Ümmetin Yetimi Mazlum Kürtler

ÜMMETİN YETİMİ MAZLUM KÜRTLER

Her yıl Nisan ayında bütün dünyada Ermenilerle ilgili toplantılar yapılır 24 Nisan 1915'teki Ermeni tehcirinden dolayı Türkiye'nin özür dilemesi gerektiğinden dem vurulur. Bugün 29 Aralık 2016 bundan 5 yıl önce 28 Aralık 2011'de Roboski'de çoğu çocuk 34 Kürd'ün öldürülmesi olayıyla her nedense kimse ilgilenemez.

Ülkemizde, hatta bölgemizde Ermeni soykırımıyla ilgili yapılan konuşmalara bakarsanız Ermenileri melaike sanırsınız hani az daha anlatsalar da uçacaklar kanatları eksik dersiniz.

Ermenilerin iç yüzünü öğrenmek için dengbêjlerimizin stranlarına, dedelerimize, ninelerimize, tarihimize kulak vermemiz yeterli.

Ermeniler Osmanlıların son döneminde birleşerek Kürtlere zulme başladılar. İlk eylem yeri olarak da Kürtler ve Ermenilerin yüzyıllar boyunca barış ve huzur içerisinde yaşadıkları, elbirliğiyle Osmanlı'nın girmesine asla izin vermedikleri Sason bölgesini seçmişlerdir. Ermeni çetelerin Sason'u iki yıl boyunca elde tuttukları Buradaki sivillerin başına gelenler tahmin edilebilir.

Van Xanasor Ermeni Eylemi iğrenç yüzlerini ortaya koydukları aşağılık bir örnektir. 25 Temmuz 1897 yılında Ermeni Tarihi'ne Hanasor Eylemi olarak geçen ve gururla üzerine marşlar bestelenen Ermeni epiği olayında Taşnak Partisi tarafından hayata geçirilen bu eylemde Mazrik Aşireti Kürtlerinin bulunduğu köyler basılmış bazı rivayetlere göre 40.000 Kürt acımasızca katledilmiştir.

Ermeni Çetelerinin sivil Kürtlere uyguladıkları katliamlarının yanında bir de dolaylı zulümleri vardır. On binlerce Kürt göçmen Rus ve Ermenilerin önünden kaçarak daha güneye, güvenli bölgelere ulaşmaya çalışırken yollarda soğuk, kıtlık ve hastalık dolayısıyla can vermişlerdir.

Kürtlerin kanı, canı ucuz olduğu için hiç kimse mazlum Kürtlere yönelik katliamlara yönelik iki çift laf etme ihtiyacı hissetmemektedir. Dünya gündeminde reklam malzemesi olacak popüler bir konu olmadığından birileri için siyasi getirisi olmayacağından sürekli Kürtler göz ardı edilmeye devam edilmiştir.

Sahi 1915 yılında Osmanlı devleti tarafından yapılan bir olayla bu kadar ilgilenirken Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan sonra meydana gelen olaylarla neden ilgilenilme ihtiyacı hissedilmiyor? Cumhuriyetin ilanından sonra meydana gelen olaylarda katledilen yüz binlerce Kürt için neden kimse çıkıp iki kelam etmiyor, edemiyor?

İsterseniz biraz geçmişe gidelim mazlum Kürt halkına yönelik katliamlara bir göz atalım.

1925 Şeyh Said kıyamından sonra aralarında Şeyh Said ve birçok değerli Kürt alimin de olduğu binlerce kişi asıldı. Kahire'de yapılan bir araştırmaya göre; katledilen insan sayısı 15 bin 382, yakılan-yıkılan köylerin sayısı 337'dir.



Şeyh Said kıyamı gerekçe gösterilerek, 4 Mart 1925'te Takriri Sükun Yasası çıkarıldı. Kürtlerin yaşadığı tüm bölgelerde idamlar, sürgünler, birbirini izledi.

25 Kasım 1925 tarihinde "Şapka Devrimi" yasasıyla, "batılılaşma" adına şapka giyme zorunlu kılındı. Tepkiler terörle bastırıldı. Başında sarık, fes görülenler, çarşaf giyenler dövüldü, elbiseleri yırtıldı ve hapis-para cezaları uygulandı.