Yargıtay figüranları işçi saydı
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, figüranların hizmet akdi kapsamında çalışan işçi olduğuna karar vererek, bir televizyon dizisinde padişah muhafızı rolünde oynayan figüranın çekimler sırasında attan düşerek yaralanmasını iş kazası kabul etti.
Ajansa bağlı çalışan bir oyuncu, televizyonda yayınlanan dizide padişah muhafızı rolünde figüran olarak oynadı. Bir at binme sahnesinde attan düşerek yaralanan figürana sağlık kurulu kararıyla yüzde 11,30 oranında iş göremezlik raporu verildi.
Sosyal Güvenlik Kurumu da figürana istirahatli kaldığı tarihler için geçici iş göremezlik ödeneği verdi ve Unkapanı Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından figürana gelir bağlandı.
Figüran, yaralanması nedeniyle maddi tazminat talebiyle İstanbul 3. İş Mahkemesi'nde dava açtı. Mahkeme, televizyonda yayınlanan dizide rol alan oyuncu ile yapımcı firma arasındaki sözleşmenin istisna sözleşmesi (eser sözleşmesi) olduğu gerekçesiyle davayı iş davası saymadı ve görevsizlik kararı verdi. Mahkeme, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğunu kararlaştırdı.
Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'ne gitti. Görevli mahkemenin belirlenmesi uyuşmazlığını irdeleyen daire, davacının iş sözleşmesiyle çalıştığını kabul etti ve attan düşmesini iş kazası sayarak davanın iş mahkemesinde görülmesini karara bağladı.
Daire, sigortalı çalışmalarının kuruma bildirilmemiş olmasının başlı başına davacının kaza anında iş sözleşmesiyle çalışmadığı ve olayın iş kazası olmadığı sonucunu doğurmayacağına hükmetti.
Bozma kararı üzerine, dosyayı yeniden görüşen yerel mahkeme, ilk kararında direndi.
Direnme nedeniyle dosya, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun gündemine geldi. Kurul, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'ni haklı bularak kazanın iş kazası olduğuna, davaya iş mahkemesinin bakması gerektiğine, yerel mahkeme kararının bozulmasına hükmetti.
Kurul kararında, iş sözleşmesinin, işçinin bağımlı olarak iş görmeyi, işverenin de ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşme olduğu, iş sözleşmesinin unsurlarını iş, ücret ve bağımlılığın oluşturduğu anlatıldı.
Gerçek anlamda hukuki bağımlılığın işçinin işin yürütümüne ve iş yerindeki talimatlara uyma yükümlülüğünü içerdiği belirtilen kararda, bağımlılık unsuru olarak nitelendirilen bu ilişki ile işçinin işverenin emrinde hizmet etmek durumunda olduğu kaydedildi.
Diğer borçlar hukuku sözleşmelerinde bu şekilde bir ilişki olmadığından diğer iş görme sözleşmelerinde bağımlılık ilişkisinin bulunmadığına işaret edilen kararda, iş sözleşmelerinde belirleyici olan bağımlılık unsurunun tespitinde ekonomik, kişisel-hukuki ve teknik bağımlılık şeklinde ölçülere dikkat etmek gerektiği bildirildi.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında, sanatsal faaliyet yürüten çalışanların işçi sayılıp sayılmayacağının tespitinde belirleyici unsurun bağımlılık unsuru olacağı vurgulandı.
"Bütün yetki yönetmen ve yönetmen yardımcısında"
Kararda, figüran olarak çalışan davacının sete geliş gidiş saatlerinin, yönetmen veya yönetmen yardımcısı tarafından ayarlanması, nasıl bir kostüm giyeceği, nasıl makyaj yapacağı, çekim sırasında nasıl bir rol üstlenip duruş sergileyeceği konusunda bütün yetki yönetmen veya yönetmen yardımcısında bulunacağından, bağımlılık unsurunun oluştuğu konusunda şüphe bulunmadığı kaydedildi.
Yerel mahkemenin gerekçesine dayandığı eser sözleşmesinin somut olayda bulunmadığı bildirilen kararda, eser sözleşmesine dair açıklamaların Türk Borçlar Kanunu'nun 470. maddesinde yer aldığı, buna göre eser sözleşmesinin yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme olduğu anlatıldı.
Kararda, bu sözleşmede yüklenicinin ayrı bir iş organizasyonu bulunduğu, iş sahibine karşı yalnızca işin sonucunu üstlenen bağımsız bir çalışan niteliği taşıdığı belirtildi.
Kurulun kararında, "Eser sözleşmesinin amacı önceden belirlenmiş, bir bütün teşkil eden bir iş, emek sonucunun meydana getirilmesidir. Dava konusu olayda ise yönetmenin talimatlarıyla sıkı sıkıya bağlı ve tek görevi figüran oyuncu olarak belli sahnelerde rol almak olan, kendine ait bir iş organizasyonu da bulunmayan davacıyı eser sözleşmesi kapsamına almak hukuka uygun değildir" ifadeleri vurgulandı.
Figüran oyuncuların sosyal güvenlik hukuku bakımından sigortalılıkları değerlendirildiğinde, kanun koyucunun da figüran oyuncuları hizmet akdi kapsamına alarak işçi kabul ettiğinin anlaşıldığı belirtilen kararda, "Figüran oyuncuların 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 4/1-a maddesi kapsamında sigortalı olduğu ve hizmet akdiyle çalıştığı, konun koyucunun iradesiyle ortaya konmuştur" denildi.
Ayrıca, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca 2013'te çıkarılan genelge ile özellikle figüran oyuncuların hizmet akdi kapsamında çalıştığı ve 5510 sayılı Kanun'nun 4/1-a maddesi kapsamında sigortalı olduklarının vurgulandığı kaydedildi.
Kurul kararında, "Bu açıklamalar ışığında, talep edilen iş kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasında davacının televizyon dizisinde figüran oyuncu olarak işverenin direktifi altında sergilediği oyunculuk eser akdi olarak kabul edilemez. Kaldı ki davacının Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında herhangi bir hak iddiasının dahi bulunmadığı göz önüne alınarak ve hizmet akdi kapsamında çalışan işçi ve sigortalı olduğu kabul edilerek davaya iş mahkemesi sıfatıyla bakılması ve işin esası hakkında karar verilmesi gerekmektedir" tespitleri yapıldı.
Kaynak: AA
Kaynak : Trthaber.com.tr