Suruç zanlılarına 104'er kez müebbet istemi

Suruç zanlılarına 104'er kez müebbet istemi
27 Ocak 2017 - 17:47

Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığınca terör örgütü DEAŞ tarafından Suruç ilçesinde 1,5 yıl önce düzenlenen 34 kişinin hayatını kaybettiği, 70 kişinin yaralandığı canlı bomba saldırına ilişkin iddianame hazırlandı.

5. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan 213 sayfalık iddianamede, biri başka suçtan tutuklu 3 şüpheli hakkında, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma, tasarlayarak ve yangın, su baskını, tahrip, batırma, bombalama ya da nükleer, biyolojik, kimyasal silah kullanarak öldürme" suçlarından 34'er kez, "Tasarlayarak ve yangın, su baskını, tahrip, batırma, bombalama ya da nükleer, biyolojik, kimyasal silah kullanarak öldürmeye teşebbüs etme" suçlarından da 70'er defa olmak üzere TCK'nın ilgili maddeleri gereğince toplam 104'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis talep edildi.

Terör örgütü DEAŞ'ın kuruluşu, hedefi ve amaçlarına yer verilen iddianamede, Türkiye'de ve bazı ülkelerde gerçekleştirilen cebir ve tehdit içerikli eylemler hatırlatıldı. İddianamede aynıca Suruç'taki canlı bomba saldırısını yapan Şeyh Abdurrahman Alagöz'ün saldırının gerçekleştirildiği kültür merkezine gidişine ait MOBESE kameralarına yansıyan görüntü ve fotoğrafları da dosyada delil olarak sunuldu.

Ankara Tren Garı'ndaki patlamanın şüphelisi olan ve Gaziantep Emniyet Müdürlüğüne yapılan bombalı saldırıda ölen terör örgütü üyesi İbrahim Halil Durgun'un Gaziantep'teki adresinde ele geçirilen dijital materyallerde Alagöz ile Suriye'deki çatışma bölgelerinde DEAŞ saflarında birlikte çektirdikleri fotoğraflar da yer aldı.

Suruç'taki canlı bomba saldırısını yapan Alagöz'ü, ailesinin MOBESE görüntülerinden teşhis ettiği, patlamada parçalanmış vücut parçalarının da akrabalarının ki ile uyuştuğu kaydedilen iddianamede, saldırının detayları yer aldı.

İddianamede, Alagöz'ün Suriye'den canlı bomba yeleğiyle geldiği, Gaziantep'te örgütün sınır sorumlusu Deniz Büyükçelebi tarafından hücre evinde misafir edildiği, üzerindeki canlı bomba yeleğinin patlayıcı ve bilyelere güçlendirilip Suruç'a motosikletle gönderildiği kaydedildi.

İddianamede, Suruç'taki canlı bombalı saldırısının faillerinin canlı bomba Şeyh Abddurrahman Alagöz, Ankara Tren Garı canlı bomba saldırısının şüphelisi ve Gaziantep'te üzerindeki bombayı patlatarak ölen terör örgütü üyesi Yunus Durmaz, Gaziantep Emniyet Müdürlüğüne bombalı saldırda ölen Halil İbrahim Durgun, Ankara Tren Garı şüphelisi ve tutuklu Yakub Şahin, örgütün Türkiye-Suriye sınır sorumlusu Deniz Büyükçelebi ve örgütün Suriye'deki emiri İlhami Mali olduğu değerlendirdi.

Değerlendirme ve sonuç

Bombalı eylemi gerçekleştiren şahsın kimliğinin tespiti konusundaki çalışmalar neticesinde canlı bombaya ait olduğu düşünülen vücut parçaları ile şahsın babasından alınan biyolojik örneklerin DNA incelemesi neticesinde aralarında babalık bağı tespit edilemediği belirtilen değerlendirmede, "Yine olay yerinde bulunduğu söylenerek HDP Suruç ilçe teşkilatı yetkilileri tarafından kolluk kuvvetlerine teslim edilen Şeyh Abdurrahman Alagöz'e ait kimlik belgesinin canlı bombaya ait olduğu belirlenmiş ve son olarak şahsın babasına yaptırılan teşhis ile de eylemin failinin Şeyh Abdurrahman Alagöz olduğu doğrulanmıştır" denildi.

Suruç'ta canlı bomba saldırısı talimatı Suriye emirinden

Suruç patlamasının Gaziantep ilinde yapılanan IŞİD/DEAŞ terör örgütünün emir ve talimatları doğrultusunda Şeyh Abdurrahman Alagöz tarafından gerçekleştirildiği, canlı bombaya şüpheliler Yunus Durmaz ve Halil İbrahim Durgun'un bizzat talimat vererek yardım ettikleri, bu şüphelilere ise talimatın haklarında yakalama kararı bulunan örgütün yönetici kadrosundaki Deniz Büyükçelebi ile İlhami Balı tarafından verildiği kaydedildi.

İddianamede, şöyle denildi: "Bu suçların yanı sıra olayda canlı bomba tarafından kullanılan patlayıcı maddenin nakledilmesi, muhafaza altına alınması, satın alınması veya işlenmesi durumlarının münhasıran “Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi” suçunu oluşturması sebebiyle şüphelilerin eylemlerinin ayrıca 5237 Sayılı TCK’nın 174/1. maddesini ihlal ettiği sonucuna varılmıştır.Tüm bu hususlar göz önüne alındığında şüphelilerin üzerilerine atılı suçları işledikleri ve sevk maddeleri uyarınca cezalandırılmaları gerektiği anlaşılmakla, şüphelilerin yargılamalarının mahkemenizce yapılarak belirtilen sevk maddeleri uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmaları talep olunur." 


Kaynak : Trthaber.com.tr