Şehadet Gecesi Programına Yoğun İlgi

Peygamber Sevdalıları Platformu üyesi Batman Hira-Der tarafından bir düğün salonunda düzenlenen "Şehadet Gecesi" adlı program,  yoğun katılımla gerçekleşti.

Programın düzenlendiği salonda, 6-7 Ekim'de PKK'liler tarafından katledilen Yasin Börü ve arkadaşları ile Aytaç Baran ve İslam şehitlerinin resimlerinin asıldığı görüldü.

Araştırmacı-Yazar Avukat M. Emin Güneş'in konuşmacı olarak katıldığı programa; alim, kanat önderleri, siyasi parti temsilcileri, STK temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Sunuculuğunu Mehmet Şerif Durmaz'ın yaptığı program, Suriye Emevi Camii müezzinlerinden Hafız Şeyh Munir Abdulcevad'ın okuduğu Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.


Programın açılış ve selamlama konuşmasını yapan Hira-Der Başkanı M. Ali Rüzgâr, İslam davasının öncüleri ve şehitleri yad etmek, onların yolunu sürdürmek, hayat mücadelelerini ve yükledikleri büyük İslam davasını gelecek nesillere aktarmak adına böyle bir program düzenlediklerini söyledi.

Şehitlerin İslami mücadelede önemli yerleri olduğunu belirten Rüzgâr, "Çünkü onlar kararlılıklarıyla ve fedakârlıklarıyla arkalarından gidenlere örnek oldular. Bizler de şahsiyetimizi Kur'an ve sünnet ruhuyla donatabilirsek, hayatlarımızı Peygamber terbiyesiyle şekillendirebilirsek, yüreklerimize sahabe nişanı taşıyabilirsek, şahitliğin hakkını verebilirsek, o zaman İslam'ın rahmet iklimini bir medeniyet dokusu halinde evden mahalleye, şehirden ülkeye ve tüm dünyaya inşa edebiliriz." dedi.


Açılış konuşmasının ardından İslam şehitlerini konu alan sinevizyon gösteriminden sonra, Özlem Ajans sanatçıları İslam şehitleri üzerine ezgiler seslendirdi. Ezgilerin ardından konuşmasını yapmak üzere mikrofona gelen Araştırmacı-Yazar Av.M. Emin Güneş, şehadet makamının önemine vurgu yaptı.


İnsanların, bu dünyadaki geçici makamlar için çok büyük çaba sarf ettiklerini söyleyen Güneş, "Hâlbuki şehadet makamının yanında bunların hiç kıymeti yoktur. Şehadet makamına yükselmek, diğer dünyevi makamlara yükselmek gibi bir çaba, gayret gerektirir. Şehadet, şehitlik piyangodan çıkan bir şey değildir. Onun için şehadetin de mektebine gitmek lazım. Türkiye uzun yıllar şehadet mektebi olmayan bir ülkeydi. Şehit olmak isteyenlerimiz başka diyarlara giderlerdi. Çeçenistan'a, Afganistan'a, Bosna Hersek'e veya Filistin'e giderlerdi. 1979'larda bu beldelerde Rabbim nasip etti, şehadet mektebini açtık. Büyüklerimiz, şehitlerimiz, öncülerimiz ve biz, 90'lardan itibaren bol sayıda mezunlar vermeye başladık. Bizim de artık bir şehadet mektebimiz var. Hüseyinlerimiz vardı, Yezitler gelip onları buluyorlardı. Biz diyoruz ki biz hayırda yarışan bir ümmet olarak şehitlerimizi birbirimizle yarıştırmak lazım." dedi.

"Biz şahadet mektebi olanlara özeneceğiz" diyen Güneş, konuşmasına şöyle devam etti: "Şehadet mektebinin verdiği şahadet diplomaları çok olanlarla yarışacağız ve onlara özeneceğiz, doğrusu budur. Şehit İslami davanın motorudur. Şehidi olmayan dava stop etmiştir, arıza yapmıştır, ilerleyemez, yoldan çıkar ve sapar. O yüzden şahadeti ve şehitlerimizi çok iyi bileceğiz. Bu geçici ve yalancı dünyada bir gerçek varsa, o da cenneti kazanabilmektir. Bunun da yolu şahadet mekteplerine kaydolmaktır. Buradan mezun olan, ya şahadet diploması alıyor, ya Yusufilik alıyor, ya da onların şefaatine nail olan dava arkadaşları oluyor."


Konuşmanın ardından seslendirilen ezgilerin ardından Şefkat Eli Derneği tiyatro ekibi tarafından 6-8 Ekim'de PKK/HDP'liler tarafından katledilen şehit Yasin Börü ve arkadaşlarını konu alan tiyatro sahnelendi.

Program yapılan dua ile son buldu.