KORKAKLARIN GÜCÜ
Sizlere ilginç gelebilir. Ancak çoğu zaman korkaklar cesurlardan daha fazla güç devşirir. Çünkü korkularından emin olmak isteyen korkaklar sürekli tedbir geliştirir. Bu tür insanlar, kendini güvende hissetmez ve meşru gayrı meşru bütün yolları denemeyi kendisine mubah görür. Kimi zaman sureti haktan görünür, kimi zaman düşmanları ile ittifak kurar. Adalet ve hakkaniyet duyguları ya yoktur yada hedefe ulaşmak için feda edilir.
Ama cesurlar öyle midir? Cesur insanlar, ilkeli hareket eder. Maiyetindekiler zarar görmesin diye kendini ön plana atar. Riskleri kendi üzerine alır. Öz güvenleri tamdır. Çakal sürülerine karşı, tek başlarına meydan okumaktan çekinmezler. Aslanlar lider özelliklidir. Cesurdur. Savaşmaktan çekinmez. Ancak bazı zamanlar çakal sürüleri ile baş etmeye güç yetiremezler. Düşmanları organize olup tuzaklar hazırlarken, onlar tehlikeyi hesaba katmadan aşırı özgüven nedeniyle çatışmayı göze alır. Lakin çoğu zaman, hesabı iyi yapılmamış böyle bir çatışmada sonuç dramatik olabiliyor.
İsrail oğullarına baksanıza, peygamber babalarını, kıskançlık ve haset duygularından dolayı yüzüstü bıraktıkları yetmezmiş gibi masum kardeşleri Yusuf'u öldürmek kastıyla kuyuya atmaktan çekinmediler. Babalarına türlü yalanlar uydurarak gayrı meşru yollara tevessül ettiler.
Kendilerine ilahi mesajı getiren Zekeriya ve Yahya peygamberleri öldürdüler. Mal ve makam sevgisi ve bunlardan ayrı düşme korkusu, onları peygamberlere kast etmeye kadar götürdü. Ölümden son derece korkarlar. Ölmemek için her yolu denerler.
Musa (a.s.) onları cihada çağırdığında ve bunun Allahın emri olduğunu beyan ettiğinde Kuranın diliyle «Ey Musa! Onlar orada bulundukları müddetçe biz oraya asla girmeyiz; şu halde sen ve Rabbin gidin savaşın; biz burada oturacağız» dediler (maide24)
Bu isyanlarından dolayı kırk yıl çöllerde süründüler. Yine akıllanmadılar. Kendilerine vaat edildiği söylenen topraklara girdiklerinde ekinleri talan ettiler. Halkı yağmaladılar. Adaletten uzaklaştılar. Yeryüzünde bozgun ve fesat çıkarttılar.
Aradan geçen yüzyıllar boyunca bu kavim yaşadıklarından ders çıkaramadı. Korkak ve ihtiraslı karakterlerini bırakamadılar.
Gelinen zamanda bir avuç Filistinliyi yurtlarından çıkartmak için her yolu deniyorlar. Sapan taşıyan küçük masum bedenleri F16 savaş uçaklarıyla bombalamaktan çekinmiyorlar. Çünkü korkuyorlar. Ve korkuları onlara her türlü şeytani yöntemleri denemekten alıkoymuyor. Bir kaç gün önceki bombalamada 26 Filistinli katledildi. Allah şehadetlerini kabul etsin. Dünyanın para musluklarını ele geçirdiler. Bütün ülkeleri deyim yerindeyse haraca bağlamışlar.Ülkelerin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini küçük bir gurubun rahatı pahasına talan etmekten zevk alıyorlar. Basın yayını tekellerine aldılar. Milyonlarca insanın aç kalması , ölmesi umurlarında değil. Yeter ki kendileri güvende olsun. Yeter ki onlara karşı duracak güç olmasın.
Tabi bu gücü sağlamak için çok çalıştılar. Korkuları onlara her türlü yolu denemekten çekinmemeyi öğretti.
Şu mübarek Ramazan ayında Gazze gibi küçük bir yerleşim yerine tonlarca bomba atmaktan çekinmeyen bu güruh adeta İslam dünyasına "En mukaddes zamanlarınızda bile sizleri perişan edebiliriz. Bize karşı koyacak gücünüz yok. Neslinizi yok etmekten çekinmeyiz." diyorlar.
Anlaşılan o ki; korkuları onlara muazzam bir güç devşirmeyi sağladı. Cesurlara gelince galiba bu korkak ve hukuk tanımaz insanlara karşı cesaretle meydan okumak yetmiyor. Nihai zafer için cesaretin yanında sivri bir akıl da gerekiyor.
Ha unutmadan bu kadar çakal bir araya gelebiliyorsa aslanlara ne oluyor ki birlik olup mücadele etmiyorlar.Bunu anlamış değilim.
Medeni GÜNER
Eğitimci