Terim Kabadayı mı Türkiye Sportif Direktörü mü?

Alaçatı'da adamlarıyla mekan basıp kavga çıkaran Terim şimdi de hakkında yazı yazan Rüştü'yü  tehdit edip tuhaf ithamlarda bulundu.


Türkiye'de onca sportif başarısı olan efsanelerden çoğunun adı bile unutulmuşken iktidar yalakalığıyla kibriyle pirim yapan, neredeyse sıfır başarıyla Dünyanın en çok kazanan teknik direktörü ünvanı elinde olan zatın adına daha hayattayken iki stad açıldı.


Alaçatı'da damatlarıyla bir restoranı basıp kavga eden Türkiye Futbol direktörü Fatih Terim adaletin güçlülerden yana olduğu Türkiye'de ceza almayıp üstüne mekanını bastığı kişinin gözaltına alınmasını sağlamıştı. Yine olsa yine yaparım diyerek sportif başarının dibe vurduğu son zamanlarda tekrar gündeme gelmeyi başaran Terim her yaptığının yanına kar kalmasından aldığı güçle olacak bu sefer Rüştü'yü tehdit ederek üstüne yazdığı köşe yazısından dolayı mahkemeye vereceğinin belirtti. Görünen o ki bu tehditler de Terim'in yanına kar kalacak olan Rüştü'ye olacak.

Terim'in futbol bilgisini objektif bir gözle değerlendirmek için isterseniz daha önce Milan'da Terim'in takımında oynayan İtalyan efsanesi Andrea Pirlo'nun 'I Think Therefore I Play' isimli otobiyografisindeki Terim'le ilgili bölüme göz atalım


"Özellikle göreve başladığı ilk günlerde yaptığı takım toplantıları ise unutulmazdı. Terim eline bir tebeşir alıp taktik tahtasına 11 daire çizerdi. Tahtadaki her daire sahaya çıkacak bir oyuncuyu temsil ederdi. Ancak konuşmanın ortasında taktik tahtası çizdiği oklardan ve karalamalardan öyle bir hale gelirdi ki, hangi dairenin kimi işaret ettiğini anlamak imkansızlaşırdı. Taktik tahtası, oyuncuları ve mevkileri birbirinden ayırmanın mümkün olmadığı karmakarışık bir hal alırdı. Kısacası tam bir kaos... Sadece kalecinin kendi pozisyonundan emin olabildiği bir kaos...


Toplantı sırasında bir daireyi işaret edip, 'Costacurda, tam burada olman gerekiyor' diye konuşmaya başlardı. Bir gün dayanamayıp, 'Ama patron, o gösterdiğin dairenin biraz önce benim olduğunu söyledin, Costacurta değil ki' demeye zorunlu hissetmiştim.


İşin daha da kötüsü, konuşma ilerledikçe defans bölgesindeki dairelerle, forvettekileri karıştırmaya başlardı. Artık öyle bir hal almıştı ki, kendi aramızda acaba bunu Berlusconi'nin gizli rüyası olan 2-4-4 taktiğini gerçekleştirmek için bilerek mi yapıyor diye şakalaşmaya başlamıştık.

Ancak şaka bir yana, Terim'in taktik bilgisinin yetersizliğini ve tüm oyun planının takımı bağıra çağıra motive ederek, sahada iyi bir sonuç almamızı ümit etmek olduğunu anlamamız çok uzun sürmedi... Belki böyle bir plan başka yerlerde işliyor olabilirdi ama Milan'da işlemezdi. İşlemedi zaten, Milan'da uzun süreli görev alabilmek için bundan daha fazlasına ihtiyaç vardı."

Fatih Terim'in mektubu şu şekilde:

Sevgili Rüştü,

"GÜNLÜK HAYATTA KULLANDIĞIN KELİME SAYISINDAN FAZLASINI YAZMANA SEVİNDİM"

Bugün Hürriyet Gazetesi'nde engin futbol bilgin ile vizyonun, kıymetli tespit ve yorumlarınla süslediğin köşeni okudum.Türkiye'nin amiral gemisi olan Hürriyet'te köşe sahibi olmanın öncesinde seni yakinen tanıyan, özellikle futbolculuk ve sonrasındaki sürede gelişimini gayet iyi bilen biri olarak günlük hayatında kullandığın kelime sayısından fazlasını yazılarında kullanabiliyor olmana çok sevindim.

"BAĞLI OLDUĞUN YÖNETİCİLER SENDEN MEMNUNDUR"

Sanırım bağlı olduğun yöneticilerin de bu akıcılıktan ve zengin ifade biçiminden memnundur. Sana dair hatıralarımda iyisiyle kötüsüyle, eğrisiyle doğrusuyla, sevabıyla günahıyla ne çok şey olduğunu; bunların bir kısmında sana olan destek ve yardımlarımı, bir kısmında sadece bende kalması gereken anların bulunduğunu söylemeden geçemeyeceğim.

"KİM VE NASIL BİRİ OLDUĞUNU BİLİYORUM"

Kısaca aslında kim ve nasıl biri olduğunu biliyorum.Bilmediğim ise köşende kimin kalemiyle yazdığın, sana kalemini ve aklını ödünç verenlerle birlikte ne tür beklenti ve menfaatlerinin olduğu ve daha önemlisi kıymet bilmez, vefadan anlamaz bu tavırların aslında içinde hep mi var olduğu yoksa sonradan mı edinildiği.

"BELLİ Kİ HAYAT SENİ YORMUŞ VE YIPRATMIŞ"

Belli ki hayat seni yormuş ve yıpratmış Rüştü. Belki de sevgi ve şefkat ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir ortamın da yok. Veya bilerek yada bilmeyerek bir yara açıldı sende ve sürekli kanatılıyor.

"ARKANI DÖNDÜĞÜNDE NE KADAR YALNIZ OLDUĞUNU BİLMEK ÇOK KOYAR ADAMA"

Üzülme Rüştü. Bunlar geçici ve telafi edilir şeyler. Sen, seni sen yapan değerlerinden vazgeçme. Kendinden başka kimseye güvenip yola çıkma, arkanı döndüğünde ne kadar yalnız olduğunu bilmek daha çok koyar adama. Sahadaki örnek futbolculuk modelliğini bozma.

"YAYGARA ÇIKARACAK DEĞİLİM"

Haa bir de herhangi bir şeyi yapmadan önce haddimi aşıyor muyum, aşmıyor muyum diye bir değil 2-3 kez düşün.Hayat, ektiklerini biçtiriyor. Temennim, senin ektiklerinin sana zarar vermemesi ve ben nerede yanlış yaptım dedirtmemesi.Benden yana endişen olmasın. Yazdıklarını ve niyetini ciddiye alacak ve yaygara çıkaracak değilim. Sadece hukuki süreci başlatacağım.

ALAÇATI KAVGASI

Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim Alaçatı'daki kavga olayından sonraki açıklamalarına bakalım. 

"Son günlerde gazeteler, televizyonlar birçok şey yazıp, çiziyor. Neden hemen konuşmadım? Bir defa 15-16 Temmuz hepimiz için çok önemli. Şehitlerimize saygımdan dolayı başta açıklama yapmadım. Daha sonra hiç konuşmama kararı almıştım. Ancak baktım bu ucuzluk ve iftiralar arasında susmak yanlış anlaşılırdı. Ben konuşmayınca gerçekleri bükmeye başladılar. Bugün benden doğruları duyacaksınız."


"Benim için bayrağım önemli bir değerdir. Vatanım, Ay Yıldız, ülkem, vazgeçilmez bir değerdir. Galatasaray benim için çok değerlidir. Hepsinden önce ailem değerlidir. Herhangi birine laf söyletmeyeceğimi iyi bilirsiniz. Laf söyletmem. Beni rahatlıkla tanıyorsunuz. Ben her zaman doğruları söyledim. Bu değerlerin herhangi birine laf söylediğinde gereğini yapmadığım olmamıştır."


"Türkiye Futbol Direktörü bunu yapmamalıydı. Arkadaşlar, inanın bu konularda ben çok hassasım. Sabah Yıldırım Demirören ve Ali Dürüst ile görüştüm. Ben bu olayı bir babanın ailesini koruması gibi görüyorum. Terim ailesinin büyüğü benim. Ahmet'in (Fatih Terim'in damadı) ablasına hakaret ve taciz var. Uzun zamandır da varmış. Keşke daha önce söyleselerdi. Akşam yemeğine oturduk. Bu konu konuşuldu. Konu geçince, tanıdığım bu zatı aradım. Pardon, tanıdığımı sandığım. Telefonda bana edepsiz bir teklif yaptı, ben de kalkıp gittim. Gereğini yaptım ve işim bitince de ayrıldım. Bütün mevzu bu. Yaşananların Türkiye Futbol Federasyonu ile ilgisi yoktur.

">Bu durumlarda sözlenen klasik bir söz vardır, yine olsa yine yaparım! "

 SOKAK KABADAYISI MI TEKNİK DİREKTÖR MÜ?

İşin taktirini siz değerli okurlara bırakalım sizce Fatih Terim sokak kabadayısı gibi mi davranıyor yoksa tüm türkiye'nin sportif direktörü gibi mi ve bu görevi devam ettirmeyi hak ediyor mu?