdan Lidya çekiyordu bir kolumdan Fenikeher biri "İlla bizim ülkemize buyur" diye ısrar ediyorduSordum, "Karşılığında bana ne ikrâm edeceksiniz?"Lidyalılar para uzattılar, Fenikeliler alfabeben alfabeyi seçtimo yüzden ömrüm yazmakla geçtio yüzden ömrüm boyunca parasızlık çektimAdiabene kraliçesi Helena'ya âşık oldum ama kadın evliydive çoktan ölmüştü, ben anamdan doğduğumdaFenikeliler'den alfabeyi öğrendikten sonra duramazdım artıkdiyar diyar gezip ilim aradımhikmeti aradımve onu bilge bir adamda buldum, adı İmam-ı Âzam Ebu Hanifeo kadar güzel şeyler anlatıyordu ki, hakikatin tâ kendisiydifakat onun özgür düşünmesinden rahatsız olmuştu dînlerin İlah'ı"kafir" dediler İmam'a, "zındık" dediler"Muhammed'in getirdiği dîni inkâr ediyor" dedileralıp zindana attılar o bilge adamıkorkunç işkenceler yaptılar o hakikat filozofunasuskun bir çığlığın zifirisinde durmuştu zamanEbu Hanife zehirlenince bitmişti benim için imtihan. (İbrahim Sediyani, "Sütanne Elejisi")  Bitlis, 1903.  Ey insan; şu çevrendeki günâhsız ve mâsum, ağzı yok dili yok hayvancağızlara dikkatle bakmayı hiç denedin mi? İnsanın bozulmamış halidir onlar. İnsanın günahkârlaşmamış, zalimleşmemiş, bozgunculaşmamış, çirkinleşmemiş halidir. Fıtratın bozulmamış halidir onlar. Çocukluğumuzdaki gibi mâsum ve temiz kalmış halimizdir. Büyümemiş çocukluğumuzdur onlar; büyümemiş ihtiraslarımız, büyümemiş doyumsuzluğumuz, büyümemiş sahteciliğimiz, büyümemiş isyankârlığımızdır. Onları sevmekle başlar herşey. Onları sevmiş olsaydık, biribirimizi de severdik. Onların hak ve hukuklarına riayet etmiş olsaydık, biribirimizin hak ve hukukunu da çiğnemezdik. Onlara karşı şefkatli ve merhametli olabilseydik, aynı şefkat ve merhameti biribirimize karşı da gösterirdik. En önemlisi de, onlarla birlikte yaşamayı öğrenebilmiş olsaydık, aramızdaki farklılıklara rağmen, aramızdaki inanç, düşünce, dil ve kültür farklılıklarına rağmen, biribirimizle yaşamayı da öğrenmiş olurduk. (İbrahim Sediyani, "Onları Sevmekle Başlar Herşey")  İki dilim yaş pasta. Biri vişneli, biri çilekli.  Blenny, Kızıldeniz.  Okumanın yaşı yoktur.  Dünya üzerinde sadece 2 millet yaşamaktadır: Erdemliler ve bağnazlar. Ve bunlar yeryüzündeki tüm dîn, mezhep, ideoloji, ırk, etnik köken ve sosyal sınıfa eşit biçimde dağılmış durumdadırlar. Önemli olan erdemdir, erdemli olmaktır. Bağnazın ve yobazın imânından beşer âlemine bir fayda gelmez. Beşere faydası olmayan şeyin de Tanrı indinde bir kıymeti yoktur. Erdemli bir insanın imân ettiği ve savunduğu dîn de erdemli bir dîn olur. Bağnaz bir insanın imân ettiği ve savunduğu dîn ise bağnaz bir dîn olur. Kişi nasılsa, dîni de öyledir. Herşey insanın kendisinde bitmektedir, insanın kendi kişiliğinde, karakterinde ve ahlâkında bitmektedir. Sen eğer erdemli ve uygar bir insan isen; İslamcı olsan o İslam güzeldir, Sosyalist olsan o Sosyalizm güzeldir, Türk millîyetçisi olsan o Türkçülük güzeldir, Kürt millîyetçisi olsan o Kürtçülük güzeldir. Fakat sen eğer bağnaz ve fanatik bir insan isen; İslamcı olsan o İslam çirkindir, Sosyalist olsan o Sosyalizm çirkindir, Türk millîyetçisi olsan o Türkçülük çirkindir, Kürt millîyetçisi olsan o Kürtçülük çirkindir. Erdemli insanda her dîn ve her ideoloji güzel durur. Bağnaz insanda ise her dîn ve her ideoloji çirkin durur. Senin hangi dînin veya ideolojinin propagandasını yaptığının hiçbir önemi yoktur. Önemli olan, senin nasıl bir insan olduğundur, senin nasıl bir ahlâka ve karaktere sahip olduğundur. İnandığın dîn mükemmel bir dînmiş, savunduğun ideoloji gerçek kurtuluş yoluymuş; geç bunları kardeşim, geç bunları? Sen nasıl birisin, onu söyle! Sen nasıl bir insansın, nasıl bir ahlâka ve kişiliğe sahipsin, ondan haber ver bize? Sen eğer iyi bir insansan, erdemli ve uygar biriysen, inandığın dîn veya savunduğun ideoloji de muhakkak güzeldir. Şüphemiz yok ondan. (İbrahim Sediyani, "Erdem ve Bağnazlık Kıskacında Dîn ve İdeoloji Şekillenmesi")  Bu fotoğraf, 2014 yılında Bosna'daki sel felâketinde çekildi.  Botan Çayı.  Boy abdesti.  Sizin hiç ülkeniz bölündü mü?  Böyle hayranlar her sanatçıya nasip olmaz.  Böyle kaynardı çayımız eskiden?  Kardeşlik, paylaşmaktır.  Britanya'da ördekler için yapılmış özel yol.  Kavimler göçü.
