Hasankeyf
HASANKEYF
Hasankeyf, Batman'a bağlı olan, iki yakasını Dicle'nin ayırdığı tarihi bir ilçedir. İlçenin tarihi, 10.000 yıl öncesine kadar gitmektedir. 1981'de doğal koruma alanı ilan edilmiştir.
Dicle Nehri kıyısında, dik yamaçlar üzerine kurulan kalesiyle bölgede çok önemli bir yere sahiptir. Hasankeyf'in Denizden yüksekliği 520 metre olup, coğrafi konumu; 37 derece 43 dakika enlemde; 41 derece 24 dakika boylamda yer almaktadır. İlçemiz güneyindeki Midyat sıra dağları, kuzeyindeki Raman sıra dağları arasında bir vadide yer almaktadır. Hasankeyf Batman-Mardin ve Batman-Şırnak ana karayolları üzerindedir.
Hasankeyf, Batman-Midyat karayolu üzerinde yer aldığından önemli bir geçiş noktasında yer almaktadır. 37 km uzaklıktaki Batman'dan ulaşmak mümkün olduğu gibi, bir başka tarih hazinesi olan Mardin'den Midyat'a, oradan da Hasankeyf'e ulaşılabilmektedir. Hasankeyf'in Mardin'e uzaklığı 110, Midyat'a uzaklığı ise 44 km.dir.
Gelişmesinin etkileri
Kuzeyden güneye kıvrılıp giden Dicle Nehri üzerinde yer alması ve o günlerde ticaretin önemli bir kısmının nehir yoluyla yapılması nedeniyle Hasankeyf, ticari ve ekonomik olarak da gelişti.
Etimoloji
Kayalara oyulmuş konutları nedeniyle, Süryânice Kifo (kaya) kelimesinden türetilmiş Kifos ve Cepha / Ciphas isimleriyle bahsedilen şehir "Mağralar Şehri" ya da "Kayalar Kenti" anlamına Arapça ve "Hısnı Keyfa" denilmiştir. "Hısn-ı keyfa" adı Osmanlılar zamanında Hısnıkeyf, halk arasında da Hasankeyf şekline dönüşmüştür.
Tarihçe
Hasankeyf'in ne zaman kurulduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte tarihi antik döneme kadar dayanmaktadır. Hasankeyf höyüğünde yapılan çalışmalarda 3.500 yıldan 12.000 yıl öncesine kadar arkeolojik buluntulara rastlanılmıştır. Yerleşim, Yukarı Mezopotamya'dan Anadolu'ya geçiş yolu üzerinde ve Dicle nehrinin kenarında kurulmuş olması nedeniyle stratejik bir öneme sahipti. MS 2. ve 3. yüzyıllarda sınır yerleşimi olarak Bizanslılarla Sasaniler arasında el değiştirmiştir. Diyarbakır ve çevresini ele geçiren Roma İmparatoru II. Konstantius, bölgeyi Sasanilerden korumak amacıyla iki sınır kalesi inşa ettirmiştir. MS 363 yılında inşa edilen kale uzun süre Roma ve Bizans egemenliğinde kaldı. Hıristiyanlığın bölgede 4. yüzyıldan itibaren yayılmaya başlamasından sonra yerleşim Süryani piskoposluğunun merkezi durumuna geldi. Kadıköy Konsülü tarafından MS 451 yılında Hasankeyf'teki piskoposluğa Kardinal unvanı verilmiştir. Hasankeyf 640 yılında, Halife Ömer döneminde İslâm ordusu tarafından ele geçirildi. Emeviler, Abbasiler, Hamdaniler ve Mervaniler egemenliğinde kalan yerleşim 1102 yılında Artuklular tarafından ele geçirilmiştir. Artuklu beyliği' nin 1102-1232 yılları arasında başkentliğini yapan Hasankeyf, en parlak dönemini bu tarihlerde yaşamıştır. Artuklular döneminde imar edilerek kale kasabası özelliğinden kurtulup şehir haline geldi. 1232 yılında Eyyubiler tarafından ele geçirilen yerleşim, 1260 Moğollarca ele geçirildi ve tahrip edildi.Hasankeyf' in Eyyubi hakimi Hülagü' ye bağlılığını bildirerek şehirdeki egemenliğini devam ettirebildi. Hasankeyf, 14. yüzyılda önemli bir şehir olma özelliğini korumakla birlikte eski parlak günlerine kavuşamadı. 1462 yılında Uzun Hasan tarafından ele geçirilen şehir Akkoyunlu topraklarına katıldı. Akkoyunlular' ın zayıflamasıyla 1482 yılında Hasankeyf' te Eyyubi emirlerinin yönetimi yeniden başlamıştır. Bir süre sonra Safeviler' in denetimine geçen yerleşim, 1515 tarihinde Osmanlı topraklarına katılmıştır.
1524 yılına kadar Osmanlı yönetimine bağlı Eyyubi yöneticiler tarafından idare edilen Hasankeyf, bu tarihten itibaren Osmanlı idarecileri tarafından yönetilmeye başlamıştır. 17. yüzyıldan itibaren ana ticaret yollarının değişmesi ve Osmanlı-İran savaşları sonucunda ticarette görülen duraklama neticesinde şehir önemini yitirdi. 1867 yılından sonra Mardin Midyat'a bağlı olan yerleşim, 1926 yılında Gerçüş ilçesine bağlanmıştır. 1990 yılında Batman'ın il olmasıyla ilçe bu şehre bağlanmıştır.
Nüfus
1526 yılında Hasankeyf' te 1301 hane bulunmakta olup, bunlardan 787 hanede Hıristiyanlar, 494 hanede Müslümanlar ve 20 hanede de Yahudiler yaşamaktaydı. 16. yüzyılın ikinci yarısında yerleşim daha da büyümüş ve 1006'sı Hıristiyanlara, 694'ü Müslümanlara ait olmak üzere hane sayısı 1700' e yükselmiştir. 1935 yılında 1425 kişiden oluşan nüfus, 1990 sayımına göre 4399'a yükselmiştir. 1975 nüfus sayımlarına göre ilçe nüfusu 13.823 olan Hasankeyf'in, sürekli verdiği göçler nedeniyle 2000 yılında nüfusu 7493 'e düşmüştür.
1926 yılında Mardin İline bağlı Gercüş İlçesinin kurulmasıyla birlikte, Hasankeyf bu İlçeye bağlı bir bucak merkezi iken, 18 Mayıs 1990 tarih ve 3647 sayılı Kanunla Batman'ın İl olmasıyla birlikte, Hasankeyf ilçe statüsünü kazanmıştır. İlçe Merkezi Kale ve Bahçelievler Mahallesi olarak iki mahalleden oluşmaktadır. İlçenin 18 köyü ve 7 mezrası bulunmaktadır.
Hasankeyf'e Bağlı Köyler
Akalın
Aksu
Bayırlı
Büyükdere
Çardaklı
Irmakköy
İncirli
Karaköy
Kumluca
Öğütlü
Palamut
Saklı
Soğucak
Tepebaşı
Uzundere
Üçyol
Yakaköy
Yolüstü
Yıl Toplam Şehir Kır
1990 11.690 4.399 7.291
2000 7.493 3.669 3.824
2007 7.207 3.271 3.936
2008 7.412 3.251 4.161
2009 6.935 3.010 3.925
2010 6.796 2.951 3.845
2011 6.637 2.921 3.716
2012 6.702 3.129 3.573
2013 6.748 3.190 3.558
2014 6.509 3.143 3.366
2015 6.374 3.118 3.256
Turizm
Tarihi ve doğal güzellikleriyle önemli turizm merkezlerinden biri olan Hasankeyf, yerli ve yabancı turistlerce ziyaret edilmektedir. Kalkerli yapısı nedeniyle kayalık tepelerde ve derin kanyonlarda, doğanın ve insanların oluşturduğu ve sayısı binlerce olan "Hasankeyf Mağaraları", Roma döneminden kalma Hasankeyf kalesi, Hasankeyf Köprüsüne girişte soldaki tepe üzerinde bulunan ve İslam ordularının Hasankeyf' i kuşatması sırasında hayatını kaybeden İmam Abdullah için yapılmış İmam Abdullah Türbesi, Artuklular tarafından yapıldığı düşünülen ve günümüze kadar önemli kısmı yıkılan Hasankeyf Dicle Köprüsü, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın Otlukbeli Savaşı' nda hayatını kaybeden oğlu için yaptırdığı Zeynel Bey Türbesi, Akkoyunlular tarafından yapılan ve son halini Eyyubiler döneminde alan Ulu Cami, 1328 yılında Eyyubiler tarafından yapılan Küçük Saray, günümüze harabesi ulaşan ve Akkoyunlu dönemine tarihlenen Büyük Saray, 15. yüzyılda yapılan Mescid-i Ali Cami, Eyyubiler döneminde yapılan Rızık Cami, Süleyman Cami, Koç Cami, Kızlar Cami ve Küçük Cami, Eyyubilerden kalma Kale Kapısı, halk arasında "Yolgeçen Hanı" olarak adlandırılan doğal mağarası yerleşimin önemli tarihi eserlerini oluşturmaktadır.
