Ukrayna'nın Doğusu İçin Anlaşma Mümkün mü?
Ukrayna’nın doğusu için barış anlaşması yıllardır geciktirildi. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski defalarca dörtlü zirve çağrısı yaptı. Ancak Kremlin, Ukrayna yükümlülüklerine uymayı kabul edene kadar bunun bir anlamı olmadığını söylüyor
Ukrayna’nın doğusu için barış anlaşması yıllardır geciktirildi. Ancak, Rusya’nın Ukrayna sınırına asker yığarak işgal korkularını körüklemesiyle, yeniden gündeme geldi. Rusya, Ukrayna, Fransa ve Almanya'dan üst düzey yetkililer, 2015 yılında Belarus'un başkenti Minsk'te imzalanan anlaşmanın uygulanmasının yollarını görüşmek üzere Berlin'de bir araya geldi.
Anlaşma, Ukrayna güçlerinin Rusya’nın desteklediği ayrılıkçılarla savaşta yenilmesinin ardından yapılmıştı ve Ukrayna'nın isyancı bölgelere geniş bir özerklik teklif etmesini öngörüyordu. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski defalarca dörtlü zirve çağrısı yaptı. Ancak Kremlin, Ukrayna yükümlülüklerine uymayı kabul edene kadar bunun bir anlamı olmadığını söylüyor.
Peki anlaşmanın kilit noktaları ve uygulanması konusunda tartışmalı tarafları neler?
Doğu’daki çatışma
2014'ün Şubat ayında Kremlin dostu cumhurbaşkanının Kiev'de görevden alınmasına Rusya, Ukrayna'nın Kırım Yarımadası'nı ilhak ederek ve ülkenin çoğunlukla Rusça konuşulan doğu sanayi bölgesi Donbas’ta ayrılıkçı bir isyanı destekleyerek yanıt verdi.
Ukrayna askerleri ve gönüllü taburlar, ağır toplar, zırhlar ve savaş uçaklarıyla, isyancılara karşı şiddetli ve yıkıcı çatışmalara giriştiler.
Ukrayna ve Batı, Rusya'yı ayrılıkçıları asker ve silahlarla desteklemekle suçladı. Moskova, doğuda savaşan Ruslar’ın gönüllü olduğunu söyleyerek suçlamaları reddetti.
Çatışmanın ortasında, Malezya Havayolları’na ait bir yolcu uçağı, 17 Temmuz 2014'te Ukrayna’nın doğusu üzerinde vuruldu ve uçaktaki 298 kişinin tamamı öldü. Yürütülen uluslararası soruşturma, uçağın isyancıların kontrolundaki bir bölgeden ateşlenen bir füze tarafından imha edildiği sonucuna vardı. Soruşturmaya göre füze sistemi, Rusya'daki bir askeri üsten Ukrayna'ya getirilmişti; ancak Moskova herhangi bir müdahaleyi kesin bir dille reddetti.
Fransa ve Almanya liderleri, 2014'ün Haziran ayında Fransa'nın Normandiya kentinde Rusya ve Ukrayna ile bir araya gelerek ateşkes müzakerelerine başladı. Bu görüşme, uluslararası arenada Normandiya formatı ismiyle anıldı.
Çatışmalar ve müzakereler
2014'ün Ağustos ayında Ukrayna birliklerinin ağır yenilgisinin ardından, Kiev’den temsilciler ve isyancılar Eylül ayında Minsk'te ateşkes imzaladı.
Minsk I olarak adlandırılan anlaşma, ateşkesin Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı tarafından izlenmesini, yabancı savaşçıların geri çekilmesini, mahkum ve rehine takasını, isyancılara af çıkarılması ve isyancı bölgelere sınırlı özyönetimi içeriyordu.
Anlaşma hızla çöktü ve geniş çaplı çatışmalar yeniden başladı. 2015 yılının Ocak ve Şubat aylarında, Ukrayna birlikleri Debaltseve savaşında bir başka ağır yenilgiye uğradı.
Fransa ve Almanya, hızla bir başka barış anlaşmasının yapılmasına yardımcı olmak için harekete geçti. 12 Şubat 2015'te Ukrayna, Rusya ve isyancıların temsilcileri yeni bir ateşkes, askerler ve isyancılar arasındaki temas hattından ağır silahların geri çekilmesi ve siyasi bir çözüm için hükümler öngören anlaşmaya imza attılar. Rusya, Ukrayna, Fransa ve Almanya liderleri de anlaşmayı destekleyen bir bildiri imzaladı.
Minsk anlaşmasının hükümleri
Minsk II olarak adlandırılan anlaşma, ateşkesin AGİT tarafından izlenmesini, ağır silahların ve yabancı savaşçıların temas hattından çekilmesini ve mahkum takasını içeriyordu.
