Mimar Sinan'ın eserlerinin sağlam olmasının en büyük sırrı! Depremlere karşı meydan okuyor

Depremlerin ardından yıkılan binalar birçok can ve mal kaybına sebep oluyor. Yapılan yeni binaların bile yıkıma uğraması akıllarda soru işaretleri oluşturuyor. Yüzyıllar önce yaşayan Mimar Sinan'ın eserlerinde kullandığı yöntemler yapılarının depremlere ve çeşitli darbelere karşı çok daha sağlam olmasını sağladı. Peki Mimar Sinan'ın eserlerinin bu kadar sağlam olmasının nedeni nedir?

Mimar Sinan'ın eserlerinin sağlam olmasının en büyük sırrı! Depremlere karşı meydan okuyor
07 Şubat 2023 - 09:58

Depremlerin geride bıraktıkları hasarlar tüm yurdu derinden sarsmış durumda. Depremlerin etkilerini azaltmak için enkaz altında yapılan çalışmalar devam ediyor. Yeni yapılan binaların bile deprem sırasında yıkılması büyük sorunu gözler önüne seriyor. Sosyal medyada binaların sağlamlığı için Japon mühendislerin kullandıkları tekniklere bakılması öneriliyor. Ancak yıllar önce yaşayan Mimar Sinan'ın eserlerinin sağlamlığı da ilgi çekiyor.

Mimar Sinan'ın ustalık eseri olarak görülen Selimiye Camii'nin yıllara meydan okumasının sırrı merak ediliyor. Mimar Sinan'ın bu eserini yaparken oldukça ufak ama önemli detaylara dikkat ettiği görülüyor. WebTekno'da yayınlanan bir içerikte Mimar Sinan'ın eserlerinde kullandığı önemli teknikler paylaşıldı.

MİMAR SİNAN'IN ESERLERİNİN SIRRI NEDİR?

Doğru zemin ve doğru temel en önemli şart

 

Sağlamlığın ilk şartı doğru zemin, doğru temeldi. Süleymaniye devasa boyutlarına rağmen yapılışının üzerinden geçen 5 asırda 15'i 5.5 şiddetinin üzerinde olan 89 depremden hiç hasar almadan çıktı ve sadece 4 kez restore edildi. Bugün modern mimaride her binanın bir kullanım ömrü vardır ve genellikle 100-150 yıl arası değişir. Bunun anlamı, 150 yıldan sonra bir binanın sağlamlığı garanti edilemez. Fakat Mimar Sinan, Kanunî Sultan Süleyman'a kıyamete kadar ayakta kalacak bir cami vadetti, üstelik depremleriyle ünlü bir şehirde.

Zeminin daha iyi sıkışmasını bekledi

 

Mimar Sinan ilk iş olarak 150 metreye 70 metre ebadında, 6 metre derinliğinde bir temel çukuru kazdırdı. 100.000 tondan fazla toprağın hafriyatı ve geçici iskan duvarlarının kurulması 1,5 yıl sürdü. Süleymaniye zemininin en yukarısında 5-6 metre kalınlığında kumlu toprak tabakası, altında yüzeye yaklaşan grovak kayalıklar mevcuttur. Sinan önce yüzeydeki toprak tabakasını kaldırdı ve kayalara yaklaştı. Daha sonra 30.000'e yakın kazık çaktırarak bu kazıkların üzerine tonlarca ağırlıkta bloklar koydurdu ve iki yılı aşkın bir süre bekledi. Böylece zeminin daha iyi sıkışmasını ve yük taşır hale gelmesini sağladı.

Dubai'de Mimar Sinan'ın tekniğini kullandılar

 

Bu kazık temel tekniği, dünyanın ilk 7 yıldızlı oteli Burc el-Arab'ın inşaatında da kullanıldı. 321 metre yüksekliğindeki dev bina, Dubai'nin yumuşak kumlu zeminine temelindeki 230 tane devasa beton kazık sayesinde dikildi. Mimar Sinan aynı tekniği 450 yıl önce kullandı. Dev kazıklar çaktırıp kayalar kullanarak iki yıl boyunca toprağa metrekare başına 10 ila 15 tonluk bir basınca maruz bıraktı. Bu, inşa edeceği caminin zeminine uygulayacağı basıncın tam iki katıdır.

