HER ŞEYE RAĞMEN ÜMİTVARIZ
04 Ağustos 2017 - 22:40
Bu haftaki yazımızı kelamların en güzeli Kuranı Kerime bırakmak istiyorum. Hiç şüphe yok ki kalplerin dermanı onda saklıdır. Yaratan yaratılanı en iyi bilendir. Nefsin vesvese ve hilesine karşı insanı uyarır. Günümüz olaylarını berrak bir şekilde önümüze koyar. Hata ve yanlışın nereden kaynaklandığını bizlere tekrar tekrar hatırlatır. Bakınız Ali İmran suresinin 133 ile 144. Ayetlerini açıp okuyun. Üzerimizdeki zillet elbisesinin nereden kaynaklandığını çok güzel fark edersiniz.
En büyük kusurlarımızdan biride rabbimizin ayetlerinden kopuk yaşamamızdır. Biz Müslümanlar olarak kuranı içselleştirme noktasında çok noksanız. Yukarıda bahsi geçen ayetlerde Uhud Savaşına atıfta bulunularak müslümanların iman noktasındaki samimiyetlerini gözden geçirmeleri ve nefsin hoşuna giden dünya malına tamah göstermemeleri emrolunur.
Nefsin arzularını terk edip ilahi rızayı kazanmak amaç olduğunda her halükarda Müslümanların zafer elde edeceği belirtilir. Şu imtihan dünyasında şüphesiz zorluklar engeller olacaktır. Ancak Rabbimizin bizden istediği bu zorlukları ve engelleri bizzat irademizle aşmamızdır.
Bilindiği üzere Uhud Savaşında düşmanın 3000 kişilik ordusuna karşı Müslümanların sayısı içlerindeki münafıklarla beraber ancak 1000 civarındaydı. Savaştan önce 300 kişi civarı münafık geri döndü. Birkaçı da Müslümanların saflarını gevşetmek ve zaten az olan Müslümanları korku ve endişeye sevk etmek üzere ordunun içinde kaldı. Tüm samimi çabalar ve dualar sonucunda yine Allah zaferi Müslümanlara nasip edecekken dünya sevgisi bazılarının gözlerini aldı ve maalesef kurulacak olan İslam nizamı büyük bir darbe aldı. Buyurun ayetlere bakalım.
"Rabbinizin bağışına ve takvâ sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun!
O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever
Onlar fena bir şey yaptıklarında veya kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı anarlar, günahlarının bağışlanmasını dilerler. Günahları Allah'tan başka bağışlayan kim vardır? Onlar, yaptıklarında bile bile direnmezler
İşte onların mükâfatı, Rableri tarafından bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetlerdir. Böyle amel edenlerin mükâfatı ne güzeldir
Sizden önce neler gelip geçmiştir. Yeryüzünde gezin de, yalancıların sonunun ne olduğuna bir bakın
Bu Kuran, insanlara bir açıklama, sakınanlara yol gösterme ve bir öğüttür
Gevşemeyin, üzülmeyin, inanmışsanız, mutlaka siz en üstünsünüzdür
Eğer siz (Uhud'da) bir yara aldıysanız, şüphesiz o topluluk da (Müşrikler de Bedir'de) benzeri bir yara almıştı. İşte (iyi veya kötü) günleri insanlar arasında (böyle) döndürür dururuz. (Bazen bir topluma iyi ya da kötü günler gösteririz, bazen öbürüne.) Allah, sizden iman edenleri ayırt etmek, sizden şahitler edinmek için böyle yapar. Allah, zalimleri sevmez
Bir de Allah, iman edenleri arındırmak ve küfre sapanları mahvetmek için böyle yapar
Yoksa siz; Allah, içinizden cihad edenleri (sınayıp) ayırt etmeden ve yine sabredenleri (sınayıp) ayırt etmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?
Andolsun, siz ölümle karşılaşmadan önce onu temenni ediyordunuz. İşte onu gördünüz, ama bakıp duruyorsunuz
Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisingeriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisingeriye dönerse, Allah'a hiçbir zarar veremez. Allah, şükredenleri mükâfatlandıracaktır."
(Ali İmran 133-144)
Muhakkak Allah sözlerin en güzelini söyler