Terör bu coğrafyanın kaderi değil
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bu kış da evlatlarımız mağara mağara 'neredesiniz' diye bağırarak o teröristleri her noktada arıyorlar. Bizim her hafta yaptığımız güvenlik toplantılarından şunu anladık ki; son zamanlarda dağlarda yoklar, sizin kuvvetiniz ve milletimizin desteğinden kaçıyorlar. Nerede olurlarsa olsunlar sınır dışı veya içerisi fark etmez, onları bulup cezalarını vereceğiz." dedi.
Bakan Soylu, beraberinde Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler ile Batman'a geldi. Soylu ve beraberindekiler, Batman Özel Harekat Şube Müdürlüğünde polislerle bir araya geldi.
Soylu, burada yaptığı konuşmada, bu coğrafyanın bir güzelliği olduğunu, yıllardan beri bu coğrafyada mücadeleler verildiğini anlatarak, edilmesinin de bir nedeninin olduğunu, bu coğrafyaya göz dikenlerin bulunduğunu belirtti.
Milletin bağımsızlığına, istiklaline, hür iradesine göz dikenlerin bulunduğuna dikkati çeken Soylu, şöyle devam etti:
"Doğu ile batı arasında belki de dünyanın bir çoğunun 'ah bende de olsa' diye iç geçirdiği ve hem bir taraftan İpek Yolunun hem bir taraftan enerji geçiş güzergahının hem bir taraftan da insan kaynaklarının batıdaki ülkelerden üstünlüğü olan bir coğrafya. Burası tarihi medeniyeti olan bir ülke. Merhamet ve şefkati, zenginliğin ve paranın altında ezdirmeyen insanlığı ve kardeşliği her şeyin önünde tutan bir coğrafya. Onun için muhafazası da meşakkatli, içinde yaşaması da bir o kadar güzel bir coğrafya. Sizler bu coğrafya da bu güzel topraklarda milletin, kardeşlik içerisinde olmasının demokrasiye karşı duranlara hukukun üstünlüğünü savunarak bu milletin eminlerisiniz. İnanın ki özel harekat dendiğinde milletin kalbine bir eminlik, kuvvet gelmektedir ve memleketin her noktasında size karşı bir muhabbet size karşı bir sevgi ve güven var."
Terör bu coğrafyanın kaderi değil
Cumhurbaşkanı ve Başbakanın sevgilerini ve dualarını ileten Soylu, terörle mücadelenin uzun zamandır güvenlik güçleri ve milletin desteği ile devam ettirdiği önemli bir süreç olduğunu aktardı.
Terörün bu coğrafyanın kaderi olmadığını, bu coğrafyada kaderi olmaktan el birliği ile çıkarabileceklerini anlatan Soylu, bu konuda kararlı olduklarını, hazırlıklarını bu noktada hep birlikte yaptıklarını bildirdi.
Soylu, bugün milletin özellikle ortaya koyduğu desteğinin bunun en önemli kanıtı olarak ortada durduğuna değinerek, ailelerin, çocukların, gençlerin, yaşlıların, anne ve babaların bu ülkede yarınından emin bir şekilde yaşamalarının en doğal hakları olduğuna değindi.
Bakan Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bunu hiçbir terör örgütünün korku alanlarına bırakmamalıyız. Sizler cesur kuvvetli ve kudretli insanlarsınız. Bu ülkede her birimizin yaptığı bazı görevleri vardır. Kimisi sınırda sabaha kadar nöbet tutar hem de dışarıdaki soğuğu hiçbir şekilde gönlüne sızdırmadan memleketin sıcaklığı ile nöbet tutar. Millet dediğiniz de böyledir. Yani o millet ve toplum olmanın birlikte yaşamanın aynı ülkeyi paylaşmanın en önemli hasretleri bunlardır. Bizlerden ve sizlerden beklenen bu memleketi güvenli ve emin bir hale getirmektir. Elbetteki birilerinin maşası uşağı olacaklar. Bir taraftan uyuşturucu bir taraftan insan ve silah ticareti yapacaklar. Din, diyanet, gelenek, örf, töre, ahlak, kardeş, ırz, namus bu kavramların hepsinden uzak duracaklar ve bu coğrafyadaki insanımızı kimliksizleştirmeye çalışacaklar."
"Sırtımızı yere vurmaya çalıştılar, olmadı"
Bakan Soylu, jandarma, korucu, polis ve asker ile bu memlekette huzuru ve güveni hep birlikte sağlamak durumunda olduklarını aktararak, bugün bir çok noktada iyi bir durumda olduklarını ifadesini kullandı.
