Peygamber Aşkı

23 Nisan Pazar Günü Peygamber Sevdalıları Platformunun organize ettiği efendimiz Peygamber (a.s.)'ın  mevlit programına hava muhalefetine rağmen yoğun bir ilgi ve teveccüh vardı. Normalde o günkü tozlu rüzgarlı havanın ve yağmurun yağdı yağacak  durumuna göre en azından çocuk ve yaşlıların programa iştirak etmeyeceğini zannetmiştim ama yanıldım. Her zamanki programlardan belki daha fazla olan kalabalığın alanın her tarafını doldurduğunu görünce içimdeki ümit kıvılcımları arttı. Halkımızın içindeki peygamber sevdası beni bir kez daha heyecanlandırdı. Tüm şer odaklarının, bütün güçleri ve imkanlarıyla peygamber sevgisini ve Allahın dinini bu mazlum halka unutturma çabalarına rağmen halkın peygamber efendimizin sevgisi için gösterdikleri bu teveccühle başarılı olamayacaklarına bir kez daha ikna oldum.

Tarihte hiçbir insan onun kadar sevilmedi. Hiçbir dönemde onun kadar örnek alınan bir insan olmadı. Peygamber efendimizin doğumundan bugüne asırlar geçmesine rağmen hala ilk günden bu güne insanlar: ' anam babam sana feda olsun ya resülüllah' Diyorlarsa bundan daha büyük bir sevgi olabilir mi? Hangi insan en sevdiği çocuklarını, annesini, babasını bir başkasına feda edebilir ki? Ama milyonlarca insan bunca geçen zamana rağmen kendisini de dahil etmek üzere en sevdiklerini onun için feda etmeyi göze alabiliyor.

Bir savaşta esir düşüp çocuk yaşta köle olarak satılan Zeyd bin Harise, Hatice annemiz tarafından pazarda satın alınır.  Hizmetini görmesi maksadıyla peygamberimize hediye edilir. Zeyd'in babası  Harise evladının izini sürer Zeyd'in amcası ile birlikte ücretini ödemek üzere peygamberimize gelirler. Kölelikten azad etmek için peygamber efendimize yaptıkları ücret teklifine karşın, peygamber efendimiz Zeydi özgür bırakır,  şayet isterse babası ile birlikte gitmesine izin verir. Ancak Zeyd peygamber efendimizi kendi öz babasına tercih eder.Bu duruma şaşıran babasına Zeyd'in verdiğ cevap düşündürücüdür. 'Babacığım ben bu zattan öyle şeyler gördüm ki,  kendisini hiçbir zaman başkasına tercih edemem.'

Yine Sahabeden Hubeyb bin Adiy müşriklerin ellerine düşer ve idam edilmek üzere hapsedilir. İdam edileceği zaman müşriklerin ileri gelenlerinden Ebu Süfyan'nın:

-          Değil yerimde Muhammed' in olmasını ölümüme karşılık ayağına bir dikenin bile batmasını  istemem'  diyerek müşrik topluluğunu, peygambere olan sevgisiyle hayretler içinde bırakmıştır. Bu cevaba karşılık Ebu Süfyan: