HAYIRLI İŞLERDE ÖNCÜ OLMAK

19 Ocak 2017 - 13:24

İnsanlık tarihi boyunca süre gelen, "Hak-Batıl" mücadelesinde, insanları iyiliğe çağıran ve onların kurtuluşuna rehberlik edenler olmuştur. Başta peygamberler olmak özere, peygamberlerin kutlu çağrısına lebbeyk diyenler ve o çağrıyı omuzlayanlara karşı, batılı temsil eden ve küfrün öncülüğünü yapanlar tarafından, daima engellemelere maruz kalmışlardır.


            Bu engellemeler gerek fiili, gerek sözlü olmuş, önlerine bariyerler kurulmuş ve hayrın öncülerine set çekmeye çalışmışlardır. Tüm zorluk, sıkıntı, eziyet, işkence, iftira ve çirkin propagandalara rağmen hayırda öncü olanlar, İslami anlayışından vazgeçmeyip, insanları kötülükten men edip, iyiliğe sevk etmek adına her şeye katlanıp bu hayırlı yolda, engellere takılmayıp dosdoğru yol üzerinde, davetlerine ve mücadelelerine devam etmişlerdir.

Efendimiz (sav) ve onun ilk yetiştirdiği topluluk olan sahabe toplumu, bununla fazlasıyla karşılaşmış ve zorluğun her çeşidine maruz kalmışlardır.


             En sağlam temeller üzerine yetiştirilen bu örnek nesil ve kutlu varisler, tüm bu imtihanlardan Rabbimizin izniyle, başarıyla geçmişlerdir. Onlar yüklendikleri Misyonun farkında olarak hareket etmişler ve bu bilinçle dimdik ayakta durmuşlardır.  Şayet, bu ilk nesil olan sahabe nesli, bizlere model olma konusunda güzel bir örnek olmasaydılar, asırlardır bu çizgide duran ve mücadele edenlerin de başarıya ulaşması ve dik bir şekilde ayakta durması da mümkün olmayacaktı.



            Müslüman idarecilerimiz ve yöneticilerimiz de, bizlere öncü olmaları hasebiyle, kendilerinde bir sorumluluk bilinci olmalıdır. Onlar geride kalanlara koruyucu ve dayanak olmalı, yol üzerindeki tehlikelere karşı uyarıcı ve koruyucu olmalıdırlar. Onun için, bireysel istek ve arzularını bir kenara bırakıp, ümmetin maslahatını, birliğini ve dirliğini öncelikli esasları arasında kabul etmeli ve o doğrultuda çalışmalıdırlar.  Nefsin istek ve arzularına gem vurup, ümmetin selameti için kendi isteklerinden vazgeçmeli. Ulvi amaçlara yetişmek ve o doğrultuda çalışmak için gecesini gündüze katmalıdırlar.


İdareciler, lokomotifi kullanan bir makinist gibi, yükünü bilir, ona göre dikkatli olmalıdırlar. Çünkü lokomotif raydan çıkıldığı vakit, kendisiyle beraber tüm vagonlarında devrileceğini bilmelidir.


            İdarecilerimizde öncelikle sağlam bir akide, ilkeli bir duruş, sarsılmaz bir irade, ferasetli bir bakış, sabırlı bir anlayış, hak ve adalet çizgisinden sapmayan, eğriyle doğruyu ayırt edebilecek bir inceliğe ve güzel bir Ahlak'a sahip olmalıdır, tüm bunlar idareci olmanın yüklenmesi ve kuşanması gereken özellikler olmalıdır.


           Son olarak; şehirlerimizin sokakları, mahalleleri adeta bir batakhaneye, gençlerimiz uyuşturucuya ve ahlaksızlığın kollarına itilmişken, minik yavrularımızın istikbali karartılırken, onlara aydınlık bir meşale olmak, sığınacakları bir kale, güvendikleri ve teselli buldukları bir sahili selamet olmak için, öncü olmayı birinci ve asli görevleri kabul etmelidirler.

 

Selam ve Dua ile?