"Sırtımızı yere vurmaya çalıştılar, olmadı bizi alt etmek için gerekli ne varsa yapmaya çalıştılar, beceremediler ve beceremeyecekler. Eskisi gibi değiliz, daha iyi noktalarda olacağız, çok daha iyi yerlere gideceğiz. Ama buradaki en önemli yük belki de sizlere ve bizlere düşmektedir." diyen Soylu, terör örgütleri PKK, DEAŞ, KCK, FETÖ ve DHKP-C'nin birlikte ve bir arada hareket ettiğine işaret etti.
Bu örgütlerin aynı yerden talimat aldığını, aynı hedefi taşıyan kaosu oluşturmaya çalıştıklarını belirten Soylu, ama Cenabı Allah'ın verdiği bu milletin güvenlik güçlerinin ortaya koyduğu dirayetle ve milletin 15 Temmuz dahil olmak üzere ortaya koymuş olduğu basiretle bütün hepsinin bertaraf edildiğini söyledi.
Bakan Soylu, şu görüşlere yer verdi:
"Bu kış da evlatlarımız mağara mağara 'neredesiniz' diye bağırarak o teröristleri her noktada arıyorlar. Bizim her hafta yaptığımız güvenlik toplantılarından şunu anladık ki; son zamanlarda dağlarda yoklar, sizin kuvvetiniz ve milletimizin desteğinden kaçıyorlar. Nerede olurlarsa olsunlar sınır dışı veya içerisi fark etmez onları bulup cezalarını vereceğiz.
Masum milletimize, ülkemize, coğrafyamıza ihanet ettiler, kararlılığımız nettir. Size olan itimadımız tamdır. Milletimiz ve bizlerin, omuz omuza mücadele edenlerle, sizlerle birlikte olmaktan hiç bir zaman çekinmeyeceğimizi tam tersine büyük bir gurur ve onur duyacağımızı ifade etmek istiyorum. Hep birlikte memlekete güzel hizmet etmek istiyoruz.
Üniversitelerimiz olsun, yollarımız güzel olsun, hastanelere gittiğimizde insanlarımız bize güzel davransın, ailelerimiz rahat ve huzur içinde yaşasın ama bu ne kadar bizim isteğimiz ise şehadet de o kadar bizim isteğimizdir. Kendi adıma söylüyorum. Ailemize bırakabileceğimiz en büyük miras bir tarafta yapacağımız kahramanlıklar ve güzel işler ise diğer taraftan da budur."
Bazen telefonda bazen yüz yüze bazen diz dize birçok şehit ailesiyle konuştuğunu, bazen hiç konuşmadan gönülleriyle birbirleriyle anlaşmaya çalıştıklarına dikkati çeken Soylu, her birinde ayrı bir vakar, ayrı bir üstünlük olduğunu, bunun insanın kendi fıtratından gelebilecek hal olmadığını belirtti.
"Yolumuz ve bahtımız da açıktır"
Soylu, Allah'a inanan birisi olarak, bu coğrafyayı muhafaza etmek, ezan-ı Muhammediyeyi, özgürlüğün ve bağımsızlığın sembolü olan ay yıldızlı bayrağı 780 bin kilometre karede dalgalandırmak için tutmak durumunda olduklarını ifade etti.
Sorumluluklarını bildiklerini vurgulayan Soylu, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Devletin bir hiyerarşisi vardır ama bu sofranın bir hiyerarşisi yoktur. Hepimiz eşitiz, biriz, dengiz. Mesainin büyük bir kısmını Ankara'da bir kısmını Anadolu'nun çeşitli yerlerinde geçirdiğimiz için aslında bir hafta, 10-15 gün bu coğrafyada kalmak istediğimi herkes biliyor. Esas mesele buradadır, burayı çözdüğümüz an Türkiye'de çocuklarımızın iş imkanı bulabilmesi bir taraftan Güneydoğu'daki bir taraftan batıdaki bir taraftaki Karadeniz'deki, Adana ve Mersin'deki kardeşlerimiz her taraftan iş bulabilmesi rahattır. Hayatın çok daha iyi idame ettirebilmesi daha kolaydır. Türkiye'nin yıllarca başına bela edilen bu musibetten Türkiye'yi kurtardığımız andan itibaren yolumuz ve bahtımız da açıktır."