YAŞADIĞIN ÖMRE VE VEFAT ETTİĞİN GÜNE SELAM OLSUN

 Biz, senden önce de hiçbir beşere ebedilik vermedik. Şimdi sen ölürsen, sanki onlar ebedi mi kalacaklar? Her canlı, ölümü tadacaktır. Bir deneme olarak sizi hayırla da şerle de imtihan ederiz. Ve siz, ancak Bize döndürüleceksiniz." (Enbiya: 34-35)


Allah'u Teala'nın  "Habibim" dediği İki Cihan Sevreri olan, Peygamber Efendimiz (s.a.v) dahi ölümü tadıp ondan kendini kurtaramamış ise, ölüm herkesin tadacağı çok dehşetli ve hakiki bir gerçektir.


Her canlı gibi insan da sınırlı bir ömre sahiptir. Allah'ın takdir etmiş olduğu ömür sona erdiğinde her insan Allah'ın izniyle ölümü tadar. Allah'tan başka her şey ölümlüdür. Eğer ölümden kurtulup dünya da sonsuza kadar yaşamak mukadder olsaydı hiç şüphesiz buna en layık olan Allah'ın sevdiği kulları Peygamberleri olurdu. Oysa alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz bile bu dünyadan göçmüştür. Nitekim ayette belirtildiği üzere "Muhakkak sen de öleceksin, onlar da ölecekler" (Zümer:30)


İnsan hayatının bir süresi vardır bu sürenin sona ereceği vakte ECEL adı verilmektedir. Eceli gelen herkes ölecektir. Nitekim sonradan yaratılan her şey fanidir. Bir başlangıcı olanın mutlaka sonu da vardır. Bu Allah'ın değişmez kanunudur. İstisnası da yoktur. Ecel bir gün bizim de kapımızı çalacak, kapımız çalındığında ölüme şimdi değil, başka zaman gel deme imkânımız asla olmayacaktır. Nitekim Allah'u Teâla şöyle buyurmakta; "Her milletin bir eceli vardır onların eceli geldi mi ne bir an kalabilirler ne de öne geçebilirler." (Araf:34)


Müslümanca bir hayat yaşayıp, Müslümanca rabbinin huzuruna varanlara, Rabbimizin; bitimsiz nimetlerle nimetlendireceği kişilere selam olsun!


Hayatının her anını ve her alanını Allah'ın razı olacağı bir şekilde yaşayan ve bu uğurda canını Allah'a teslim eden kıymetli amcam! Yaşadığın ömre ve vefat ettiğin güne selam olsun. (Meryem:15)


Selam olsun sana. Bizler seni hayırla anmaktan başka bir şey bilmiyoruz. Çünkü; seni, Allah'ın hoşnut olmayacağı hiçbir işte görmedik. Seni ancak Allah'ı, Rasulünü ve Müslümanları hoşnut edecek, memnun edecek işlerde gördük. Güzel ahlakınla, derin ilminle, amilliğinle, ticaretindeki güvenilirliğinle, insanlarla olan samimi diyaloğunla, Kuran'a olan aşkınla, İslam'a olan bağlılığınla, camilere olan muhabbetinle? hasılı bu kadar güzel hasletleri, bu zaman da, Allah'a yemin ederek diyorum ki; bir başkasında görmedim ve şahit olmadım. Onun için senin yokluğun kadar bize acı veren bir şey olmadığı gibi, bize ders veren başka birini de bilmiyorum.


Bu vesileyle aramızdan ayrılan, çok kıymetli amcam, abim, sırdaşım, hocam, yol göstericim velhasıl bana insani ve İslami bir bakış kazandıran ve bana bu konuda müthiş bir örneklik olan, amcam Suphi GÜNEŞ'e, Rabbimden rahmet, bağışlanma ve cenneti âlâ da büyük bir ecir, geride kalan gözü yaşlı ama Allah'ın rızasına mü'mince boyun eğen, ailesine, akrabalarına ve arkadaşlarına da sabrı Cemil niyaz ediyorum.