Anlaşma Ukrayna'yı ayrılıkçı bölgelere özel statü vermeye zorlayarak, kendi polis güçlerini oluşturmalarına ve yerel savcı ve hakimlerin atanmasında söz sahibi olmalarına izin verdi. Anlaşma ayrıca, Kiev'in ayrılıkçılar için kapsamlı bir af çıkarmasını ve isyancı liderlerle yerel seçimler düzenlemenin ayrıntılarını müzakere etmesini gerektiriyordu.
Anlaşma, Ukrayna'nın isyancı bölgelerde Rusya ile sınır kontrolunu ancak, isyancıların kendi kendilerini yönettikten ve AGİT tarafından denetlenen yerel seçimler yaptıktan sonra yeniden kazanabileceğini şart koşuyordu.
Kremlin için bir başka kazanım da, belgenin Rusya için herhangi bir yükümlülük içermemesi, Rusya'nın çatışmaya taraf olmadığı konusunda ısrar etmesi ve meseleyi Ukrayna'nın içişlerinin bir parçası olarak görmesiydi.
Birçok Ukraynalı anlaşmayı ulusal çıkarlara ihanet ve ülkenin bütünlüğüne bir darbe olarak gördü. Kamuoyundaki yaygın bunalım, anlaşmanın uygulanmasını etkili bir şekilde engelledi.
Moskova ve Kiev suçu birbirine attı
Minsk anlaşması geniş çaplı savaşların sona ermesine yardımcı oldu ancak iki taraf da birbirini suçlarken, çatışmalar sık sık devam etti. Taraflar ateşkesi yenileyen birçok müzakerede bulundu ancak hepsi hızla ihlal edildi.
Ukrayna, Rusya'yı birliklerini çatışma bölgelerinden çekmemekle suçladı. Moskova, bölgedeki askeri varlığını kesin bir dille yalanladı ve Ukrayna'da Batılı askeri eğitmenlerin konuşlandırıldığına dikkat çekti.
Ancak Rusya Ukrayna'nın doğusuna herhangi bir askeri müdahaleyi reddetse de isyancılara siyasi ve ekonomik destek teklif etti. Moskova, bölgenin 700 binden fazla sakinine vatandaşlık verdi.
Rusya, Ukrayna, Fransa ve Almanya liderleri, 2019 Aralık ayında Paris'te en son bir araya geldiklerinde Minsk anlaşmasına bağlılık sözü verdiler, ancak somut bir ilerleme kaydedemediler.
Daha fazla müzakere girişimi
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, yeni bir dörtlü zirve için bastırdı ancak Kremlin, Kiev anlaşmanın yükümlülüklerine uymayı kabul edene kadar bunun hiçbir amaca hizmet etmeyeceğini savundu.
Ukrayna yakınlarındaki Rus askeri yığınağıyla ilgili gerilim bir yandan artarken, Fransa ve Almanya, doğudaki çatışmayla ilgili dörtlü müzakerelere aracılık etme çabalarını yoğunlaştırdı ve bunu daha geniş çaplı krizdeki gerilimi azaltmanın olası bir yolu olarak gördü.
26 Ocak'ta Paris'te bir araya gelen dört ülke temsilcileri ilerleme kaydedemedi ancak Minsk anlaşmalarının ortak bir yorumu üzerinde anlaşmak amacıyla 10 Şubat’ta Berlin'de oturum düzenlemeyi kabul etti.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, bu hafta Moskova ve Kiev'e yaptığı ziyaretlerde Minsk anlaşmasını canlandırmaya çalıştı ve anlaşmayı "barışı inşa etmeye ve sürdürülebilir bir siyasi çözüm bulmaya izin veren tek yol" olarak nitelendirdi.
Ukrayna’nın üstündeki baskı
Batı'nın Minsk anlaşmasının uygulanması çağrılarıyla karşı karşıya kalan Ukraynalı yetkililerin eleştirileri ise artıyor.
Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Sekreteri Oleksiy Danilov, geçen hafta Associated Press haber ajansına yaptığı açıklamada, anlaşmanın "Rus namlularının altında" imzalandığını söyledi ve "Minsk anlaşmasının yerine getirilmesinin ülkenin yıkımı anlamına geldiği" konusunda uyardı.
Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimitro Kuleba, Moskova'nın anlaşmayı isyancı bölgeleri Ukrayna'ya yeniden entegre etmek ve Kiev’in Batı yanlısı emellerini engellemek için kullanmayı hedeflediğini söyleyerek, "Bu olmayacak" dedi.
Cumhurbaşkanı Zelenski daha diplomatik konuşsa da, Minsk anlaşmasının hiçbir noktasından hoşlanmadığını kaydetti. Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in Zelenski’ye yanıtı ise alaycı ve kaba olarak yorumlandı. Putin, Rus folklorundan olduğu iddia edilen ancak Sovyet döneminden bir şarkıda geçen, "Beğen ya da beğenme, buna katlanmak zorundasın, güzelim" ifadelerini kullandı. Putin, "Bunu yerine getirmek zorundasın. Başka türlü çalışmaz” dedi.
FACEBOOK YORUMLAR