'Süper' gelir 'Süper' gider
Dünyanın en popüler spor branşı olan futbol, kitle iletişim araçlarının gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla ekonomik anlamda her geçen gün daha da büyüyor.
Kökeni konusunda çeşitli savlar bulunsa da modern anlamda 19. yüzyılda İngiltere'de oynanmaya başlanan futbol, özellikle son yıllarda klasik tanımlı bir spor dalı olmanın dışına çıkarak büyük bir endüstri haline geldi.
Özellikle Avrupa gibi futbolun üst düzeyde oynandığı liglerde en iyi oyuncuları renklerine katmak için milyonlarca avro ödeyen kulüplerin en önemli kaynağını ise yayın gelirleri oluşturuyor.
Türkiye Futbol Federasyonunun (TFF) önceki gün Süper Lig ve TFF 1. Lig Medya Hakları ihalesi yıllık 500 milyon dolara alıcı bulurken, Süper Lig de yayın geliri sıralamasında Avrupa'da 6. basamakta yer aldı.
Gelirler, borç yüküne çare olamıyor
Yayın hakkından kazanılan önemli gelirin yanı sıra stat, sponsorluk, reklam ve ürün satışından elde edilen gelirler, futbol kulüplerinin giderek artan borç yüküne çare olamıyor.
Süper Lig'de maçların yayın hakları için yapılan ihaleden elde edilen gelirin kulüplere belli oranlarda paylaştırılmasını sağlayan havuz sistemi, 1996-1997 sezonu öncesinde oluşturuldu. O dönemden bu yana yayın gelirlerinden giderek daha fazla parayı kasalarına koyan kulüplerin mali yapıları ise beklenenin tersine her geçen gün daha kötüye gidiyor.
Borçlarda yüzde 300'ün üzerinde artış oldu
Futbolda yapılan yeni yayın ihalesiyle gelirleri önemli ölçüde artacak Süper Lig kulüplerinin borçları, son yıllarda devasa boyutlara ulaştı.
Özellikle yayın gelirlerinden daha fazla pay alan Süper Lig'in büyük kulüpleri Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'un 2010 yılında yapılan ihaleden bu yana toplam borçlarında yüzde 300'ün üzerinde artış oldu.
Süper Lig'de en fazla şampiyonluk yaşayan Galatasaray Kulübünün 2010 yılında 514 milyon 46 bin 150 lira olan borcu 2016'da 1 milyar 564 milyon liraya, Beşiktaş Kulübünün 2010 yılında 266 milyon 591 bin 551 lira olan borcu 2016'da 1 milyar 524 milyon 905 bin 170 liraya çıktı.
Dernek ve Sportif AŞ borçlarını ayrı ayrı açıklayan Fenerbahçe Kulübünün 2010 yılında toplam 268 milyon 77 bin 230 lira olan borcu 2016'da toplam 1 milyar 298 milyon 680 bin 981 liraya, Trabzonspor Kulübünün de 2010 yılında 105 milyon 500 bin liralık borcu 2016'da 538 milyon 102 bin 706 liraya ulaştı.
Türkiye'nin dört büyük kulübünün 2010 yılında toplam 1 milyar 154 milyon 214 bin 931 lira olan borçları 2016 yılında 4 milyar 925 milyon 688 bin 857 liraya yükseldi.
Kaynakları iyi kullanamayan kulüpler ligde tutunamıyor
Yayın gelirleri, Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor dışındaki kulüplerin en büyük kaynağını oluşturuyor.
Tribün, sponsorluk, reklam ve lisanslı ürünlerden çok az kazanç elde eden kulüplerin kasasına giren paranın yüzde 80'inden fazlasını yayın gelirleri oluşturuyor. Yayın gelirlerinden sağlanan parayı iyi kullanan kulüpler ligde kalıcı olurken, diğer kulüpler ise kısa sürede alt liglerin yolunu tutuyor.
Süper Lig'de önceki yayın ihalesinden sonra aralarında Ankaragücü gibi köklü takımların da bulunduğu pek çok ekip lige veda etti.
Özellikle yapılan yanlış transfer tercihleri ve kötü yönetim, kulüplere ekonomik anlamda büyük sıkıntı yaşatıyor.
Son yıllarda Süper Lig'de mücadele eden takımlardan Ankaragücü, Orduspor, Kayseri Erciyesspor ve Bucaspor Spor Toto 2. Lig'e kadar gerilerken, Eskişehirspor, Samsunspor, Manisaspor, Mersin İdmanyurdu, Elazığspor, Sivasspor ve Balıkesirspor da TFF 1. Lig'de mücadelelerini sürdürüyor.
UEFA'nın affı yok
Süper Lig'de son 6 sezonda birçok kulüp, UEFA yükümlülüklerini yerine getiremediği için Avrupa kupalarından men dahil çeşitli cezalara çarptırıldı.
UEFA'nın 2010'da kabul ettiği ve 2012'den itibaren uygulamaya konulan Finansal Fair Play kuralları, kulüplerin gelir gider tablosunu en azından denkleştirmeyi, bu sayede de adil yarışma ortamını koruyup takımların ilerleyen yıllarda karşılaşacağı iflas riskinin önüne geçmeyi hedeflerken, o tarihten bu yana aralarında Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor, Bursaspor ve Gaziantepspor'un olduğu kulüplere çeşitli cezalar uygulandı.
Yayın gelirlerinin paylaşımı
Süper Lig'de yayın gelirlerinin paylaşımı, zaman zaman eleştirilse de yıllardır aynı sistemle devam ediyor.
Yayın gelirlerinin yüzde 35'i ligde mücadele eden takımlara eşit oranda dağıtılırken, yüzde 45'lik bölüm ise performansa göre veriliyor.
Gelirin yüzde 11'lik bölümü şampiyonluk sayılarına göre verilirken, yüzde 9'luk dilim ise ligi ilk 6 sırada bitiren ekiplere dağıtılıyor.
Yurt dışında alıcısı yok
Değeri bakımından Avrupa'nın en önemli ligleri arasında yer bulan Süper Lig, dünyada ilgi görmüyor.
Spor Toto Süper Lig maçları, Türkiye dışında herhangi bir ülkede canlı olarak yayınlanmıyor.
Dünyanın sayılı derbileri arasında gösterilen Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki maçlar ise zaman zaman farklı ülkelerde tek paket halinde satın alınıyor.
Milli takım ve kulüplerin başarısı
Önceki yayın ihalesinden bu yana Türk futbolunun en önemli başarısı A Milli Takım'ın 2016 Avrupa Şampiyonası'na katılması ile Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final, Fenerbahçe'nin de Avrupa Ligi'nde yarı final oynaması oldu.
2012 Avrupa Şampiyonası ile 2014 Dünya Kupası'na katılmayı başaramayan A Milli Takım, 2016 Avrupa Şampiyonası'nda mücadele etti.
Elemelerde Çek Cumhuriyeti, Hollanda, İzlanda, Kazakistan ve Letonya ile yer aldığı grubu üçüncü bitiren ay-yıldızlı takım, en iyi grup üçüncüsü olarak Fransa'da düzenlenen şampiyonada yer aldı. Ancak şampiyonaya kötü başlayan milli takım, grubunda oynadığı 3 maçta 1 galibiyet ve 2 mağlubiyet yaşayarak organizasyondan elendi.
Bu sürede kulüpler bazında Galatasaray, UEFA Şampiyonlar Ligi'nde 2012-2013 sezonunda çeyrek final oynarken, Fenerbahçe ise aynı sezon UEFA Avrupa Ligi'nde yarı finale kalma başarısı gösterdi.
Kaynak : Trthaber.com.tr