Sınav kaygısı ruh sağlığını olumsuz etkiliyor
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Kliniği Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Gül Karaçetin yaptığı açıklamada, sınav kaygısı ve stresiyle baş etme yollarına ilişkin çocuklara ve ailelere önerilerde bulundu.
Sınav kaygısının oluşmasının sebebinin çocukların sınavla ilgili olumsuz düşünceleri ve başarılı olabileceklerine dair kendilerine güvenmemeleri olduğunu kaydeden Karaçetin, bu anlamda oluşan kaygıyla baş etmede en önemli noktalardan birinin çocukların bu konuya ilişkin düşüncelerde farkındalık kazanmaları ve bu olumsuz düşünceleri alternatifleriyle değiştirebilmeleri olduğunu söyledi.
Karaçetin, çocukların, "başarısız olacağım", "istediğim okulu kazanamayacağım", "aldığım puanı ailem ve öğretmenlerim beğenmeyecek", "çalıştıklarım boşa gidecek" gibi düşüncelerin sıklıkla sınav kaygısını tetiklediğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bu olumsuz düşüncelerle baş etmedeki temel prensiplerden birisi 'başarı' kavramının çocuk ve ailesi tarafından alınan not değil, gösterilen çaba olarak tanımlanmasıdır. Bu tanımlama, çocuğun sınav öncesinde gösterdiği çabayı göz önünde bulundurarak, sınav sonucu aldığı puan ne olursa olsun, gösterdiği çaba oranında kendini başarılı olarak tanımlamasını sağlayacak ve büyük oranda kaygıyı azaltacaktır. Olumsuz düşüncelerin yerine 'şimdiye kadar elimden geleni yaptım, sınav şimdiye kadar gösterdiğim çabanın karşılığını alabileceğim bir fırsat', 'başarılı olabilirim', 'istediğim okulu kazanabilirim', 'bu bir felaket değil, istediğim sonuç olmasa bile çaresi bulunabilir', 'ailem ve öğretmenlerim benim ne kadar çalıştığımı biliyor' gibi alternatif düşüncelerin oluşturulması kaygıyla başa çıkmak konusunda yardımcı olur."
'Çocuğun diğer çocuklarla karşılaştırılmasından kaçınılmalıdır'
Gül Karaçetin, kaygıyla baş etmede unutulmaması gereken bir noktanın da heyecan ve kaygının ayrımı olduğuna işaret ederek, "Sınav öncesi çocuk heyecanlanabilir, bu doğal bir tepkidir. Sınav heyecanını sınav kaygısına çeviren temel faktör, çocuğun sınavla ilgili olumsuz düşünceleri ve bu heyecanla baş edebileceğine dair kendisine inanmamasıdır." ifadesini kullandı.
Doç. Dr. Karaçetin, ailelere bu süreçte önemli bir rol düştüğünü belirterek, şunları kaydetti:
"Çocukların sınava atfettikleri anlamı belirleyen en önemli etkenlerden birisi ailenin tutumudur. Sınavın 'yeterlilik, zeka ya da sevilmeye layık olma' göstergesi olduğu mesajı verilmesi, çocuğun sınavı kazanamama durumunda kendisinin 'yetersiz, değersiz, sevilmeyen ve zeki olmayan' bir konumda olacağı şeklinde felaket senaryolarına yol açarak kaygısını arttıracaktır. Ailelerin çocuklarına vermeleri gereken mesaj; sınavın istediği mesleği kazanmasını sağlayacak bir araç ve dersler konusunda gösterdiği çabanın bir göstergesi olduğu, zekasının göstergesi olmadığı, sınavda istediği puanı alamasa dahi çaba gösterdiği için başarılı olduğu, sınavı kazanmasa da onu her zaman sevecekleri yönünde olmalıdır. Ayrıca, çocuğun diğer çocuklarla karşılaştırılmasından kaçınılmalıdır."
Kaynak : Trthaber.com.tr