Depremlere karşı direnç sağlayacak yapıyı temelden düzenledi

 

İlk olarak zemini 20 cm'lik bir harç tabakasıyla kapladı ve üzerine ahşap ızgaralar yerleştirdi. Bunun üzerine kesme taş ve kayalardan oluşan zemin duvarını ördü. Temel katlarını kademeli olarak daralttı ve piramit şeklinde inşa etmeye başladı. Bu basamaklı temel, sallantı anında binaya hacıyatmaz gibi davranma kabiliyeti veriyordu. Böylece yapı, depremlere karşı ilk direncini temelden gösteriyordu.

Binanın zemininin kuru kalmasını sağladı

 

Binanın temelinin kendi başına güçlü olması yeterli değildir, kuru da kalması gerekir. Mimar Sinan'ın buna da bir çözümü vardı. Binanın, zemin suyundan yalıtımını sağlamak için, suların havalandırma kanallarına toplanarak buradan Haliç'e tahliyesini sağladı.

370 metre uzaklıktaki Haliç'e uzanan bu drenaj hattı, yüzyıllar sonra bile binanın temelinin kuru kalmasını sağlıyor. Süleymaniye'nin çevresinde tam yerleri bilinmeyen çok sayıda hava kanalıyla bu kanallar besleniyor ve iklimlendirmeyi de sağlıyor. Peki yapının altındaki bu çok sayıdaki boşluk, temeli zayıflatmış olmuyor mu? Aksine, temele ulaşacak suları kestiği için taşıyıcı sistemi daha güçlü kılacak bir yapıya dönüştürüyor.

Binanın sağlamlığı için horaçan kullandı

 

Klasik Selçuklu ve Osmanlı mimarisinde yapıların temel dolgu malzemesi Horasan harcıdır. Bu, Mısır piramitlerinden beri kullanılmakta olan bir karışımdır. Baskı altında sertleşir, sallantıda esner. Mimar Sinan da Horasan harcını kullandı fakat içeriğini değiştirerek.

JAPONYA'DA KULLANILAN YÖNTEMİ YILLAR ÖNCE KULLANDI

 

Minarelerdeki klasik taş örgüsünü bir adım öteye götüren Mimar Sinan, taşların birleşen yüzeylerine delikler açıp buralara tel monte etti. Bu telleri kurşunla doldurarak sabitledi. Bu, binaya elastiklik kabiliyeti kazandırdı. Yani bugün Japonya'da kullanılan elastik eklem teknolojisi 500 yıl önce Süleymaniye'de kullanıldı.

Süleymaniye'nin minareleri hiçbir yapıda görülmeyecek bir esnekliğe sahip. Sarsıntı şokunu emen hareketli eklemleri sayesinde bina 8 şiddetinde depreme bile dayanabilir. Yani 17 Ağustos Depremi'nin 7 katı büyüklüğünde bir sallantıda dahi Süleymaniye yıkılmaz. Süleymaniye'nin yumurta akıyla dikilmiş minareleri günümüz gökdelenleriyle yarışır düzeyde.

YILLAR SONRA BİLE SAĞLAMLIĞINI KONTROL EDEBİLMEK İÇİN TERAZİ TAŞLARINI KULLANDI

 

Osmanlı mimarisinde cami köşelerine yerleştirilen bu terazi taşlarının dönmemesi demek, binanın onarıma ihtiyacı olduğu anlamına gelir.

ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ 'Binanın içinde bir adam var... Kabul etti! Kolunu kesecekler arkasındaki bebeğe ulaşmak için' Hakan Hatipoğlu deprem bölgesindeki büyük acıyı paylaştı 'Cennetten bir kare' diye paylaşmışlar, depremde yerle bir oldu 'Çok çok ender rastlanacak bir olay' Uzman isimden çarpıcı sözler

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum