Uçak Sesini Duyunca Halen Korkuyoruz
Halep'te Eset rejimi ve Rus savaş uçaklarının yoğun saldırıların ardından 6 ay önce Batman'a göç etmek zorunda kalan Şaban ailesi, savaşın psikolojik olarak üzerlerinde bıraktığı etkinin devam ettiğini ve halen bir uçak sesi duyduklarında istem dışı korkuya kapıldıklarını söyleyerek Halep'te yaşanan insanlık dramına dikkat çekti.
Halep'teki saldırılardan kaçarak eşi ve 2 çocuğuyla birlikte 6 aydır Batman'a gelen Naci Şaban, burada bir dostunun yardımıyla iç giyim üzerine bir işyerinde cüzi bir parayla çalışarak hayata tutunmaya çalışıyor.
Aldığı maaşla geçimini sağlamakta zorlanan Naci Şaban, bir hayırsever tarafından kendisine yapılan yardımla masraflarını karşılayabiliyor.
Halep'teyken Kadın Doğum Hastanesinde pratisyen doktor olarak görev yaptığını aktaran Şaban, eşinin de tıp okuduğunu, ancak saldırılardan dolayı okulunu bitiremediğini ifade etti.
Halep'te yaşanan zulümleri ve acı olayları anlatan Şaban, Suriye rejimi tarafından aylarca Doğu Halep'in kuşatma altına alınmasıyla 400 bin insanın yiyecek bulamadığı ve bazı insanların kedi, köpek gibi hayvanların etini ve ağaçların yapraklarını yiyecek bir duruma dahi düştüklerini üzülerek belirtti.
Şaban, "2016 yılının 4'üncü ayında Türkiye'ye geldim. Yaklaşık olarak bir ay Suriye sınırında kaldım. Türkiye hükümeti bir bütün olarak ciddi manada Suriye halkına, muhacirlere yardımcı oldu. Türkiye Hükümeti benim de buraya gelmeme yardımcı oldu. Antakya Cilvegözü'nden biz Türkiye'ye geçtik. Gaziantep'te bir dostumuz vardı, onun evine geldik. Ondan sonra bir dostumun aracılığıyla Batman'a geldik." dedi.
"Zor duruma düştük ve oradan göç etmek zorunda kaldık"
Halep'te yaşanan sıkıntılardan dolayı göçe zorlandıklarını vurgulayan Şaban, "Biz Halep ilinin çevresinde oturuyorduk. Orada tıp fakültesini okudum. Ondan sonra yüksek lisansımı tamamlayamadan, Suriye olayları başlayınca zor durumda kaldık. Bölgemizden göçe zorlandık. Bölgemizdeki çatışma nedeniyle bir sürü sıkıntılar yaşamaya başladık, artık zor duruma düştük ve oradan göç etmek zorunda kaldık. Burada kumaş dükkânında çalışıyorum. Allah'a hamd olsun, şu anda burada rahat bir şekilde yaşıyorum, en azından kendimi güvende hissediyorum." diye konuştu.
"Burada da bazen uçakların sesini duyunca bizde korku oluşuyor"
Savaşın verdiği psikojik etkinin halen üzerlerinde olduğuna dikkat çeken Şaban, "Suriye'deki uçakların sesinden korktuğumuz için psikolojik olarak burada da uçak sesi duyunca korkuyoruz. Çocuklarım uçak sesi duyunca hâlâ korkuyor. Çünkü oradaki savaş dolayısıyla 'uçak bizi vurur' diye psikolojik olarak etkilenmişler. 4 aya yakın buraya uyum sağlayıncaya kadar da korku içinde yaşadık." ifadelerini kullandı.
"İnsanlar kedi, köpek gibi hayvanların etini, ağaçların yapraklarını yemeye başladılar"
Bir ticaret merkezi olması sebebiyle Halep'in Suriye rejiminin hedefi haline geldiğini sözlerine ekleyen Şaban, "Yaklaşık olarak Halep'in nüfusu 4 milyondur. Halep, Suriye'nin ekonomik başkentidir. Bütün ticari merkez ve sanayi hepsi Halep'tedir. Bundan dolayı Suriye rejimi Halep'e hakim olmak için bu tür girişimlere bulundu. Suriye rejimi 3 ay zarfında Halep'i kuşatma altına aldı. 400 bin insanı orada kuşattı. Bu 400 bin insan her türlü yeme, içme ve diğer temel ihtiyaçlardan tamamıyla mahrum bırakıldı. Rejim güçleri, kuşatma altına aldıkları Doğu Halep'in teslim olması için 400 bin insanı aç ve susuz bıraktılar. Bu, 5 ay boyunca bu şekilde devam etti. Rejim oradaki insanları öyle zor durumda bıraktı ki, hatta oradaki insanlar kedi, köpek gibi hayvanların etini, ağaçların yapraklarını yemeye başladılar." diyerek Halep'teki insanların düştüğü durumu gözlere önüne serdi.
"Günde 100-150 insan öldürülüyordu"
Saldırıların ardından temel ihtiyaçlardan yoksun kaldıklarını anlatan Şaban, Halep'te bir litre süt fiyatının 150 dolara kadar çıktığını vurgulayarak, "Bu şekilde rejim gücünü, ağırlığını oraya koymaya başladı. Günlük olarak rejim tarafından 100-150 insan öldürülüyordu. Savaş uçakları yüzlerce defa bombardıman yapıyordu. Misket bombası kullanılıyordu. Bu bomba, üç sefer patlıyordu. Misket bombaları 10 metre derinliğe yol açıyordu. Her türlü sağlık ihtiyaçları durmuştu. Son çocuk doktoru da orada öldürüldü. Hizmet verecek hiçbir hastane Halep'te kalmamıştı." şeklinde konuştu.
Şaban, son olarak doktorluk olan kendi mesleğini burada da icra etmek istediğini belirterek, bunun için hükümet yetkililerden kendilerine yardımcı olmalarını istedi.