Hasta Babamız Cezaevinde Ölüme Terkedildi

Hasta Babamız Cezaevinde Ölüme Terkedildi
01 Şubat 2017 - 12:49

FETÖ ve devletin derin yapıları tarafından İslami kimlikli kişi ve kurumlara yönelik zulüm ve mağduriyetler hâlâ yaşatılmaya devam ediyor. İslami kimliğinden dolayı 16 yıldır tutuklu bulunan ve cezaevinde çeşitli hastalıklara yakalanıp kalp ameliyatı olan biri erkek 3 çocuk babası Mehmet Olam'ın (47) ailesi, onunda kaderinin cezaevinde hastalıktan dolayı hayatını kaybeden İslami kimlikli mahkûmlar gibi olmadan tahliye edilmesi gerektiğini belirttiler.


Batman'da bulunduğu iş yerinde 2001 yılında çalıştığı sırada yapılan bir baskınla devletin derin yapıları tarafından gözaltına alınan Mehmet Olam, çeşitli işkencelerin ardından çıkarıldığı mahkemece hukuksuz ve kurulan kumpaslar sonucu tutuklandı.

Ömür boyu hapse mahkûm edilen Mehmet Olam, cezaevinde zamanla çeşitli hastalıklara yakalandı. Yaklaşık bir ay önce cezaevindeyken fenalaşıp kalp krizi geçiren ve kaldırıldığı hastanede ameliyata alınan Olam, damarlarına stent takılıp tekrar cezaevine gönderildi.


Cezaevinde adeta ölüme terk edildiğini söyleyen Olam'ın ailesi, onunda kaderinin cezaevinde hastalıktan dolayı hayatını kaybeden mahkûmlar gibi olmadan bir an önce tahliye edilmesini istediler.

Cezaevinde kısıtlı imkânlar nedeniyle çeşitli hastalıklara yakalanan ve istenilen düzeyde tedavi olamayan Olam'ın ailesi, hasta mahkûmların cezaevi ortamında zor şartlarda hayatta kalma mücadelesi verdiklerini belirtti.

Yaşadıkları hukuksuzlukları İLKHA mikrofonuna anlatan Mehmet Olam'ın ailesi, yıllarca yaşatılan zulmün artık son bulmasını isteyerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a çağrıda bulundu.


"Kardeşim cezaevine girerken herhangi bir sağlık problemi yoktu"

Devlet içerisindeki derin yapılar tarafından 1998 yılında kardeşi Mehmet ile birlikte kaçırıldıklarını söyleyen Hüseyin Olam, "10 gün gözaltında kaldık ve ağır işkencelerden sonra bırakıldık. Ardından ben tekrar yakalanıp gözaltına alındım, kardeşimi de daha sonra tekrar gözaltına aldılar ve 4 ay kadar cezaevinde kaldıktan sonra bıraktılar. Kardeşim en son 2001 yılında tekrar yakalandı ve müebbet hapis cezası aldı. Yaklaşık 16 yıldır cezaevindedir. Kardeşim Mehmet cezaevine girerken herhangi bir sağlık problemi yoktu. Fakat cezaevinde geçirdiği süreç boyunca kendisinde bazı rahatsızlıklar, hastalıklar oluştu. En son tansiyon ve şeker hastalıkları kendisinde belirdi. Bundan yaklaşık bir ay öncede cezaevinde kalp krizi geçirdi. Hastaneye kaldırıldı, anjiyo yapıldı ve iki damarında problem olduğu tespit edildi. Bir damarına stent taktılar, diğer bir damarını da genişlettiler. Ondan sonra tekrar cezaevine konuldu." diye konuştu.


"Eğer sol görüşlü olsaydılar tahliye edilmiş olacaklardı"

İslami kimlerinden dolayı kardeşi gibi cezaevinde olan çok sayıda hasta mahkûmun bulunduğunu hatırlatan Olam, "Cezaevinde ağır hastalıklara yakalanıp ve rahmet eden kardeşlerimiz vardır. Birçok Müslüman kardeşimiz hatalıklarla cezaevinde boğuşmaktadırlar. Bu kardeşlerimiz eğer sol görüşlü olmuş olsaydılar zannedersem bu insanlar şu ana kadar tahliye edilmiş olacaklardı. En azından ailelerinin yanına gönderilmiş olacaklardı. Fakat mahkûm Müslüman olunca kör, sağır, dilsiz oluyorlar, görmek istemiyorlar. Diğer sol görüşlü insanların başı ağrısa medyada hemen büyük bir sansasyonel haberler olarak yer alıyor ve bu insanlara her türlü yardım, hizmet yapılıyor."