Ilısu Barajı
Hasankeyf, Dicle üzerinde yapılması planlanan Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali baraj gölü nedeniyle sular altında kalma ve tüm kültürel hazinesini yitirme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bu nedenle Ilısu barajı suları altında kalacak olan Hasankeyf'te kurtarma kazıları ile tarihi eserlerin taşınmasıyla ilgili çalışmalar yapılmaktadır.
İklim
Hasankeyf'in iklimi şehrin içinden akan Dicle Nehri'yle etkilenir.
Coğrafi görünümünden de anlaşılacağı gibi Hasankeyf yöresi karasal iklimin etkisi altındadır. Özellikle yazları sıcak ve kurak, kışları ise yağışlı ve soğuk geçmektedir. Dicle, yağışlardaki ve buharlaşmadaki mevsimlik dalgalanmaları etkisiyle, su seviyesi genellikle kış mevsiminde yüksek ve yazları düşüktür. Dicle, sonbahar, kıs, ve ilkbahar ayalarında çok canlı bir görünümü vardır. Yaz aylarında suyun geri çekilmesiyle azalır.
Sıcaklıkların yüksek olmasının bir nedeni de çöl rüzgârlarının etkili olmasıdır. En yüksek sıcaklıklar Temmuz ayında 45° C oluyor. En soğuk ay ise Ocak ayı görünüyor.
Dicle kenarındaki geniş alanlarda alüvyon türü verimli topraklar teşkil eder. Dicle'den uzak diğer tarım arazilerinde ise killi kalker türü toprak bulunur. Bunlar taşınma, erozyon, aşınma gibi doğal şartlar sonucu oluşmuştur. Killi kalker türü topraklar verimsizdir. Hasankeyf' te hakim bitki örtüsü karasal iklime uygundur. İlçemizin bitki örtüsü, soğuk geçen kış şartlarına ve yaz sıcakların karşı dayanıklıdır. Hasankeyf orman bakımından oldukça fakirdir. Bunun nedeni bilinçsiz bir şekilde yararlanmalarıdır. Salahiyye bahçelerinde meyve ağaçları topluluğuna rastlamak mümkündür. Hasankeyf köylerinden, Saklı ve Yolüstü köylerinde ise palamut ve benzeri ağaç toplulukları (orman) yörede dağınık durumda bulunmaktadır.
Ekonomik Sosyal Durum
Tarihi ve turistik özellikleri ile yerli yabancı turistleri misafir eden Hasankeyf merkezde turizm ve buna bağlı olarak ticaretten geçimini sağlayan ailelerin varlığı önemli bir yer tutmaktadır. İlçe merkezinde geçimini hayvancılık ve tarımdan sağlayan ailelerin çok az olduğu görülmektedir.
İlçe halkı 1974 yılına kadar kale başındaki yerleşim birimlerinde ve mağaralarda iskan etmiştir. 1974 yılında Afet evleri olarak bilinen 245 adet sosyal konut yapılmış olup, halk bu konutlara yerleştirilmiştir. İlçe merkez ve köylerinde halk, geleneklerine bağlıdır. Ev işlerinde kadınlar, ticaret, ziraat ve diğer sahalarda erkekler faaliyet göstermektedir. İlçe merkezinde vatandaşların büyük bir kısmı turizm, ticaret ve ziraatla diğer bir kısmı memur-işçi ve emekli olarak geçimini temin etmektedir. İlçe Batman- Şırnak ve Batman-Mardin karayolu üzerinde bulunduğu için çok miktarda terzi, market ve lokanta faaliyet göstermektedir.
El sanatları alanında sadece dokumacılık mevcut olup, küçük çapta balıkçılık yapan vatandaşlar mevcuttur. İşsizlik çok yaygın olduğu için genelde halkın gelir düzeyi düşük olup, ticaret gerilemiş halkın büyük bir kısmı Batman İl merkeziyle, büyük şehirlere göç etmişlerdir.
Tarıma Elverişli Arazi Toplamı | 45.814 da |
Bahçe Arazisi | 4.299 da |
Bağ Alanı | 8.623 da |
Sulu Alan | 8.196 da |
Kuru Arazi | 24.696 da |
Tarımsal Ürün Dağılımı
Buğday | 20.339 |
Arpa | 3.153 |
Mercimek | 1.884 |
Nohut | 980 |
Yem Bitkileri | 1.000 |
Üzüm | 7.061 |
Bostan | 8.00 |
Antepfıstığı | 806 |
Meyve(Muhtelif) | 1.642 |