KATAR'IN ŞAHSINDA TÜRKİYE'YE TEHDİT
Körfez ülkelerinin dirayetsiz yöneticileri, Katar'a karşı aldıkları tutum, büyük bir infial oluştururken Türkiye ile Katar ilişkileri krizin aslında sadece Katar'la sınırlı kalmayacağını gösteriyor.
Dikkat ederseniz, son günlerde yaşanan olayların hiçbiri tesadüf değildir. Daha önce ABD, Suud'u "terörü desteklemekle" suçladı, bu sebeple 1 Trilyon Dolara yakın parasını bloke etti. Daha birkaç ay önce Trump, seçim öncesi ABD'nin borçlarını körfez ülkeleri olan Araplara ödeteceğini söylüyordu. Suudiler bu olaydan sonra maaşlarını ödeyemez duruma düştüler ve dış borç aldılar. Yetmedi Trump geldi bir de, düşünceden ve iz'an dan yoksun Araplar, 350 milyar dolar gibi bir borç ile borçlandırdı. (Bu miktar Türkiye'nin yıllık GSYİH'nın neredeyse Yarısı.)
Dün Suudi Arabistan üzerinden Mısır cuntası Sisi'yi finanse edenler ve teröre destek vermekle suçlanan Suudiler şimdi, Katar'ı "terörü desteklemekle" suçluyorlar?
Düşmanını Seçemeyen Beyinlere Yazık!
Bugüne geliyoruz, Suudiler cellatları ile anlaşıyorlar; lakin farkındalar mı bilmiyorum. Birileri bizim kanlarımız ve gözyaşlarımız üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmeye çalışıyor ama farkında bile değiliz.
Trump'ın Riyad'daki küre seansı ve kılıç dansının ardından olanlar bununla bitmeyecek gibi. BOP sonrası yeni bir süreç başlatıldı. İngiltere'deki saldırı, İngiltere'nin Katar'ı teröristlere yardımla suçlaması, yarın buna Kuveyt'i de ekleyebilirler, onlar için bu işler zor değil. Naylon ve Fabrikasyon belgelerle her şey yapabilirler. Çünkü ellerinde silahtan daha etkili ve daha güçlü bir medya var.
Türkiye Bunun Neresinde?
Bütün bunlar yaşanırken akıllara şu soru geliyor. Türkiye bunun neresinde ya da Türkiye'ye bu konuda nasıl bir etkisi (olumlu-olumsuz) olacaktır.
Katar olayının Türkiye ile doğrudan ve esaslı bir ilişkisi var bu Körfez hamlesinin. Katar'ın ipotek altına alınması Türkiye'nin dört bir taraftan daraltılan hareket alanının daha sıkıntılı ve stresli bir iklime dönüşmesi anlamına gelecektir. Bu da Türkiye'yi ekonomik bir daralma gibi, bir sorunla karşı karşıya bırakacaktır.
ABD başkanı Trump'ın Körfez'den beklentisi, Mısır Cuntası Sisi modeli ortak paydasında, kendilerine bağımlı bir ittifaka sadakat göstermeleridir.
Diğer taraftan ise; Türkiye'nin Hamas ve İhvan-ı Müslimin ile arasına uzun ve derin mesafeler koyması dayatılıyor.
İsrail'e karşı Filistin'in özgürlük mücadelesi veren HAMAS'a, Mısır'da silahsız mücadeleyi benimseyen Müslüman Kardeşler Teşkilatı, (İhvan Hareketi) başta olmak üzere, bu gibi İslam'i ve insani hareketlerle arasına mesafe koyması isteniyor.
Zorba ve despotik rejimlerle dostluk kuran, halkına düşmanlıkta zirve yapan ve düşmanlıkta tescilli bir NATO, müttefiki rolünden başka bir davranış modeli istemiyorlar Türkiye'den.
Görüldüğü gibi Türkiye, Katar ile ortaklıkta zirve yaptığı bir sırada Katar'a uygulanan ambargo ve yalnızlaştırma her şeyi özetliyor...
Selam ve Dua ile?