"Artık hasta mahkûmların ailelerinin yanına gönderilme yolları aransın"

Mütedeyyin hasta mahkûmlara yönelik sessiz kalındığına dikkat çeken Olam, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ahmet Necdet Sezer'in 7 yıllık Cumhurbaşkanlığı döneminde yaklaşık 250 küsur insan çeşitli hastalıklar sebep gösterilerek tahliye edildi. Bunların büyük çoğunluğu da DHKP-C, MLKP'liydi.  Abdullah Gül döneminde de çeşitli hastalıklar ileri sürülerek birçok mahkûm cezaevinden tahliye edildi. Bu iktidar döneminde de inşallah bu hasta mahkûmlarla alakalı bir düzenleme yapılır ve Cumhurbaşkanı yetkisini kullanarak bu mahkûmlara bir çözüm yolu açıp, bunları da tahliye etmelerini istiyoruz. Biz bunların cezaevine girerken de herhangi bir suçtan dolayı girdiklerine inanmıyoruz. Tamamen şu anda FETÖ terör örgütü denen bir yapının, çetenin kumpası sonucu cezaevine girdiklerini düşünüyoruz. Özellikle bu hasta mahkûm insanların durumları göz önünde bulundurularak artık ailelerinin yanına göndermek için yollar aramalarını talep ediyoruz."

"Vefat etmeden salıversinler"

Eşi Mehmet Olam'ın cezaevine girmeden önce hiçbir hastalığının olmadığını, cezaevinde çok sayıda hastalığa yakalandığını vurgulayan Hülya Olam, "Eşim 16 yıldır cezaevindedir. Cezaevine girdiğinde hiçbir sıkıntısı, hastalığı yoktu. Orada hastalandı, kalp krizi geçirdi. Astımı oldu, bronşit, bel fıtığı var. Bu hastalıkların hepsi cezaevine girdikten sonra onda oluştu. Onun gibi çok sayıda ağabey cezaevinde ve hepsi hastadırlar. Beklentimiz bir an önce onların salıverilmesidir. Daha önce cezaevinde vefat eden hasta mahkûmlar da var, hasta mahkumların vefat etmeden çıkarılmalarını istiyoruz. Çok sıkıntılar çektik, çocuklarımızın hepsi küçüktü, şu anda hepsi büyüdüler. Çocuklarımı tek başıma, babasız büyüttüm. Yeniden yargılansınlar, çıkmalarını istiyoruz." ifadelerini kullandı.


"16 yıldır baba hasretiyle büyüdüm"

Babası cezaevine girerken kendisi henüz 3 yaşında olan Sara Olam, baba hasretiyle büyüdüğünü belirterek, "16 yıldır baba hasretiyle büyüdüm. Ben ve benim gibi kardeşlerim de artık baba hasretiyle büyümelerini istemiyorum. Sürekli acı içerisindeydik, hep baba hasretiyle büyüdük. Bizlerle beraber babalarımızın anneleri, babaları da aynı şekilde evlat hasretiyle büyüdüler. Bu ayrılık son bulsun istiyorum. Artık tahliye edilmelerini istiyoruz. Şimdiye kadar annemiz bize baktı, artık babamızın da yanımızda olmasını istiyoruz. Birazcık da baba şefkati görmek istiyoruz." dedi.

Bir yaşındayken babasının cezaevine girdiğini ifade eden Seher Olam da şöyle konuştu: "Babam 16 yıldır cezaevinde. Ben bir yaşındayken babam tutuklandı. Hâlen baba hasreti çekiyorum. Cezaevinde babamı tanıdım. Bir an önce aramıza gelsin istiyorum. Artık baba şefkatini bizde görmek istiyoruz."