ÖĞRENCİLER İÇİN TERCİH ZAMANI

19 Temmuz 2017 - 19:07

Malumunuz üzere şu aralar Ortaokul 8. Sınıf öğrencileri TEOG adıyla bilinene Merkezi Ortak Sınavlardan elde ettikleri puanlar doğrultusunda Ortaöğretimde gidebilecekleri Liseleri tercih etmektedirler. Aynı zamanda ortaöğretimden mezun olan öğrencilerde YGS ve LYS puan ağırlıklarına göre bir üst öğrenim olan üniversite bölümlerine yerleşme çabasındalar. Bir eğitimci olarak ve aynı zamanda sınav tercih danışmanı sıfatıyla yaptığım gözlemlerde birkaç hususa dikkat çekmenin hem öğrencilerimize hem de ebeveynlerine faydalı olacağı kanaatindeyim.

            Şöyle ki;

-          Öğrencilerimiz ile velileri herhangi bir okulu tercih ederken okulun puanının yüksek olmasına göre karar veriyor ve okul puanı ne kadar yüksekse okulun kaliteli eğitim verdiğine inanıyorlar. Oysaki okulun puan üstünlüğünden çok öğrencinin ilgi istidat ve kabiliyeti göz önünde bulundurularak yapılacak tercih daha isabetli olur. Örneğin Sözel zekaya sahip, Türkçe ve sosyal bilimlerde daha başarılı,  okumaya ve tarihe meraklı bir öğrenciyi, puanı yüksek diye Fen Lisesine göndermenin bir anlamı yoktur. Çocuk orada mutsuz olur.

-          Allah'ın yarattığı her canda bir güzellik vardır. Allah her kuluna yaşamını idame ettirecek bir kabiliyet vermiştir. Bazı öğrenciler teknik işlere, ağaç doğramaya, doğaya, yapıp bozmaya parçalardan bir şeyler üretmeye veya spora ya da görsel sanatlara meraklıdır. Bu kabiliyetteki öğrencilerin Mesleki ve teknik liseler ile spor ve sanat liselerine yönlendirilmesi daha doğru bir karar olur. Öğrenci sevdiği işi yaptığında hem daha mutlu olur hem de başarılı olur.

-          Yine ülke genelinde yani açılmakta olan Fen ve Sosyal Bilimler Lisesi programını uygulayan Anadolu İmam hatip Liseleri de  yeterince bilinmediklerinden olsa gerek hala hak ettikleri ilgiyi görmediklerini kanaatindeyim. Bu okullarımız bakanlığın proje okulları kapsamında olduklarından dolayı her türlü materyale sahip donanımlı okullarımızdır. Milli ve manevi değerleri önemsemeleri ayrıca takdire şayandır.  Bu okulları tercih edecek öğrencilerimiz doğru bir tercih yaptıklarını fark edeceklerdir.

-          Üniversite tercihini yapacak öğrencilerimiz için iş olanakları önemlidir belki; ama sevmedikleri bölümleri tercih etmelerini bir eğitimci olarak tavsiye etmiyorum. Sonuç itibarı ile ömürlerinin geri kalanını mezun olacakları dal üzere geçireceklerdir. Bir ömür boyu mutsuz olmaktansa severek okuyacakları bir bölüm daha evladır.

 

Her şeye rağmen ister başarılı olsun ister başarısız olsun bu çocuklar bizimdir. Ve hepsi çok değerlidir. Bazen velilerin çocuklarına başarısızlıklarından dolayı bağırıp çağırdıklarını hatta dövdüklerine şahit olmaktayız.  Bu çok yanlış davranışın çocukların ruhu üzerinde derin etkileri olacağını unutmamalıyız. Bakınız, alim, mütefekkir, düşünür İbni Haldun bu konuda şöyle der: "İbni Halduna göre baskıcı ve sert davranışlarla eğitimde asla hedeflenen amaçlara ulaşılmaz. Böyle bir tutum karşısında öğrenci yeteneklerini geliştirmediği gibi bizatihi kendisinde var olan değerler de sönmeye başlar. İnsan karakteri üzerinde birçok etkiye sebep olan baskıcı ve sert davranışlar zamanla toplumun karakteri haline gelir. Baskıcı ve sert davranışlarla yetişen toplumun bireyleri zamanla asıllarını kaybederek olumsuz davranışlara yönelirler".14. Yüzyılda yaşamış olan İbni Haldun o zamandan beri baskı ve şiddetin öğrenciyi körelttiğini belirtmiş, öğrencilerin düşünce ve duygularına önem veren, demokratik öğretmen davranışını teşvik etmiştir.İbni Haldun'a göre öğretmen veya anne baba; neyi, ne zaman ve hangi öğretim safhasında öğreteceğini bilen, öğrencilerini seven onlara karşı sıcak ,coşkulu ve heyecanlı olan bir kişilik olmalıdır.

            Dönemine kıyasla oldukça çağdaş bir yaklaşım sergileyen İbni Haldun, bir eğitimcinin davranışında olması gereken ölçünün din tarafından belirlendiğini ifade etmekten geri durmaz. Yani Onun eğitim anlayışını oluşturan öğelerin Kuran ve peygamberin eğitim metodu olduğunu  açıklamaktan da çekinmez.

 

            El hasılı insan eğitimi bilgi beceri sevgi ve hoşgörü ister. Bilinçsizce atılacak bir adım en değerli varlığımız olan çocuklarımızı heder edebilir.  Çocuklarımızı bu açıdan sevelim ve onları olduğu gibi kabul edelim. Eğitimlerinde ikna metodunu kullanıp sevgi ile yaklaşalım. Eminim ki daha iyi sonuçlar açığa çıkacaktır.

 

Selam ve dua ile?