  Tanrı evreni ve insanları, insanlar medeniyetleri, medeniyetler beni yarattı. Adım, Hasankeyf. 12000 yaşındayım. Henüz Asurlular yokken, Urartular yokken, Sümerler, Babilliler, Gutiler, Hurriler, bunların hiçbiri yokken ben vardım. Daha İbrahim doğmamışken, Zerdüşt doğmamışken, Yunus, Musa, İsa ve Muhammed doğmamışken, ben vardım. Avesta yokken, Tevrât yokken, İncil ve Kur'ân yokken, ben vardım. Gördükleriniz içinde benden daha eski olan tek şey, beni beslemek ve doyurmak için yaratılan Dicle Nehri'nin şiir gibi akan sularıdır. Mezopotamya dediğiniz ne ki, torunum yaşında sayılır. Kral Dakyanus'tan kaçan o yedi genç ve bir köpek, Ashab-ı Kehf, benim mağaralarımda saklandılar. 309 yıl uyudular koynumda. Her gece üstlerini örtüyordum hastalanmasınlar diye, o tertemiz alınlarını okşuyordum, o imânlı yüreklerine korku düşmesin diye o yedi delikanlıya kahramanlık ninnileri okuyup kendilerine cesaret aşılıyordum. Avesta, benim serin gölgemin altında yazıldı. Ben ilham kaynağı olmasaydım, nasıl edebilirdi Zerdüşt onca güzel sözü? Ahura Mazda'nın ilahî buyruğuydu: Bana hiç zarar vermedi Bilge Zerdüşt. Bir çakıl taşıma bile zarar vermedi, veremezdi. Ahura Mazda yasaklamıştı. İlk, beni sevmeyi öğretmişti. "Hasankeyf'i inciten Hüda'yı incitmiş olur. Hasankeyf'in kıymetini bilen, Hüda'ya yakın olandır. O halde Hasankeyf'i koruyun, Dicle'nin sularını kirletmeyin." Buydu ilk âyetleri Avesta'nın. İbrahim doğduğunda, adını ben koymuştum. "Bra-him", yani "mağaranın kardeşi". Ebesi oluyorum. Kardeşi Harran'ın da aynı şekilde. Abraham ve Harran, bu iki kardeşi ben büyüttüm, temel eğitimlerini ben verdim. Onlara Tanrı'yı anlattım. Tanrı'nın bana öğrettiklerini ben de onlara öğrettim. Makedonya Kralı Büyük İskender'e seferinde ben yol gösterdim. Selahaddîn Eyyubî'ye Kudüs'ün yolunu ben açtım. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat'a ata binmeyi ben öğrettim. Kerimxan Zend'i taaa Afganistan'lara ben sürdüm. Ahmed-i Xanî'ye, Fakih-i Teyran'a o şiirleri ben yazdırdım. Benim suyumdan içmeseydi hiç o kadar güzel olur muydu Adiabane Kraliçesi Helena? 12 bin yıllık hayatım sizin barbarlığınız yüzünden sona erdi. (İbrahim Sediyani, "Hasankeyf'in Vasiyeti")  Bu kürk bu hayvana yakışıyor. Mümkünse başka hayvanlar giymesin.  Bu nasıl uyuma yaa?..  Bu oyun ne oyunu?  Bu ödüllü fotoğrafa iyi bakın; o siyah develer sadece gölge.  Buldog ve yavruları. 

 
 Kalbimin en orta yerinde, büyük bir yangın var, alevler içinde,Beşiktaş sana yemin olsun, bitmeyecek sevdan, mezarımda bile.@besiktas Gurur sensin.Aşk sensin.Takım sensin.Yıldız sensin.VeeeŞampiyon sensinnn.#şampiyonbeşiktaş #şenolgüneş      INSTAGRAM      31 MAYIS 2017